Paylaş
Mini Cooper araba büyüklüğünde bir araç Mars’ın yörüngesine oturacak.
Ve bu, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) uzaya gönderdiği bir araç olacak.
Aracın adı “Hope”.
Yani “Umut”.
Tarihte ilk defa Müslüman bir ülkenin uzaya attığı araç böylesine ileri bir noktaya gidiyor...
Üstelik güzel bir haber daha var. Birleşik Arap Emirlikleri’nde bu bilimsel Mars projesinin başında 33 yaşında bir kadın var.
Adı Sarah al-Amiri...
*
Mars’ın yüzünden 20 bin ile 43 bin metre yükseklikte bir yörüngede dolaşacak olan aracın amacı gezegendeki meteorolojik değişimleri incelemek... BAE daha önce de uzaya 3 tane yer gözlem uydusu göndermişti.
Ayrıca geçen yıl Rusya’nın Soyuz roketine ilk Arap astronotu da koydu.
*
Peki bir Arap ülkesinin Mars’ta ne işi var?
Proje yöneticilerinden biri şöyle diyor:
“Mars’a gidiyoruz ama amacımız Mars’a gitmek değil...”
Ne öyleyse?
“Asıl amacımız okul çocuklarına uzay bilinci vermek, esin kaynağı olmak...”
*
Aslında BAE’nin bu aracı uzaya gönderecek roketi yok.
Onun için Japon Mitsubishi şirketinin H-HA modeli bir roketini kullandı.
Yapılması ve atılması 200 milyon dolarda mal oldu...
Yani vizyonu, parasal maliyetinden çok yüksek bir proje bu...
Boğaziçi Üniversitesi rektörünü tartıştığımız şu günlerde gözden kaçmasın diye yazıyorum...
BU YIL SEKİZ METEOR YAĞMURU OLACAK
NEW York Times, dün 2021 yılının uzay takvimini verdi.
Barajları dolduracak yağmur pek yok ama bu yıl dünya meteor bakımından çok yağışlı geçecekmiş...
12 ayda 8 meteor yağmuru yaşayacakmışız...
21 Nisan: Lyrid Meteor yağmuru.
4 Mayıs: Eta Aquarids meteor yağmuru.
28 Temmuz: Güney Delta Aquaridis meteor yağmuru.
11 Ağustos: Perseids meteor yağmuru.
19 Ekim: Orionids meteor yağmuru.
16 Kasım: Leonids meteor yağmuru.
13 Aralık: Geminidis meteor yağmuru.
21 Aralık: Ursids meteor yağmuru.
İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINDAN SONRA İNSANLI UÇAN ŞEFLERDE TÜRK DAMGASI
GEÇEN yılın son ayının bana en heyecan veren haberi ABD’den geldi...
Dünyanın en büyük havayolu şirketi Delta, uçaklarındaki yemek servisi için Do&Co şirketiyle anlaşmış.
Yani sahibi Türk olan bir catering şirketi ile...
Attila Doğudan Delta’nın yemek servisi ihalesini kazanarak adını havacılık sanayinin zirvesine yazdırdı...
*
Düşünebiliyor musunuz, Delta’nın 1.380 uçağında artık ilk konsepti Türk Hava Yolları’nda oluşturulan bir yemek servis başlayacak.
Bu şirketin sadece Atlanta şehrinde günlük 400 uçuşu var...
Bu aynı zamanda Türk Hava Yolları’nın da bir başarısı sayılmalı.
THY Do&Co ile havacılık sektöründe “uçan şefler” konseptini kuran şirket. Sektöre ikinci armağanı ise “taze pişirilmiş yemek” sunmaktı.
*
Do&Co bugün artık dünyaca ünlü 60 uçak şirketine hizmet veriyor.
Havacılığın en büyük catering şirketi haline geldi.
Türkiye son yıllarda SİHA’ları, yani insansız uçak teknolojisi ile havacılığa adını yazdırdı.
Şimdi insanlı uçan şef konsepti ile de yazdırıyor.
*
Bu haberi okuduğumda şunu düşündüm.
THY iki yıl önce Do&Co ile anlaşmasını feshedip işi Singapur Havayolları’nın catering şirketine vermeyi tartışıyordu.
Görüyor musunuz nasıl büyük bir tarihi yanılgının eşiğinden dönülmüş....
*
Tebrikler Attila Doğudan...
Seninle gurur duyuyoruz.
SEVGİLİ ABDULKADİR ‘HALK’ KAZANDI, BEN ÇEKİLİYORUM
SEVGİLİ köşe komşum Abdulkadir Selvi dün bana güzel bir hiza vermiş:
Diyor ki “Haddini aşma”...
Mesajı aldım...
Söz...
Bundan böyle aşmayacağım...
*
Çünkü sevgili arkadaşım...
Sen ki arkanda koskoca bir halk...
Ben ki köşemde yapayalnız...
Sen ki halktan tam yetkiyi almışsın...
Ben ki elinde kendi ehliyeti bile olmayan...
Sen ki arkanda bir izdiham, dayanmışsın köşemin kapısına...
Ben ki “evde tek başına”...
*
Kazanamam bu savaşı... Kimse “halkın karşısında” duramaz...
Tartışmayı kesiyorum, tartışmayı kesiyorum, yediğim bu meydan dayağı ile kamu meydanından çekilip süklüm püklüm köşeme sığınıyorum...
Ve bildiğim, o mütevazı, nazik, beyefendi Abdulkadir Selvi’yi beklemeye başlıyorum.
KÖŞEME ÇEKİLİRKEN KÜÇÜK BİR GÖZLEM
SEVGİLİ Abdulkadir...
Yaşadığım tecrübelere dayanarak, köşe yazarlarını tuzağa düşürmek için pusuda bekleyen azmanlaşmış bir ego tehlikesine dikkati çekmek istemiştim...
Demek ki derdimi biraz olsun anlatabilmişim...
Bak, ilk yazında, Kılıçdaroğlu’na karşı “halktan aldığın yetkiyle üst perdeden” hiza verirken...
Dünkü yazında tevazu çıtasını biraz yükseltip, daha alt perdeden konuşmuş ve kendini “Halk adına soru sorma” çizgisine indirmişsin...
Bu bile iyi...
Senin için küçük..
Ama mesleğimiz için büyük bir adım...
GALATASARAYLI FUTBOLCUNUN GÖZÜYLE İLGİLİ SON RAPOR ŞU
PAZAR günü aklıma takılan bir soruyu sormuştum:
Konu, elinde fişek patlayan Galatasaraylı futbolcu Omar Elabdellaoui ile ilgiliydi.
Göz gibi ihtisas konularında böyle bir kaza olduğunda bir ihtisas hastanesine mi götürmek daha doğrudur, yoksa sponsor olan hastaneye mi?
Sorunun konusu Galatasaraylı futbolcuydu ama hepimiz için geçerliydi...
Böyle durumlarda bir hasta acil en yakın yere mi götürülmeli yoksa en uzman yere mi...
Herhangi bir suçlama veya imada da bulunmadım.
O nedenle hastane adı da vermedim.
Ayrıca o günkü yazımda da belirttiğim gibi başarılı bir hastane.
Geçmişte o hastane yöneticileri ile kadınlara yönelik sosyal proje yapmayı bile konuşmuştuk.
Yazının çıktığı gün, önce hastanenin grup başkanı aradı.
Ardından Galatasaraylı bir yönetici ile konuştum.
O geceyi anlattılar.
Ama önce hastane yönetiminden dün aldığım bilgilerle Galatasaraylı futbolcunun son durumunu aktarayım:
“Yüzünde 2. derece yanık var.
Sağ gözü diğerine göre daha hasarlı. Oyuncunun sol gözünde görme yetisi bulunuyor....
Gerek yanık gerekse gözlerindeki durumla ilgili tedavi planı sürüyor. Hastanın gelişimi için sadece zamana ihtiyaç var.”
*
Bu bilgiye göre işin rengi biraz değişiyor. Çünkü futbolcunun sorunu sadece göz değil...
Ciddi cerrahi müdahale gerektiren yanık konusu da var.
Dolayısıyla bu tür müdahaleleri de yapabilecek donanımda bir yer olması normal.
O GECE HASTANEDE İLK ANDA NELER YAŞANDI
GALATASARAYLI futbolcunun tedavi gördüğü hastanenin grup koordinatörü söze şu cümlelerle başladı:
“Herhangi bir hasta geldiğinde ilk işimiz, hastaya en iyi hizmeti biz mi veririz, yoksa başka bir uzmandan yardım istemeli miyiz diye bakarız.
Göz konusunda hastanemiz pek çok sağlık kuruluşuna nazaran çok iyi bir ekibe ve altyapıya sahip. Bu türde vakalara daha önce de müdahale ettik. Üstelik kök hücre laboratuvarımız var.
Galatasaray oyuncusu Omar Elabdellaoui’nin bize geleceğini haber aldığımızda hemen bir ekip oluşturduk.
Müdahaleyi her biri kendi alanında uzmanlaşmış 4 kişilik bir ekip yaptı. Oyuncunun tedavisini üstlenen Prof. Dr. Vedat Kaya kornea vakalarında ve ileri ön segment göz hastalıklarında ülkemizin yetiştirdiği çok yetkin ve vaka sayısı ile deneyimi yüksek bir hekimdir.
Ameliyata, ön segment cerrahisi alanında uzman göz hekimi Dr. Belma Karini, plastik cerrahımız Prof. Dr. Zeynep Sevim, göz doktorumuz Dr. İlhan Yılmaz Vedat da katıldı.”
*
Araştırdım. Söylediği isimler gerçekten göz alanında tanınmış, başarılı insanlar.
O yazıyı yazmamın nedeni isimler değildi...
Bu açıklamadan soruma tatmin edici bir cevap almış bulunuyorum.
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Paylaş