Mutlaka birileri bir şey diyecektir diye bekledim. Ama ses yok... Şimdi ben de topa giriyorum. Tuna Kiremitçi, belki de romancı kimliği ağır bastığı için, biraz üstü kapalı dille ve ürkek yapmış. Ben biraz daha dekolte yazacağım.
DİZİLERDE NİYE TÜRBANLI KADIN YOK
SORU: Geçen pazartesi günü Tuna Kiremitçi’nin “Kelebek”teki köşesinde çok ilginç, aynı zamanda çok önemli bir konu ele alınmıştı. Tekrar özetleyeyim. Soru şu: “Dizilerde niye türbanlı kadın yok?” Hakikaten niye yok? Esra Elönü şu cevabı vermiş: “Reytingimiz yok be abi...” ARA SORU: Tuna Kiremitçi de haklı olarak soruyor: “İyi de reyting için ne yaptınız?” Hakikaten, tutan dizilerde türbanlı kadının neden reytingi yok? “Çünkü” diyor Kiremitçi: “Sizi dizilerde sadece idealize edilmiş azizeler şeklinde görmek isteyen erkek egemen kafayla hesaplaşmadınız.” Tam yerine oturmuş. Ama eksik...
EGEMEN ERKEK BÖYLE BUYURDU DEYİP KAÇAMAZSIN
Çünkü, meseleyi yine sadece “egemen erkek” klişesine bağlayıp bırakmış. İş o kadar basit değil. Etrafınıza bakın; ama iyi bakın. Artık türbanlı köşe yazarı görüyoruz. Bazı televizyonların tartışma programlarında da görüyoruz. Üniversiteye ve hayatın başka birçok alanına girmiş vaziyetteler. Öyleyse dizilerde niye hâlâ yoklar? Bu gerçeği, “erkek egemen” klişesine bağlayıp geçiştirebilir miyiz?
ŞU SORULARA EVET DEMEYE HAZIR MISINIZ
Yıllar boyunca, türban bizlere ne olarak sunuldu? İnancın, dürüstlüğün, ahlakın timsali olarak. Oysa herkesin çok iyi bildiği bir sır vardı: Başa türban geçirilince, insan karakterindeki “insani şeyler” öyle hiç de değişmiyor. Gerçek öyle de; fotoğrafın arabında durum farklı. Sadece erkek değil, kadın da kendisinin veya başkalarının yarattığı bu klişenin, bu “azize ikonasının” esiri haline geldi. Cesaretiniz var mı? Varsa, hadi gelin şöyle küçük bir “azize testi” yapalım. Ama uyarıyorum. Cesaretiniz yoksa, bırakın tabu olarak kalsın. Dizilerde tecavüze uğramış türbanlı kadın da görmeye hazır mısınız? Dizilerde kocasını aldatan türbanlı kadın da seyretmeye hazır mısınız? Dizelerde sevdiği erkekle öpüşen türbanlı kadın da seyretmeye hazır mısınız? Dizilerde kötü, cinayet işleyen, hırsızlık yapan, arkadaşına kazık atan, gelinini arkadan bıçaklayan türbanlı kadın da seyretmeye hazır mısınız? Dikkat; soruyu sadece egemen erkeklere sormuyorum. Kadınlara da soruyorum.
TÜRBANLI KADINLA TÜRBANSIZ ARASINDA HARİKA İŞ BÖLÜMÜ!
Ben hazırım da, hayatı “Madonna ikonası” yaratıp, onu hiç kırmamakla geçen insanlar buna hazır mı? Bir dakika; suçu sadece o dünyaya yıkmayacak kadar da gerçekçiyim. İşin şu tarafı da var. O insanlar “Evet hazırız” deseler de, dizilerinde kötü türbanlı kadınlar da göstermeye hazır yönetmen, yapımcı var mı? Bugün için bunu göze alacak babayiğit bir yönetmen henüz daha anasından doğmadı. Kocasını aldatan türbanlı kadın gösteren bir yönetmen, başına nelerin gelebileceğini, hangi çarmıhlara gerileceğini tahmin bile edemez. Tabii dizilerde şöyle harikulade bir iş bölümü istiyorsanız o başka! Başı açık kadınlar arasından; aldatanı da, dalavere çevireni de çıkacak; başı örtülü kadınlar ise sadece dürüstlük timsali, namuslu, saf, temiz insanlar olacak... Böyle bir iş bölümünü, ne televizyon ekonomisinin kanunları, ne yapımcının ne de izleyicinin vicdanı kabul eder.
BENİ ENAYİ YERİNE KOYUP ŞU KLİŞEYİ GETİRMEYİN
Tavsiyem; siz yine de çevrenize bakın... İyi bakın... Gördüğünüz bütün türbanlı kadınların hepsi namus timsali, ahlaklı, tertemiz insanlar ise; Buna samimi olarak inanıyorsanız; Gelin o zaman beni de ikna etmeye çalışın. Ben samimi her fikre açığım.. Ama lütfen, beni enayi yerine koyup; “Her namaz kılan, her başını örten dürüsttür” gibi alelade bir klişe ile gelmeyin.