Seyircinin arkasından ateş etmek

Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener gitti. Ama kapıyı açık bırakarak gitti.

Haberin Devamı

Türk futboluna kimlerin zarar verdiğini Özgener net olarak ortaya koydu. Maalesef bizim ülkemizde primi, seyircilerinin arkasına saklanarak ateş edenler yapıyorlar. Bu şahıslar Türk futbolundan gitmediği sürece, Türk futbolu her geçen gün kan kaybetmeye devam edecektir.

TÜRKİYE Futbol Federasyonu’nun yeni başkanı, yönetimi ve kurulları ay sonunda yapılacak seçim sonrası belli olacak. Mantık olarak Merkez Hakem Kurulu’nun içinde yalnız hakemlerin değil en az iki tane kulüplerin seçtiği futbol adamının olması daha iyi olur diyorum. Denetleyici vazifesi yaparlar ve artniyetli olanların rahatça at oynatmalarını engellerler. Tabii ki bu şahısların kulüp formalarını, toplantılarda çıkarmaları şartıyla.
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener gitti. Ama kapıyı açık bırakarak gitti. Göreceksiniz aynı Mahmut Özgener’i, en fazla 6 veya 10 sene zarfında tekrar Federasyon Başkanlığı için spor alemi zorlayacak. Neden mi? Düzgün adam olduğu için. Dik durduğu için.

Haberin Devamı

Artık kimse aptal değil

Mahmut Özgener’in hataları olmadı mı? Tonla. Ama sadece hata yaptı. Mahmut Özgener başkanlık döneminde kimin adam olduğunu ve kimlerin orasının, burasının oynadığını daha net biçimde gördü. Bu cümlelere kendi yönetiminden bazıları da dahildir. Daha da ötesi Mahmut Özgener, Türk futboluna kimlerin zarar verdiğini düzenlediği basın toplantısında net bir biçimde ortaya koydu. İşin enteresan tarafı bu şahıslar kendi üstlerine hiç alınmadılar. Alınmayacaklar da. Onlar hep başkalarını suçlayacaklar, “Türk futboluna zarar veriyorlar” diye.

Ankara’nın havası farklıdır

Şunun altını net bir biçimde çizerek hem de üç tane renkli keçeli kalemle çizerek söylüyorum. Bazı şahıslar Türk futbolundan gitmediği sürece, Türk futbolu her geçen gün kan kaybedecektir. Yine özellikle söylüyorum, bunlardan bazıları siyasileri ve hatta Başbakan’ı da yanlış yönlendirmektedirler. Onları kullanmaktadırlar. Başbakan’ı da rahatsız etmektedirler. Başbakan da artık kimin, neyin, ne olduğunu net bir biçimde görmüştür umarım. Çünkü, öğrenmenin yaşı yoktur. Toplumda artık kimse aptal değil.
Yeni Futbol Federasyonu seçilecek. Herkes bir şey söylüyor. Ama altını yine çizerek söylüyorum. Başbakan kendisini rahatsız edecek, kendisinin adının sıkça geçeceği hiç bir isme asla “Evet” demez. O zaman da resim belirlenir. Federasyon Başkanı olacak şahıs bu işleri yapar, yapamaz. Ama bu işlerden kesinlikle Başbakan’ın dahli olmaz. Dediğim gibi Başbakan da futbolu çok sevmesine rağmen, kendisini kullananlar oldu.
Yapılacak kongrede ben de delegeyim. Adaylar belirlenir. Yönetim kurulunda kimler olacak, tahkimde, disiplinde ve MHK’de kimler olacak. Onları göreceğim ve ona göre oyumu atacağım. 60 yıldır bu alemin içindeyim. Doğdum, büyüdüm. Listelere bakarım, futbol alemindeki insanları çok iyi tanıdığım için kim faydalı olacaksa, o listeye oy kullanırım.
Bakarım ki listelerin içinde defolu adamlar çok. O zaman da oyumu boş atarım. Çünkü, futbol aleminde sağı, solu oynayan adam adedi fazladır. Kişiliksiz adam adedi fazladır. Ufak menfaatler uğruna ideallerini satan adamların adedi fazladır. Ankara’nın havası da, suyu da farklıdır. Sheraton Oteli’nin odaları da farklıdır. Hele de pazarlıklar yapılan odaları. Onun için Türk futbolunun tekrar pazara çıkmasını istemiyorum.

Haberin Devamı

Saldırdıkça prim yapıyorlar

Mahmut Özgener, bu alemi biraz düzelteceğine, bazı şahısların seyircilerinin arkasına geçerek kendisini tehdit ettireceğine, bu işleri daha sağlıklı yapabileceğine kanaat getirebilseydi, belki dile getirdiği aile sorunlarını da aşabilirdi. Mahmut Özgener’in ümidinin kalmadığı noktada bittiğini zannediyorum. Çünkü, seyircilerinin arkasına saklanarak ateş edenler, maalesef Türkiye’de şu anda prim yapıyorlar. Bakalım bu nereye kadar devam edecek.

İstanbul çilesi

GEÇEN haftalarda milli maç sonrası Brüksel’den uçağa bindim, İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’na 2 saat 45 dakikada indim. Sabiha Gökçen’den, Taksim’e ise 2 saat 30 dakikada ulaştım. İstanbul’a, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi 3. boğaz ve tüneller değil, metro lazım.
Sen, havalimanına getirdiğin adamı Taksim’e iki buçuk saatte götürüyorsan o adam bir daha sana gelmez. Adamın kanat çırpıp, uçacak hali de yok. Mecbur bu yolu izleyecek. Ama maalesef 12 milyon nüfuslu İstanbul’daki metro hattı veremli çocuk gibi. İnsanlara alternatif sunacaksınız. Böyle bir trafiğe takılacağımı bilsem, yemin ediyorum Brüksel’e geri dönerdim.

Haberin Devamı

G.Saray Cafe Crown’un tadı Ülker’e acı geldi

BEKO Basketbol Ligi final serisi müthiş bir çekişmeye sahne oluyor. Fenerbahçe Ülker, Galatasaray Cafe Crown önünde 3-2 önde. Sarı lacivertlilerin sponsoru ile sarı kırmızılıların sponsoru arasında dağlar kadar fark var. Birisi Ülker, diğeri onun yan kuruluşu olan Cafe Crown. Başta Ülker, Cafe Crown’u sütlü kahve içer gibi götürür zannettim. Ama, Cafe Crown, herhalde Ülker’e biraz acı ve sıcak geldi. Veya Ülker gereğini yapamadı. Tabloya göre şu ana kadar gereğini yapan Cafe Crown.

İnsanların ölmesi hiç önemli değil

BODRUM’da gezintiye çıktığı teknede içtiği sahte viski sonucu dördüncü Rus öldü. Ortalık karıştı. Bodrumlular diyorlar ki, “Bu tekne Bodrum’a kayıtlı değil. Bizi bağlamaz.”
Aynı bizim futbol takımları gibi. Peki Bodrum’da gezip, yolcu alıp indiren bir tekne nereyi bağlar? Hakkari’yi mi bağlar, Rize’yi mi? Sen önce kaymakamlık olarak ve Denizciler Birliği olarak, dünyaya rezil olmamak için yönetimindeki ortama hakim olacaksın.
Bodrum’da yaşadığım için oraları iyi bilirim. Bodrum’daki iç marinada belli bir ciddiyet var, tam olmasa da. Ama bu tekneler geliyorlar, Gümbet’ten müşteri alıyorlar. O Gümbet’e gelin bakalım çalışan tekneler nereden geliyor, disipline edilmişler mi, nereden yolcu alıyorlar, bu yolcuları almaya hakları var mı? Söyleyecekleri bir cümle var: “Pardon, hatalıyız bir daha yapmayacağız.” Bu iş nasıl düzelecek? Birisi çıkıp bana söyler mi?

Yazarın Tüm Yazıları