TSYD’nin Ankara şubesi ile ilgili yazdıklarıma bazı yorumlar yapılıyor. Bu da doğal. Bazı Ankaralı yazarlar beni tanımalarına rağmen yazdıklarım için hala kulaktan dolma iddia diyebiliyorlar.
Bir şeyler eğer varsa, yerine gider araştırırım. Gittim, araştırdım. Mışla muşla yazmam. Ben diyorum ki; “Daha arkadan gelecek faturalar var. Onların da bir kısmının sahte çıkması muhtemel.” Siz hala diyorsunuz ki; “Biz doğru işler yaptık...” Soruyorum... Size net bir biçimde soruyorum: “Derneğe dergiler bastırmışsınız, bastırdığınız bu dergilerin faturalarını bastırdığınız firmadan almanız gerekirken gitmişsiniz çok değişik firmalardan almışsınız. VE ALDIĞINIZ BÜTÜN BU FATURALAR SAHTE... Bakınız ben fazla uzatmıyorum, sahteymiş, araştırılıyormuş, mış, muş demiyorum. Aldığınız bu konudaki bütün faturalar sahte.
İşte size fırsat; Mahkeme
Madem Erman bunları kulaktan dolma yazıyor, doğru değil, yazdıkları yalan yanlış şeyler... O zaman sizin için mükemmel bir fırsat doğuyor. Nedir bu fırsat? Mahkeme.
Yol ayrımındasınız
Şimdi size bir görev düşüyor. Benim bu suçlamam önemli. Bana birisi böyle bir suçlama yazsa veya konuşsa, bir dakika durmam, mahkemeye giderim. Nitekim hayatımdaki bu tarz bütün olaylarda yazanlarla ve konuşanlarla anında görüşürüm. Onlara sorarım, sorularını yanıtlarım. Ve hala düzeltmezlerse, tatmin olmazlarsa, anında mahkemeye giderim. Veriyorum deyip, işi uzatıp, sulandırmıyorum. Siz şimdi ne yapacaksınız bakalım. Beni mahkemeye verebilecek misiniz? Verirseniz bu evrakların hepsi mahkemelere taşınacak. Orada ne yapacaksınız! İşinize gelir mi bilmem.Yani yol ayrımına geldiniz. Ya beni mahkemeye vereceksiniz, ya da susup oturacaksınız, vıdı vıdı yapmayacaksınız, sağdan soldan ateş ettirmeye kalkmayacaksınız.
NOT
Sevgili Ankaralılar, maliyenin bu araştırdığı evraklardan dolayı Cumhuriyet Savcılığı’na verilmediğinize yatıp, kalkıp dua edin. Belki de araştırmayı yapan ya da yapanlar, hani siz kamu yararına dernektiniz, hani sizde devlete karşı vergi sorumluluğu yoktu ya, belki de ondan dolayı pembe baktılar. İşin öteki tarafını düşünmediler veya düşünemediler herhalde. İyi niyetli insan veya insanlarmış.
Uçaklar tersten gidiyor
FUTBOL Federasyonu’nda enteresan işler oluyor. Haluk Ulusoy döneminde bazı işleri eleştiriyordum, kimileri kızıyordu, kimileri koçum diyordu. Şimdi aynı görüntüler bu federasyonda olmaya başladı. Haluk Ulusoy, G. Kore’ye uçak kaldırmıştı, hadi o Dünya Kupası finalleri idi. Ama yine de haklı olarak ağır şekilde eleştirmiştim. Bu Futbol Federasyonu, aynı uçağın bir benzerini Amerika’ya kaldırdı. Niçin? Fındık, fıstık için. Tam turistik. Harcamalar inanılmaz. Fatih Terim’in aldığını günlerce konuşanlar herhalde düzene alışmış olsalar ki, hiç ses çıkartmıyorlar. Fatih Terim hiç olmazsa kendi evinde kalıyordu, Hiddink’in kaldığı otelde değil. Tamam, milli takım teknik direktörü iyi yerde kalacak ama, o oteldeki liste fiyatından kalıyorsa, yandık. Federasyon bu konuda bir açıklama yaparsa memnun oluruz. Zaten 15-20 gündür federasyonun içinde kemer sıkma politikası başladı. Ama hala uçaklar tersten gidiyor.
İşler böyle yürümez
Arda’yla Tuncay’ın Astana’daki otel odası olayını yazdığımda federasyondan yalanlama gelmişti. Haberin doğru olduğunu bizzat Federasyon Başkanı Mahmut Özgener, Mümtaz Karakaya ve antrenör Oğuz Çetin biliyordu. Çünkü olayın içinde Hürriyet’ten muhabir arkadaşım Atilla Türker de vardı. O maça gidildiğinde Kazakistan polisi, milli takım futbolcularını aramaya kalktı, araya Hiddink girdi, belki de çıkacak büyük bir skandal önlendi.Çünkü arama yapmak isteyen Kazak polislerden birine, bizim futbolculardan biri hareket yapabilirdi ve karşılıklı sıcak temas yaşanabilirdi. Neyse ki orada olay olmadı, bu sefer o dönüş yolculuğunda Futbol Federasyonu Başkanı ile bir kadın polis, Atatürk Havaalanı’nda tartıştı, hiç gereksiz yere. Bunların hepsi federasyondaki yetki karmaşasını gösterir. Yani her şey suyun akışına göre gidiyor demektir. Maalesef bunları yazdığımızda önlem alınacağına Federasyon Başkanı sinirleniyor. Başka yollara giriyor. Bu işler böyle yürümez. Sonra işler ters gittiğinde hepimiz üzülürüz.
Yersen sistemi!
Türkiye liginde maçlardan sonra yayıncı kuruluşların haricindeki televizyonlar için röportaj sıkıntısı başladı. TRT, Bank Asya 1.Ligi’nde de bu konuda kontrolsüz işler oluyor. Diyeceksiniz ki, Türkiye’de kontrol var mı? Bakınız yayın ihalesi yapıldı, üç dakikalık haber amaçlı görüntüler için ihaleyi kazanan TRT bunun koşulları nedir, nasıl verecek, hangi şartlarda verecek, kaç paraya verecek, sabaha karşı mı verecek, akşam mı verecek, daha hala bir açıklama yapmadı. Yani sistem ne? Yersen sistemi.
Tramvayı kullanalım
Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerde kesinlikle tramvay kullanılmalı. Bu hem toplu taşım için önemli, daha da önemlisi bu büyük kentlerdeki merkezi caddelerde sağ iki şeridi iptal eden sarı taksiler için önemli. Çünkü tramvayın gelmesi bu sarı taksileri kesinlikle devre dışı bırakır.