Ertuğrul Özkök: Ecevit hemen o gece karar vermişti

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Bu seçimde Ecevit büyük bir yenilgi alsaydı ne yapardı: Ben ne yapacağını biliyorum.

Çünkü bunu bire bir yaşadım.

1979 yılında yapılan ara seçimlerde CHP'de danışman olarak çalışıyordum.

O nedenle sık sık Ecevit'le görüşüyordum.

Ecevit o sırada başbakandı.

Beş ilde ara seçim yapılacaktı.

HEMEN O GECE

Hemen bütün bu illeri Ecevit'le birlikte gezdim.

Seçim sonucunda CHP o beş ilin beşini de kaybetti.

Bütün illeri Demirel'in Adalet Partisi kazandı.

Seçim gecesi partideki havayı çok iyi hatırlıyorum.

Bütün binaya tam anlamıyla bir düşkırıklığı hákimdi.

Saat 21.00 civarında sonuçlar belli olmuştu.

AP binasında bayram havası eserken, CHP binası bir anda ıssızlaşmıştı.

Ecevit daha o gece kararını verdi.

Başbakanlıktan ayrılıyordu.

Bir saniye bile tereddüt etmedi.

Biz kalması için ısrar ettik.

O ise, ‘‘Hayır, kamuoyu desteğini kaybettik. Bu durumda başbakanlıkta ısrar etmemiz doğru olmaz’’ dedi.

Bu bir demokrasi kültürüdür.

Ecevit'in istifası üzerine Demirel hükümeti kurdu.

O hükümet 24 Ocak kararlarını aldı.

Şimdi aynı Ecevit yine başbakanlık koltuğunda oturuyor.

İKNA LOBİSİ

Demek ki siyasette istifa, ayrılma hayatın sonu değil.

Bazen gidip gelmeler mümkün olabiliyor ve sonuçta hayat yeniden başlayabiliyor.

Önceki gün Baykal'ın çok yakın çevresinden onun genel başkanlığı bırakacağı haberleri geliyordu.

Dün sabah ise ‘‘Gideceğimi nereden çıkarıyorsunuz’’ diyerek, herkesi şaşırtan bir açıklama yaptı.

Öyleyse ne oldu?

Belli ki aradan geçen süre içinde bazı sıcak duygular değişmeye başladı.

Çevreden ‘‘Çekilmeyin’’ telkinleri geldi. Böyle anlarda ikna lobileri devreye girer.

ZAMAN ÇÖZER

‘‘Sağlam ve inandırıcı’’ gerekçeler bulurlar.

İnsan psikolojisi böyle anlarda, kendisini ikna edecek gerekçeler arar.

Belli ki o gerekçeler de bulundu.

Seçimden yenilgiyle çıkan Yılmaz, Çiller ve Baykal çözümü ‘‘zamana bırakmış’’ görünüyorlar.

Daha doğrusu zaman kazanmaya çalışıyorlar.

Bu yolla bir beş yıl daha idare edebilirler.

Ama sorun çözülür mü?

Yani Türkiye'nin sorunu çözülebilir mi?

Bu liderlerin tarihi bir sorumlulukları var.

Türkiye'de merkez onların elinde çöktü.

Çünkü rakamlara baktığınız zaman Türkiye'de bir numaralı parti hálá merkez sol.

DSP'nin yüzde 22'lik oyuna CHP'nin yüzde 9'unu eklerseniz, ortaya yüzde 31'lik bir parti çıkıyor.

Merkez sağda da ANAP'la DYP'yi topladığınız zaman yüzde 26'lık bir grup ortaya çıkıyor.

Ama merkez tamamen çökmüş durumda.

Dünyanın neresine giderseniz gidin, merkezi çökmüş ülkelerde siyasi istikrar olamaz.

O nedenle Türkiye'nin hızla merkezini onarması gerekiyor.

İŞTE ÖRNEK

Ama herkesin kafasında aynı soru var.

Yılmaz ve Çiller birbirlerine karşı artık kemikleşmiş hale gelen duygu ve düşünceleri ile biraraya gelebilirler mi?

Ayrıca onlar gelse de, kamuoyu bu beraberliğe güven duyabilir mi?

İki lider kalmakta ısrar edeceklerse, önce kamuoyunda iyice zedelenmiş olan bu güven duygusunu tamir etmek zorundalar.

Bu da onlarda köklü bir kişilik değişimini gerektiriyor.



Yazarın Tüm Yazıları