Alman'a kız verir misiniz

GAZETECİ olarak bir Alman Başbakanı’na ulaşma imkánınız varsa ona ne sorarsınız?

Kısa süreli söyleşilerde konu daha çok uluslararası meselelere yönelir.

Manşetlik bir cümle ararsınız.

Bense etkileyici siyasi kişilerle konuştuğum zaman, aklım daha çok onların insani özelliklerini yakalamaya gider.

* * *

Önceki akşam da böyle bir ikilemi yaşadım.

Euro D’nin kuruluşunun onuncu yıldönümü nedeniyle Hürriyet’in Frankfurt tesislerinde bir tören yaptık.

Törene Federal Almanya Şansölyesi Angela Merkel de katıldı.

Üstelik bir başbakan için çok, hatta çok uzun sayılacak bir süre aramızda kaldı.

Bir gece önce Almanya’nın Lübnan’a göndereceği asker nedeniyle çıkan bir kriz yüzünden uykusuz kalmış.

Hatta önceden söz verdiği törene gelememe ihtimali bile belirmiş.

Ama böylesine kritik bir günde verdiği sözü tuttu ve geldi.

* * *

Yaptığımız açık oturum daha çok Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği ve Kıbrıs sorununa takıldı.

Sonunda zaman doldu.

Tam kalkmak üzereyken son bir soru için izin istedim ve şunu sordum.

"Siz, entegrasyondan söz ediyorsunuz. Ama kendiniz Türklerin entegrasyonuna hazır mısınız?"

Bu soruyu somut bir örnekle destekledim.

"Mesela kızınız veya oğlunuzun bir Türk’le evlenmesine izin verir miydiniz? Veya hiç üzülmeden evet diyebilir miydiniz?"

* * *

Bu soruyu sorarken gözüm misafirler arasındaki iki kişideydi.

Almanya’nın eski Başbakanı Helmut Kohl’ün oğlu Peter Kohl ve Türk eşi Elif de davetliler arasındaydı ve çok büyük keyif alarak eğleniyorlardı.

Sadece bu soruyu sormadım.

Şansölye Merkel’den Türkiye’ye ziyareti sırasında, aynı soruyu Başbakan Tayyip Erdoğan’a da sormasını istedim.

Çünkü onun alacağı cevabı da merak ediyordum.

Merkel’in çocuğu yok.

Dolayısıyla buna vereceği cevap, ne kadar hissederek olabilir bilmiyorum.

Ama sadece şunu söyledi:

"Aşk okunun düştüğü yerde evlilik vardır. Kızım olsaydı, buna karşı çıkmazdım."

Burada "aşk oku" kelimeleriyle aşk tanrısı Eros’u kastediyordu.

* * *

Erdoğan’ın ne diyeceği konusuna gelince.

Merkel sormayı beklemeden kendisi bir başka soru sordu:

"Başbakan Erdoğan, kızlarından birisi bir Alman’a áşık olsaydı, buna karşı mı olurdu, ne dersiniz?!"

Başbakan’ın dört çocuğu var.

İki oğlu ve büyük kızı evli.

Küçük kızı ise bekár.

Mesela, onun bir Müslüman olmayan Alman’la evlenmesini nasıl karşılardı?

Oğullarından biri, bir Alman kıza áşık olsaydı ne yapardı?

Onu Hıristiyan ve başı açık bir kız olarak ailesine kabul eder miydi?

* * *

Bu soru bazılarına "manasız", hatta "provokatif" gelebilir.

Hayır hiç alakası yok.

Sosyolojide sık sık kullanılan bir "sosyal yakınlık skalası" vardır.

Bir sosyal veya etnik grubun, öteki gruba karşı tutumunu ölçmek için böyle sorular sorulur.

"Aynı mahallede oturur musunuz", "Aynı evi paylaşır mısınız" gibi.

Çocuğunuzun evlenmesini nasıl karşılarsınız sorusu da böyledir.

Umarım, Merkel’in Ankara’yı ziyareti sırasında sıcak bir sohbet esnasında bu konu açılır ve Başbakan’ın tutumunu da öğrenebiliriz.

Çünkü hep Almanların Türkleri kabul etmesi sorunundan söz ediyoruz.

Bu soruyu bir de kendimize sorup samimi cevabını vermeliyiz.

Bizler de Almanlarla, Avrupalılarla birlikte olmayı nereye kadar istiyoruz?
Yazarın Tüm Yazıları