Paylaş
“O gece neredeydin?”
O gece dediğim darbe gecesi...
***
Cevap:
“Ankara Gazi Orduevi’nde bir tümgeneralin kızının düğününde...”
O sırada F-16 Ankara’da uçmaya başlamış.
Ona bağlı birliklerin bir bölümü millete ateş açma emriyle mühimmatını yüklemiş.
***
Deniz Kuvvetleri Komutanı’na soruyorlar.
“O gece neredeydin?”
İstanbul’da Çınar Oteli’nde bir akrabasının düğününde.
O sırada kendisine bağlı savaş gemileri mühimmatı yüklemiş, belki de otelin önünden geçiyor.
***
Hava Kuvvetleri Komutanı’na soruyorlar.
“O gece neredeydin?”
İstanbul Moda Deniz Kulübü’nde düğünde...
Bir generalin kızı emekli bir başka generalin oğluyla evleniyor.
***
Onunla birlikte 22 hava generali de orada...
Hava Kuvvetleri’nin toplam general sayısı 67, üçte biri düğüne gelmiş.
***
Ya geriye kalan....
Onların bir bölümü de düğünlerin semalarında ses duvarını aşan, camları kıran F-16’ları yönetiyor...
***
Dünyanın en büyük dördüncü ordusunun “bir darbe gecesi” hali bu...
MEHMET BEY SİZ DE ÇOK İYİ BİLİYORSUNUZ BU HİÇ İYİ BİR FİKİR DEĞİL
DARBE sabahından beri en kötü haber dün geldi.
Üstelik öyle böyle değil, bütün dünyada finans dünyasının gözlerini diktiği Bloomberg dergisinde yayınlandı.
Ak Yatırım’ın bir yatırım analizcisinin çalışma lisansı iptal edilmiş.
Nedeni de 15 Temmuz darbe girişiminin ertesinde olumsuz bir yorum yapmasıymış.
Bence son derece yanlış bir karar...
Böyle uygulamalar, bundan sonra Türkiye’den gidecek olumlu analizlerin kredibilitesini de etkileyebilir.
Bunun en iyi bilecek insanlardan biri de ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’tir...
EĞER BİR DARBE GECESİ İNTİHAR ETMEYECEKSEK
ADALET Ağaoğlu’nun 12 Mart askeri dönemini anlatan kitabının adı “Bir Düğün Gecesi”ydi... Kitap bizim neslin unutmadığı şu cümleyle başlıyordu:
“İntihar etmeyeceksek içelim bari...”
Belki bir gün bir başka yazar bir başka “düğün gecesi”ni yazar.
İnşallah onun ilk cümlesi de şöyle başlar:
“Darbe yapmayacaksak...”
Gerisini isteyen istediği gibi tamamlasın.
YILDIZ TİLBE’NİN UNUTTUĞUM CÜMLESİ
DÜN fark ettim.
Yıldız Tilbe’nin paylaşımlarında şu cümlesini unutmuşum.
“Bardağın dolu tarafını kafamdan aşağı döktüm...”
Bugünlerde ben de böyle yapıyorum.
Boş tarafını bırakıp dolu tarafını boca ediyorum hafızamın, öfkelerimin, hüzünlerimin üzerine...
AÇIK TOPLUM DÜŞMANLARINI TÜRKİYE’YE TANITAN YAZAR
1980’li yılların ortasıydı.
Özal başbakandı ama 12 Eylül etkisi devam ediyordu.
***
Şahin Alpay, İsveç’teki sürgünden dönmüş, Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya başlamıştı.
Gazetede harika bir kitap sayfası hazırlıyordu.
İşte öyle günlerden birinde Ankara’da Şahin Alpay’a rastladım.
O günlerde Henri Pirenne’nin “Ortaçağ Kentleri” kitabı Türkçeye çevrilmiş ve yayınlanmıştı.
***
“Şahin bu kitap 1970’li yıllarda birbirimizi yediğimiz ‘Asya Tipi Üretim Tarzı’ tartışmalarını başlatan kitaplardan biri. Şimdi kimse çıkıp üzerine bir satır yazmıyor” dedim.
“Öyleyse sen yaz” dedi.
***
Kitabı tanıtan 1.5 sayfalık bir yazı yazdım ve Şahin Alpay Cumhuriyet’te yayınladı.
Kitap üzerine kimse bir satır yazmamıştı ama benim kitap üzerine yazdığım yazıyla ilgili 30’dan fazla yazı çıktı.
Şahin Alpay, Karl Popper’in “Açık Toplum ve Düşmanları” kitabını Türkiye’ye tanıtan aydındır.
***
Onu “Darbe örgütü üyesi” diye sabahın köründe evini basarak almayı bana kimse anlatamaz.
Paylaş