İstifa ve sorular

Serdar Güzelaydın, Milli Takımlar Kurul Başkanlığı’ndan ayrıldı. Bu istifa federasyonun içindeki çok şeyin başlangıcı olacak. Şimdi ben bazı sorular soracağım. Bakalım federasyon yanıtlayabilicek mi?

SERDAR Güzelaydın... Bir kaç defa karşılaştık, el sıkıştık, ‘Nasılsınız, iyi misiniz’ sohbetinden başka temasımız olmadı. Bazıları, ‘Yaramaz adam’ diyor, bazıları ise, ‘Süper insandır, adam oğlu adam.’

Bu kadar soru cevaptan sonra, ‘Mücadeleyi seven bir insan’ olduğu belli oluyor. 10 kişiye sorsam, 10’u da ‘yaramaz’ deseydi, ya da 10’unu da ‘mükemmel’ olmazdı. Güzelaydın, istifa etti. Bu istifa Futbol Federasyonu içinde bilinmeyen ama herkesin konuştuğu çok şeyin başlangıcı olacak.

Bu uzun girişten sonra sadede gelelim. Öncelikle sorun A.Sebat- Kayseri maçıydı. Türk futbolunun son 15-20 yılda en fazla rahatsızlık duyduğu, ‘Şike belası’ndan, yolsuzluklardan, hakem oyunlarından, topyekün kirlenmenden, bu maçtan sonra verilecek cesaretli kararlarla kurtulabilirdik.

VİCDANLAR RAHAT MI?

Ama olmadı. Maalesef ve maalesef kümesin içinde bağlantısı olan bazı kulüplerin etkisiyle bir karar verildi. Türkiye’de belki de ilk defa Şike Tahkik Komisyonu kuruldu. Acaba, bu komisyon nihai raporunu verirken üyelerin mantıkları, vicdanları rahat mıydı?

Sevgili Futbol Federasyonu üyeleri... Şimdi soracağım sorulara net cevaplar verebilir misiniz? Eğer verirseniz bu sütunlardan keyifle aktaracağım;

1- Kaleci Hakan Olgun o meşhur maçtan sonra Hürriyet’e verdiği röportajda, ‘Bu maç kesinlikle şikedir’ dedi. Siz, Hakan’ı 50 milyar lira ile ödüllendirdiniz. (Anladığımız kadarıyla; ‘Hakancığım sen çok düzgün bir adamsın. Bu maçın şike olduğunu cümle aleme borazanla ilan ettin. Biz de seni ödüllendirdik’ dediniz.

Ama siz, Hakan’a bu ödülü verirken, Hakan’ın aksine bu maçın iddiaya teşebbüs olduğunu söylediniz.

NEDEN, NEDEN, NEDEN?

2- Yine siz, A.Sebat Kulübü Başkanı Veli Sezgin’in, ‘Bu maç şikedir’ yazılı beyanını da gözardı ettiniz. Niye?

3- A.Sebat- Kayseri maçından 8 saat sonra, gece yarısı aniden kafanıza birer saksı düştü. Gece yarısı nöbetçisiyle(!) acil bir açıklama yaptınız. ‘Olayların Kayserispor ile bir ilgisi yoktur.’ Bu şu anlama gelmiyor mu, ‘Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü?

4- Cafer Aydın, ‘Bize teşvik primi geldi. Yöneticiler pay istedikleri için bölüşemedik. Araya hocamız Ersun Yanal girdi. Ve parayı hep beraber bölüştük.’ Bu açıklamalara niye yanıt vermediniz, neden siz ya da Ersun Yanal, Cafer’i mahkemeye vermediniz? Paranın paylaşılması sorun olmuş. Ama olayın üstüne gidilse, parayı gönderen de meydana çıkacak. Aslında esas sorun orada. Ama o da kapatıldı mı?

KUZEYDOĞU BASKISI

5- Yine dönelim A.Sebat- Kayseri maçına. Olayın içinde Gökdeniz’in ismi geçiyor. Ama bir bakıyorsunuz, bazı futbolcular tedbirli, bazıları tedbirsiz disipline veriliyor. Sayın Fedarsyon üyeleri bu kararlarda Kuzeydoğu’dan da mı çok baskı yediniz?

6- Sebat- Kayseri maçına iddia girişimi diyorsunuz, Metin Aktaş’ı tedbirle ceza heyetine gönderiyorsunuz. Niye Metin’i ceza heyetine tedbirli gönderiyorsunuz da, Gökdeniz’i göndermiyorsunuz?

7- Sebat Kayseri maçına bahis oynasanız, kime oynarsınız? Kayseri aleyhine. Niye, çünkü sürpriz Sebat’ın kazanması. Daha fazla parayı o verecek. Ama bu iddia olursa böyle olacak. Yani kumar oynarsan. Ama oynanan kumar mumar değil. ‘Harbiden garanti.’ Paralar arabayla Hakan’a gidiyor. Bu parayı kabul etmediği ve deşifre ettiği içinde federasyon olarak Hakan’a 50 milyar ödül veriyorsunuz. Denklem bu kadar basit. Yani iki çarpı iki, 4 eder. Ama siz, ‘İki çarpı iki, 3 eder’ diye açıklama yaptınız.

BAŞARAMADINIZ

8- Futbol Federasyonu içindeki personel alımları, eğitim dairesi başkanına 10 milyar verilirken, Ahmet Güvener’in aylığının 18 milyar liraya yükseltilmesi, Federasyon Başkanı’nın bürosunda çalışan hukukçu kadının Almanya’ya Federasyon Temsilciliği’ne atanması, siyasilerin özellikle Kayseri - Sebat maçındaki baskıları -Buna Trabzon kanadı da dahil-

9- Sebat- Kayseri maçıyla aynı hafta oynanan G.Saray- Trabzon maçını da iddia tahtasından kaldıracaktınız. Niye kaldırmadınız, ya da kaldıramadınız?

Sebat - Kayseri maçı futbolumuz ve sizler için bir kurtuluş ve dönüm maçı olacaktı. Sizin geliş sebeniz bu tip olayları önlemekti. Allah size bu maçla, kaşınacak tırnak verdi. Ama siz bırakın kaşımayı, okşadınız. Sakın çıkıp da Haluk Ulusoy dönemine sallamayın. O hiç olmazsa, ‘Ben yaptım oldu. Yerseniz’ diyordu. Bir kaç kişi hariç çok kimse yemiyordu ama susuyordu. Yazıklar olsun siz onu da yapamadınız.

NOT: Sevgili federasyon üyeleri, sizler 3 gün önce Hürriyet’te Mehmet Arslan’ın sorduğu sorulara cevap veremediniz. Adım gibi biliyorum ki, bu soruların, hiçbirine de, hiçbir cevap veremeyeceksiniz. Ama yine de dört gözle bekliyorum.

Can Çobanoğlu

CAN Çobanoğlu..
Voleyboldan geldi. Büyük zorluklarla karşılaştı. Öncelikle futbola iyi adapte oldu. Sonra kendini de aştı. İşini de iyi yaptı ve iyi öğrendi. Uluslararası platformda çok dost edindi. Eğer yurt dışında başarılı olunacaksa, çalışmak kadar insani ilişkileri de iyi tutmak lazım. Özellikle Can bu konuda mükemmele yakındı. Yeni ekip onu götürdü. Ama Futbol Federasyonu’nun yerinde olsam Can Çobanoğlu’ndan mutlaka faydalanırdım. Belki de dönüp, doğrusunu yaparlar.

Yüzde 500 kanser

EMNİYET
kemerini takmazsam en büyük tehlike bana. Kaza anında ölme riskim yüzde 500 artıyor. Ama egzoz muayenesi yaptırmazsam, cezasını yoldaki insan çekiyor. Kanser olma riski yüzde 500 artıyor. Ankara’da bir halk otobüsü.. Sanki Zonguldak’tan çıkarılan kömürlerle çalışıyor. Hemen arkasındaydım sağda bekleyen trafik polisine sordum, ‘Niye ceza yazmıyorsunuz?

- Erman hocam biz motor ustası değiliz. Durdurup evraklarını istiyoruz. Egzoz muayenisinden geçtiğini görüyoruz. Elimizden bu geliyor sadece.

Aslında ben herhangi TV’nin haber kanalında çalışsam, bu egzoz muayene istasyonlarıyla -ve normal araba muayene istasyonlarıyla- ilgili bir haber yaparım, millet küçük dilini yutar.

Sevgili Özerten

SEVGİLİ Ufuk Özerten.
. Seni bir tehlike bekliyor. Yerinde olsam, hakemliğini bitirmeye 1-2 yıl kalmış hakemleri büyük takımların maçlarından uzak tutarım. Çünkü onlar artık hakemliği değil, bir kaç yıl sonra Merkez Hakem Komitesi’nde görev almayı düşünmeye başlarlar. Bu işin yolu da 3 büyüklerden başlar. Onlardan bir ya da ikisi seni istemezse, ağzınla kuş tutsan MHK’ye giremezsin. Sakın kimse bana, ‘Hikaye anlatma Erman’ demesin. İşte en son ve en büyük örnek Ali Aydın, işte MHK ve işte en son Futbol Federasyonu seçimleri.
Yazarın Tüm Yazıları