Paylaş
Ben beyaz, bembeyaz bir maymunum.
En sevdiğim meyve muz...
En sevdiğim hareket bir elimle ağaç dalına sarılıp aşağı sarkmak..
* * *
Maymun iştahlıyım...
Bir daldan bir dala, bir geceden ötekine, bir müzikten ötekine atlarım.
Shuffle bir şahsiyetim yani...
* * *
Dayanışmacıyım.
En sevdiğim hareket, yanımdaki maymunun başındaki böcekleri temizlemek.
O da benim başımdakini temizler.
Ben beyaz bir maymunum.
Dışım beyaz, içimse rengârenk...
* * *
Taklitçiyim...
İyi ve güzel gördüm mü hemen dalarım, anında taklit ederim. Bazen “mış” gibi yaparım...
Bazen gerçekten yaparım...
Kendim o olurum... Keskendim...
* * *
Ben beyaz bir maymunum.
Dani Alves ne kadar siyahsa, ben o kadar beyazım. O ne kadar maymunsa, ben ondan beter maymunum...
Beterböcekim ben...
Dripling yaparken tribünden bir muz atıldı mı...
Dayanamam alır yerim...
Çektirik bir gendir içimdeki o harikulade maymun geni... Ağır basar...
* * *
Obur ve iştahlı bir maymunum ben...
İtalya Başbakanı Renzi’den aşağı kalmam...
O bir muz yerse, ben iki, üç...
O dört muz yerse, katiyen duramam, ben beş muz yerim.
İddialı bir Akdenizli maymunuyum ben.
Maymunlar liginde birinciliği kimseye bırakmam...
Ödül kürsüsünde bayrağım göndere çekilirken, içimdeki tek kişilik istiklal marşını avaz avaz söylerim.
* * *
Kıskanç bir beyaz maymunum ben...
Alex de Souza iki kulağını çekip, iki dudağını büzüp, maymun gibi bakarsa...
Ben iki kulağımı dozer kepçesi kadar açar, iki dudağımı fil hortumu kadar uzatır, gözlerimi fal taşı kadar açarım...
Yenerim onu...
* * *
Feci bir maymunum ben...
Roberto Carlos, Brazil tişörtünü giyip poz verirse, ben de Türkiye tişörtünü giyip iki poz veririm. Maymunluk yarışında ne ben geri kalayım isterim, ne de ülkem geri kalsın...
* * *
Beyaz, bembeyaz bir maymunum ben...
Öyle yaratılmışım...
Ama beyazım diye becereksiz değilim.
Biri çıkıp, “White monkeys can’t jump” (Beyaz maymun beceremez) demeye kalkarsa,
Katiyyen altta kalmam.
“Söz konusu maymunluksa, renk teferruattır” derim... Derim ve geçerim.
* * *
Ben beyaz bir maymunum...
Maymunlukta ne haddimi bilirim, ne de önümde aşılacak bent bırakırım...
Bak kardeşim Alves o muzu sana tek başına yedirmem
BAK sevgili kardeşim Dani Alves...
Sanma ki, tribündeki pis ırkçının attığı o muzu sana tek başına yediririm...
Yedirmem...
Senin kramponların varsa, benim içimde de depar atmaya hazır bir topçu var...
Kapışırız, en iyi olan kazanır... Muzu tek başına yer.
Ya da oturur birlikte yer, tribündeki o salak beyaza dilimizi birlikte çıkarırız...
“Bir Beyaz Türk’ün Hafıza Defteri” kitabım şu cümleyle başlıyor:
“Ben bir Beyaz Türk’üm...”
Ve şu cümleyle bitiyor:
“Melez bir Türkiye’de ölmek istiyorum...”
Şimdi hayat bilgisi kitabımı yeniden yazıyorum.
İlk cümlesi de şöyle:
“Ben bir beyaz bonobo olarak doğdum... Melez bir ormanda hür bir maymun olarak ölmek istiyorum...”
Tribündeki gafil herif...
Şimdi sana sesleniyorum.
Bir dahaki sefere, o tribüne bir kamyon muzla gel...
Bir tane yetmez...
Hangimiz daha şerefli bir maymunuz yarışında izdiham var, birbirimizi çiğniyoruz.
İşin içine başbakanlar, her renkten futbolcular, sanatçılar, insanlar giriyor.
Milyonlarca oluyoruz...
Afrika’nın, Güney Amerika’nın, Antakya’nın bütün muzlarını atsan yetmez...
Sen, o pis adam... Sen tribünde o kadar tek başınasın ki.
Hepimiz bir tükürük atsak...
Boğulur gidersin...
NOT: Bu 2 yazı, İspanya’da Villarreal-Barcelona maçında, kendini bilmez bir seyircinin Dani Alves’e muz atmasından sonra gösterilen tepkilerle dayanışma için yazıldı.
Dani Alves harika bir şey yaptı. Muzu aldı ve yedi. Onun arkasından İtalya Başbakanı Matteo Renzi harika bir şey yaptı. Muz yerken çekilen fotoğrafını paylaştı. Arkasından çok sayıda insan muzla fotoğraf çektirip sosyal paylaşım sitelerinde yayınladı.
Evet “Bir muzdur.. iki muzdur.. üç muzdur...”, benimki de milyonuncu muz.
Bembeyaz bir maymun için siyah repertuvar
Geri alacak bir şeyiniz varsa: Elinizden gitmişse, hâlâ geri almak istiyorsanız...
Veya hâlâ geri verecek bir şeyiniz varsa, vazgeçmiyor, vazgeçemiyor ve
ille de almak veya vermek istiyorsanız, size harika bir tavsiyem var.
Toni Braxton’un yeni CD’sindeki “Take it back” harika bir gece şarkısı.
Braxton’ın 1996’daki, “Un-break My Heart”tan beri yaptığı en güzel şarkı...
“Eğer hikâyemizi sevmediysek Hadi geri saralım, istediğimiz gibi yeniden yazalım,
O harika günleri geri alalım... ”
Öyle kolay kolay alınmıyor ama geceleri umutlanmak için yine de güzel...
Toni Braxton, Babyface’le harika bir iş çıkarmış.
Öteki şarkıları da çok sevdim.
Diyorum ya, hâlâ alacak bir şeyiniz veya hâlâ verecek bir şeyiniz varsa...
Hemen bu gece dinleyin... Alın veya sonsuza kadar geri verin...
Bir de şu var... Denedim... Bu şarkıyla kendi kendinize de dans edebiliyorsunuz...
Selahattin Duman’ın dönüşü muhteşem oldu
SELAHATTİN Duman’ın geçen salı günü Hürriyet Spor’da yazdığı yazıyı okudunuz mu? Son yıllarda Türk gazetelerinde kaybolan mizah duygusunun yeniden doğuşu olarak niteleyebilirsiniz. Duman, pazar akşamı Fenerbahçe’nin şampiyonluğu kutladığı Papermoon’a gidip, oradan gözlemlerini yazmış.
Okurken yerlere yattım.
Hele bir Abdullah Kiğılı’yı anlatışı var ki, yıkıldım.
Selahattin Duman Vatan gazetesinden ayrıldıktan sonra uzun süre sessiz kaldı. Şimdi Hürriyet’e yeniden medyaya döndü ve dönüşü muhteşem oldu...
Salı günleri kaçırmayın. Spor medyasına acayip bir renk getirdi...
Paylaş