Paylaş
Dünyanın dört bir yanından gelmiş 8 gazeteciyiz.
*
Biraz sonra içeri Lady Gaga giriyor.
Üzerinde sade bir siyah takım elbise var.
İki gece üst üste izlediğimiz şovlarında, konserlerinde giydiği o rengârenk elbiselerle hiç ilgisi yok.
*
Şu an sanatının zirvesinde.
Bir yıl içinde 9 Grammy, bir Oscar almış ve bütün dünyanın konuştuğu bir film yapmış.
Geçen ay New York Metropolitan Müzesi’nde açılan ve bütün dünyanın konuştuğu “Camp” sergisinin başkan yardımcısı olarak seçilmiş.
Las Vegas’taki iki konseri daha o gece şehrin en çok konuşulan konusu haline gelmiş.
*
Ve karşımızda bir süperstar ama aynı zamanda derin bir entelektüel, güçlü bir aktivist ve bir oyun kuralı değiştiricisi oturuyor.
*
İşte size şu an dünyanın 1 numaralı süperstarı sayılan Lady Gaga ile yaptığımız 2 saatlik sohbet.
BEN CÜRET ETMEK İÇİN DOĞMUŞUM
Siz modada bir trend belirleyicisiniz. Neden Tudor gibi bir saat markasının yüzü olmayı, onun sponsorluğunu kabul ettiniz?
“Sponsorluk veya bir markanın yüzü olmak benim genellikle pek ilgilendiğim bir şey değildi. Ama Tudor çok yenilikçi bir şirket ve buldukları slogan beni çok etkiledi: Born to Dare (Cüretkâr olmak için doğmuş) demişler, ben de cüret etmeyi seven bir insanım. Bir de bu şirketin yardım amaçlı bir vakıf olması da etkiledi beni.”
BİR ZAMANLAR BALE ELBİSESİ ÜZERİNE BAŞAK TAÇ TAKARDIM
Tarzınızı nasıl anlatırsınız? Tarzınız zaman içinde değişti mi?
“Tarzımın hiç bitmeyen bir değişim olduğunu düşünüyorum. Her gün değişik bir tarzda giyinmeyi seviyorum. Hayatımın bir döneminde tarz benim için deri değiştirmek gibi bir şeydi. Kendimi iyi hissetmiyorsam, saçımı değiştirmek, şunu bunu takmak, elbiselerimi tamamen değiştirmek tamamen farklı bir insan olmaktı.”
Ya şimdi?
“Şimdi büyüdüm, tarzım da değişti ama o kadar da çok değil. Geçen hafta Las Vegas’da açılan ‘Gaga Müzesi’ne gittim. Bir zamanlar bale elbisesi giyip başıma başak taçlar takmışım. Bakın şimdi bir takım giyiyorum.”
Bu ne anlama geliyor yani?
“Bir tür kendimi nasıl hissediyorsam öyle olmak. Yani cüret etmek. Dünyanın her yerinde insanları belli bir şekilde görünmeye, giyinmeye zorlayan baskılar var. Ben bu baskılara uymak zorunda hissetmiyorum.”
EN SEVDİĞİM ÜÇ TASARIMCI KİMDİR
Tasarımcı Brandon Maxwell ile çok iyi arkadaşsınız. Törenlerde kırmızı halıda onun sizin için hazırladığı harika elbiseleri giyiyorsunuz.
“Gerçekten harika değil mi? Çok tatlı bir insan, büyük bir kişilik. Ama şunu söyleyeyim. Benim için önemli olan marka, isim değil, yetenek. Genç ve yetenekli bir insan gördüğüm zaman kalbim çarpmaya başlıyor. Ve içimden hemen onları desteklemek geliyor.”
Başka hangi tasarımcıları seversiniz?
“Celine’den de giyiniyorum. Çünkü Hedi Slimane’ı seviyorum. Saint Laurent’da harika işler yaptı. Şimdi Celine’de yapıyor. Ayrıca Donatella (Versace) ile de yakın dostluğum var.
Yani bu biraz da o gün ne moda meselesinden çok dostluk meselesi.”
CAZ KONSERİNİN BİLETLERİ POPTAN DAHA HIZLI TÜKENDİ
Gelelim asıl soruya. Kariyerinizin zirvesindeyken, daha çok yaşlı sanatçıların yeri olan Vegas’a neden geldiniz?
“Evet cesur bir karardı. MGM yöneticilerine, ‘Arkadaşlar bakın ben size bir değil iki konser yapayım. Bir pop şov, öteki caz konseri olsun’ dedim. Önce çok tereddütlüydüler. ‘Bilmiyoruz ki olur mu falan’ dediler. Ben de ‘Bir deneyelim. Eğer caz şov iş yapmazsa onu çeker, pop şovla devam ederiz’ dedim.”
Sonuç ne oldu?
“Çok ilginç oldu. İki şovun biletleri de kısa sürede sold out (tükendi) oldu ama ilginç olanı şu ki caz şovun konser biletleri pop şovunkinden daha hızlı tükendi.”
Neden bir caz konseri? Zaten geçmişte Tony Bennett’le bir dizi konser vermiştiniz.
“Las Vegas’a gelirken kendi kendime şunu dedim. ‘Madem oraya gidiyorum, neden küçüklüğümden beri yaptığım öteki şeyi de götürmeyeyim? Yani caz müziğini. Küçüklüğümden beri bu iki müziği birlikte yapmak beni özgürleştiriyor.”
HAYATIM BOYUNCA RÜYAM BİR ANDY WARHOL OLMAKTI
Bu şovlar nasıl ortaya çıktı?
“Enigma adını verdiğim şov geçen yıl ödüller aldığım dönemde ortaya çıktı. Benim ‘Haus of Gaga’ (Gaga Yuvası) denilen bir yaratıcı ekibim var. Çok ilginç bir makine bu. Hayatım boyunca Andy Warhol olmak istedim. Sanıyorum bu hayalimi gerçekleştirdim.”
VEGAS YAŞLI POPÇULARIN ÖLMEK İÇİN GELDİĞİ YERDİ
“Senaryo ve şov özellikle Las Vegas için tasarlandı. Çünkü orada, başka yerlerde yaptığım bir şeyi tekrarlamak istemedim.”
“Biliyorsunuz, Las Vegas için ‘Pop sanatçılarının ölmek üzere geldiği yer’ denir. Böyle bir imajı yıkmak istedim. Bunun için sınırları çok zorladım.”
BEYAZ BİR KADINSANIZ VE CAZ SÖYLEYECEKSENİZ HİSSETMELİSİNİZ
“Caz benim için çok önemli. Caz söyleyen beyaz bir kadın olarak bu müzik türüne büyük bir saygım var. Afrikalı Amerikan toplumunda doğmuş, New Orleans’da blues ve ragtime akımı ile gelişmiş bir müzik.”
“Başta çok gergindim. Çünkü caz gerçek bir özgürlük çığlığı, ağıtıdır. Beyaz bir kadın şarkıcı caz söyleyecekse bu acıyı, çığlığı hissetmeli. Yapacağım müziğin, cazın bir tür tercümesi değil, kendisi olması için çok çaba harcadım.”
KLASİKTE NİYE RAHMANİNOV DEĞİL MENDELSSOHN’U SEVİYORUM
Siz bir zamanlar ‘Klasik müzik popun ‘genesis’idir’ (yaradılış hikâyesi) demiştiniz. Klasik müzikte size en çok etkileyen besteciler kimlerdir?
“Teknik açıdan baktığınızda şunu söyleyebilirsiniz. Bach’ın ‘Envansiyonlar’ı (klavsen ve klavikord için bestelenmiş kısa eserler) pop müziğin ‘chord progression’u (akor dizilimi) ve hareketleri ile en yakından ilgili parçalardır. Fakat şahsen benim tercihim, en zorları değil, Mendelsshon’dur. Onun ‘Songs Without Words’ (Sözsüz Şarkılar) adıyla nota kitabı haline getirdiği parçaları var. Söz yok ama şarkı. Küçüklüğümde onları çalmayı çok severdim. En sevdiğim besteci Rahmaninov demek isterdim ama onu çalmak daha zor. O nedenle Mendelsshon’u severim.”
ŞARKI BESTELERKEN VEYA DİNLERKEN 2 KURALIM VAR
“Her şarkının ayrı bir hikâyesi vardır. Bazen bir konu aklıma takılır. Bazen bir şiir yazarım, o lirik haline gelir. Bazen başımdan geçen bir şey, beni çok duygulandırır veya korkutur, hemen piyanonun başına koşar ve onu şarkı haline getiririm.”
KURAL 1: “Bana şarkı getiren birine şunu söylerim. ‘Bir mikrofon buluncaya kadar parçayı bana çalmayın’. Çünkü genellikle o parçayı ilk söyleyişim etkili olur. Birkaç kere dinlemek, spontanlık etkisini azaltır.”
KURAL 2: “Eğer bir şarkı aklımda kalmıyorsa iyi değildir.”
GEÇEN GÜN ARKADAŞLARIMLA ŞUNUN FARKINA VARDIM
“Ben gerçekte hiçbir zaman bir şeyi, ‘Hadi zengin olayım, malikâneler alayım, lüks içinde yaşayayım’ diye yapmamışım. Mesela şimdi Vegas’tayım. Bu benim için İtalya’da bir çeşmenin kenarında oturmak, arkadaşlarımın oralarda dolaşmasını seyretmek gibi bir şey. Çocukluğumuzda mahallenin köşesinde oturur, bir komşunun evinin önünde durur arkadaşlarımla laklak ederdik. İşte gerçek ben hâlâ buyum.”
BÜTÜN BUNLARIN TANRI’NIN BANA BİR LÜTFU OLDUĞUNA İNANIYORUM
Bu sürekli yeni bir şeyler yapma duygusu nereye kadar gidecek? Çok yorucu değil mi?
“Bazen bu soruyu ben de kendi kendime soruyorum. ‘Gaga nedir bu telaş, neden her gün yeni rüyalar görmen, yeni hayaller kurman gerek, neden hep sınırları zorlamak ihtiyacı duyuyorsun? Nereye kadar gidecek bu’ diyorum.
Cevabın ne?
“Ben de bilmiyorum. Ama bildiğim şey şu: Tanrı’ya veya kainata inanabilirsiniz. Ben Tanrı’ya inanıyorum. Ve bunların bana Tanrı’nın lütfu olduğuna inanıyorum. Ve bana lütfettiği bu şey de işte tam benim.”
ÖDÜLLERİ NEDEN MUTFAK VE BANYO RAFINA KOYDUM
Sizin için ödüllerle dolu çok verimli bir yıl oldu. Bu size nasıl bir duygu veriyor?
“Açıkçası bunun henüz keyfini çıkaramadım. O kadar çok çalışıyorum ki, o duyguyu yaşamaya bile vaktim kalmıyor.”
Kaç ödül oldu şimdiye kadar?
“Dokuz Grammy ve Oscar. Bu ödülleri evimde mutfağa ve banyoya giden koridordaki raflara koydum.”
Neden salonlar değil de orası?
“Çünkü sabah uyandığımda mutfağa ve banyoya giderken onları görüyor ve kendi kendime ‘Bak başardın’ diyorum.”
PİCASSO VE LEONARDO GİBİ DEĞİL BAŞKA TÜRLÜ HATIRLANMAK İSTİYORUM
Las Vegas’taki konserinizde uzun uzun kendi ölümünüzden ve cenaze töreninizden söz ettiniz. Sizden geriye ne kalsın istersiniz?
“Ben sadece ‘cesur bir insan’ olarak hatırlanmak istiyorum. Bu size tuhaf gelebilir. Tabii ki müziğimle, sanatımla da hatırlanmak isterdim. Bu harika bir şey. Picasso, Da Vinci yaşadı ve hâlâ yaşıyorlar. Ama ben cesur ve aklından geçeni korkmadan söyleyen bir insan olarak hatırlanmayı tercih ederim. Tanrı’nın bu sesi bana meşhur olmak için değil, meydan okumak, dünyayı değiştirmek için bir araç olarak verdiğine inanıyorum. Ve ben de bunu yapmak istiyorum.”
SOSYAL MEDYADA TAKİPÇİ SAYIMIZI NEYLE ARTTIRMALIYIZ
“Bence büyük sese sahip her sanatçı bir durum değerlendirmesi yapıp bu sesi iyilik için kullanmalıdır. Bazı sesi gerçekten büyük sanatçılar görüyorum. Sanki şarkılarını sadece seslerini ispat etmek için söylüyorlar.”
Gençlere şöhretimizle değil, düşünce ve davranışlarımızla esin kaynağı olmalıyız. Sosyal medyada takipçisi sayımızı bunlarla arttırmaya çalışmalıyız.”
“Şovlarımda durmadan merhametten, insan haklarından söz ediyorum. Annemin başında bulunduğu bir vakıf var. Amerika’daki çocukların mental sağlığı için çalışıyor. Şimdiden 8 çocuğun hayatını kurtardık.”
HAYATTAKİ EN BÜYÜK İDOLÜM JOHN LENNON
O zaman konuşmamızı şu soruyla kapatalım. Hayatta sizin esin kaynağınız, idolünüz olan şöhretli insanlar kimdir?
“John Lennon ve Yoko Ono. Onun ‘Give Peace a Chance’i (Barışa Bir Fırsat Tanı) öylesine bir anda yazmıştı. Sanki bir muhabir ona ‘Barışa fırsat tanı diyerek neyi kastediyorsunuz’ diye sormuş o da cevap vermiş gibi. Bütün dünya üzerinde muazzam bir etki yarattı bu şarkı.”
Başka kimler var?
“Martin Luther King var. O da çok büyük etki yaratmış bir insan. Elton John var. Yıllarca müziği ile etkilemiş bir süperstar. Sonra kurduğu AIDS Vakfı ile büyük etki yaptı. Oyunun kurallarını değiştirdi.”
TONY BENNETT, DUKE ELLİNGTON’U OTELLERE SOKAN İNSANDI
‘Ve tabii idolüm olarak bir de Tony Bennett var. Dün gece burada benimle birlikte sahneye çıktı. Düşünebiliyor musunuz bu insan 93 yaşında ve sahneye çıktığında hâlâ bir Noel ağacı gibi ışıldıyor.’
Onun da sadece müziği değil sizi etkileyen değil mi?
“Bütün hayatı boyunca bir aktivistti. Sivil Haklar hareketi sırasında sesini yükselten sanatçılardan biriydi. Irk ayrımcılığı sırasında Afrika Amerikan vatandaşları otellere alınmazken o Duke Ellington’u otellere sokturuyor ve müziğini yaptırıyordu.”
İDOLÜ OLMAYAN İNSAN KENDİNİ İDOLLEŞTİRİR
“Başkalarını bilmem, ben hep idollerim, esin kaynağım insanlar olmasını istedim. Hep sizden yukarıda bakacağınız birileri olmalı hayatta. Çünkü idolleriniz yoksa, bir süre sonra kendinizi idolleştirmeye başlarsınız.”
Son sözünüz?
“Ben iyi şeyler için kuralları yıkan, çiğneyen bir insan
olmak istiyorum.”
Paylaş