CHP’liler de çocuklarını askere göndermesin mi

ÖYLE değil mi...

Haberin Devamı

***

Düşünün...

CHP’li bir ailesiniz...

Çocuğunuzu güle oynaya askere göndermişsiniz...

Şehit olmuş...

Ama biri çıkıyor haykırıyor: “Almayın onları cenaze törenlerine...”

Cami avlusuna yani...

Allah’ın evine...

***

Emir yüksek yerden...

İçişleri Bakanı söylüyor...

***

Hadi şimdi gidin izah edin bunu bugüne kadar çocuğunu şehit vermiş CHP’li annelere, babalara... Kardeşlere, eşlere, teyzelere, halalara, dayılara anlatın bakalım...

***

Vazgeçtim CHP’liyi...

Yani bir Ege kasabasında AKP’li olmayan bir belediye başkanı da çıkıp “AKP’lileri şehit cenazelerine sokmayın” dese ne hissedersin sen AKP’li kardeşim...

***

Artık aklım almıyor bu hezeyan yarışını, bu sorumsuzluk müsabakasını...

***

Ama asıl içimi yakan şu...

Bakıyorum, AKP saflarında bir itiraz yok...

Köşe yazılarına bakıyorum. Orada da tık yok...

***

Haberin Devamı

O zaman, Cumhurbaşkanı’nın “Kavgayı ve kaygıyı bırak uzat elini” diyen sesi daha da çınlıyor kulaklarımda...

Bardağa dolu tarafından bakmaya çalışıyorum.

Diyorum ki kendi kendime...

“Evet, AKP saflarında bu ürkütücü sözlere bir eleştiri yok...

Ama Allah için tek bir destek sesi de yok...”

***

O zaman da diyorum ki...

“Belki de bu sükût, ikrardan değil, itirazdan geliyordur.”

***

Söyleyin arkadaşlar yoksa yanılıyor muyum...

 

YENİ AKP’LİDEN ÜÇ HÜRRİYET MESAJI
SALI günü, 24 Haziran seçiminde AKP’den Hatay milletvekili seçilen Hüseyin Yayman’ın Özal kitabını yazmış ve sormuştum:

“TBMM’de Özal’ın sözünü ettiği düşünce, inanç ve girişim özgürlüklerini savunacak mısınız?“

Dün cevap geldi.

Hüseyin Yayman şöyle diyor:

“Düşünce hürriyetini, inanç hürriyetini, teşebbüs hürriyetini savunmaya devam edeceğim. Çünkü AK Parti bu özgürlükleri savunan partidir.”

Arkasından da şunu ekliyor:

“Son 16 yılda Türkiye’deki hürriyetlerin alanı genişlemiştir. Partimiz yasaklarla mücadele eden bir partidir.”

Birinci bölümüyle hemfikirim.

Ama şu ikinci bölümü var ya... Onu biraz tartışalım derim.

 

CHP’liler de çocuklarını askere göndermesin miİNSAN BUGÜNLERDE EGE’YE NEDEN TAŞINIR
TAM da yeni kitabı “İkinci Waliz” önüme geldiğinde öğrendim hastalığını...

Haberin Devamı

küçük İskender, Bodrum’a yerleşmiş... Zor bir hastalıkla boğuşuyormuş. Her kitabını su içer gibi okuyorum...

Ben okudukça, kendi yazımdaki kifayetsizlik biraz daha vuruyor kafama. Şu cümleye bakar mısınız?

“Bu yüzden Bodrum’a taşınıyorum. Bu yüzden Ege.

Daha da gelmeyin üstüme. Anlattım işte.”

***

küçük İskender: İkinci Waliz, Can Yay. 2018

 

İSKENDER’İN ‘WALİZ’İNDEN DÜN SABAH ÇIKANLAR
- “Arkamdan konuşuyorlarmış. Çok sevindim. Demek ki önlerinde olduğumu kabullenmişler.”

***

- “Fazla düşündüm bu sabah. Hazırım. Sevişmem lazım.”

***

- “Evet, ahtapot kucaklasın... O bile yeter.”

***

- “Götürün bir başka gezegene bırakın beni.

Einstein’ın kucağında ağlamak istiyorum.”

***

Haberin Devamı

- “Ergenlik ömre yayılmış bir iç savaştır.”

***

- “Çok şey değil, gezegende bir ada yetecek bize. Söz, bir daha bizi asla görmeyecekler.”

***

- “Bilinçaltımdan başka sığınak bulamadım.”

***

- “Tarlaya ekin beni paramparça

Bakalım ne çıkacak.”

 

CHP’liler de çocuklarını askere göndermesin mi5 ÇALIŞANI ÖLDÜRÜLEN GAZETE NASIL BU KADAR RUHSUZ OLUR
ANGLOSAKSON gazeteciliği diye bir şey var gerçekten.

Amerika’nın Annapolis şehrindeki “Capital Gazette” gazetesine giren silahlı bir kişi, 5 gazeteciyi öldürdü.

Dün bu gazetenin bu haberi nasıl verdiğine baktım.

Allah aşkına şu başlığın soğukluğuna bakar mısınız:

“Capital Gazette’ye ateş...”

Ana spotu da şöyle:

“Polis, Capital gazetesinin hedef alındığı saldırıda 5 kişinin öldüğünü açıkladı.”

Haberin Devamı

Basılı gazete biraz daha canlı duruyor ama onun başlığı da şöyle:

“Capital’de 5 ölü...

Tamam anladım meşhur Anglosakson serinkanlılığı, mesafeli yaklaşımı ama bu kadar da değil yani...

Bir de Acun’un kameramanının öldürülüşünü nasıl duygusal açıkladığını düşünün...

Ben Acun’unkini çok daha insani buldum.

 

CHP’liler de çocuklarını askere göndermesin mi

JOHN LENNON’IN TACİZCİ GURUYA VERDİĞİ CEVAP
MAĞARADA tacize uğrayan Mia Farrow doğruca Beatles üyelerine koşmuş.

O sırada Ringo, Hint yemeklerinden nefret ettiği için Hindistan’dan ayrılmış.

Paul McCartney ise “Bu gurulardan bir şey olmaz” deyip çekip gitmiş.

Olayı John Lennon’a anlatınca o anında eşyalarını toplamaya başlamış.

Maharishi Guru “Ne oldu niye ayrılıyorsun” deyince Lennon şu cevabı vermiş:

Haberin Devamı

“Dibine kadar ermiş olan sen değil misin? Sen daha iyi bilirsin...”

Yazarın Tüm Yazıları