İstanbul’dayken İzmir’i düşünmek

O yedi tepeden sarkıp da denize inivermiş, can alıcı İstanbul’da iken İzmir’i düşünmek olur mu!

Haberin Devamı

Hele Asya ile Avrupa’yı yarıp geçen Boğaz’ın kıvrılıp gidişine dalmışken... Emirgan’da isen, yudumladığın çayın son damlasında bir an, bir anı canlanıvermişse! Ya da Kanlıca’daysan, bir başka yaşanmışlık kaşıkladığın ballı yoğurda çakılıp kalmışsa!
Yahya Kemal’den İstanbul üstüne kırık dökük bir iki mısra da dudaklarına takılıvermiş...
“Git bu mevsimde, gurub vakti, Cihangir’den bak!
Bir zaman kendini karşındaki rüyaya bırak!”
Bilirim, güzeller güzeli bir kenttir, İstanbul! Yine de ben, İstanbul’da olduğum günlerde hep İzmirli olduğumu duyumsarım. Diyesim gelir, “Gel her mevsim, gurub vakti, Kordonboyu’ndan bak.”
Yaşamak, bir gurup vaktinde kalsaydı, ne tasa, içime bir acı hüzün çökmezdi İzmir’i düşünürken İstanbul’da.
GURUP VAKTİNDE VAR BİRİ
Ve “Hüseyin” deyivereyim size birden. Hiç ilgisizmiş gibi... Bunca sözden sonra.
“Hüseyin”.
İstanbul’da iken, içime acı bir hüzün çöküp de İzmir’i düşünmemin nedeni bu “Hüseyin”. Uluslararası sanat çevresinde bilinen adıyla “Hussein Chalayan”.
Bir sergisi var Hüseyin Çağlayan’ın “İstanbul Modern”de. Şaşıtıcı bir sergi; anlatılması güç.
İngiltere’de moda yaratıcısı diye ünlenmiş bir Kıbrıs doğumlu Türk. Şimdilerde “bir tasarımcı ki, bir sanatçı yüreği ile bir bilim adamının beyni onda kaynaşmış” diye tanımlıyorlar Hüseyin Çağlayan’ı.
Cansız mankenlerin giydirilişiyle bir “moda” tasarımcısı ile karşılaşacağınızı sanırken mankenlerin ardı ardına, kışkırtıcı bir donukluk içinde hareket edeceklermiş gibi sunuluşu, soyut bir yaratıcılıkla yolunuzu kesiveren video gösterimleri, karanlık bir boşlukta kaldığınızı sanırken lazer ışıkları saçan modeller, karşılaşacağınızı tasarlayamayacağınız daha nice anlatılması güç tasarımlar...
İZMİR AVUNUR YİNE
BİR GURUP VAKTİ
Hüseyin Çağlayan, “İstanbul Modern”in hangar yapısındaki alabildiğine geniş boşluğuna, sanata yeni bir boyut kazandırırcasına, bambaşka bir dünya imiş gibi, cansız mankenlerle can veriyor.
Böyle bir sergi İzmir’de olur mu? Olmayacak.. Nasıl Picasso ile Salvador Dali, İstanbul’a kadar gelip de İzmir’e uğramadan gittiyse, Hüseyin Çağlayan da, istese de, İzmir’e gelemeyecek.
İzmir’in böylesi büyük sanatçıları ağırlayacak bir yeri yok ki! Sanata gönül verdiklerini söyleyenler, daracık sergi yerlerinde sanatçının sanatın sınırlarını zorlayıp nice genişlettiklerinin ayrımında mı?
İzmir yine Kordonboyu’nda gurup vakti kendini rüyaya bıraka dursun, şimdi İstanbul’da Cihangir’den bakarsan “İstanbul Modern”i görürsün!
Rüya ile avunmaksa yaşamak, İzmir’e ne gerek sanat!

 

Yazarın Tüm Yazıları