Erdinç Çelikkan

Meclis’te tavlanın efsanesi

16 Eylül 2010
AK Parti Elazığ Milletvekili Necati Çetinkaya, Meclis’in en renkli isimleri arasında gösteriliyor. Bestelenmiş ve TRT repertuvarına alınmış çok sayıda şiiri bulunan Çetinkaya’nın tavladaki başarısını ise siyasette neredeyse herkes biliyor.

Tavla turnuvaları
AK Parti’nin tavladaki en iddialı isimleri arasında yer alan Çetinkaya ile tavla oynamak peşinen yenilmeyi de kabul etmek anlamına geliyor. Partisinde “tavlanın efsane ismi” olarak sayılan Çetinkaya, AK Parti’den arkadaşlarıyla Meclis’teki Tepe Kafeterya’da buluşup tavla turnuvaları da yapıyor.  
Bileği bükülmüyor
Keyifli geçen bu turnuvaları Çetinkaya’nın yakın arkadaşı olan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in de zaman zaman izlediği biliniyor. Çetinkaya’yı tavlada yenebilen çıkar mı bilinmez ama onun bileğini bükemeyenlerin sayısının bir hayli fazla olduğu kesin.

İktidarla değişen “kulis” mekanları

ANKARA’da iktidarlarla birlikte en hızlı değişen şey siyasetçilerin uğradığı mekanlardır. Buna en güzel örnek de AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte Diyarbakırlı Tavacı Recep Usta’nın Ankara’ya adım atmasıdır.
Recep Usta kulisleri

Yazının Devamını Oku

Şimşek’in fotoğraf merakı

9 Eylül 2010
22 Temmuz 2007 seçimlerinde AK Parti Gaziantep Milletvekili olarak Meclis’e adım attı. O günden beri halka olan yakınlığı ve özverili çalışmalarıyla gündemden hiç düşmedi. Ancak, 2009’dan bu yana Maliye Bakanlığı’nı yürüten Mehmet Şimşek’in teknolojiye olan ilgisi belki de hiç konuşulmadı. Şimşek, yakın çevresinde elinden düşürmediği Iphone’u ve fotoğraf merakıyla biliniyor./images/100/0x0/55eae72df018fbb8f89e1571

Fotoğraf makinesi var

Gazeteciler tarafından neredeyse her anı karelenen Şimşek, aynı zamanda profesyonel makinesiyle çektiği fotoğraflarla adından söz ettiriyor. Şimşek, profesyonel makine kullanımındaki başarısıyla da ustalığını konuşturuyor. Şimşek, sık sık çıktığı yurt gezilerinde de ilgisini çeken yerleri fotoğraflamayı ihmal etmiyor.

En güzel çözüm

HALKBANK Genel Müdürlüğü binasının önünde kurulan “cadde üstü halk pazarını” geçtiğimiz hafta yazmıştım. Zaman zaman mesai bitiminde servis araçları ve seyyar satıcılar nedeniyle trafiğin alt üst olmasına neden olan pazarla ilgili Halkbank yönetimi, çözümü buldu. Yönetimin, personeli taşıyan servis araçlarını kampüs içine almasıyla, caddedeki seyyar satıcılar da tezgahlarını kaldırmaya başladı. Hafta içi akşam saatlerinde seyyar satıcıların yol işgali nedeniyle arap saçına dönen cadde, şimdi Ankara’ya yakışır bir görünüm sergiliyor. Ne diyelim keşke her soruna böyle kolay ve güzel çözümler bulunsa.

Bu zenginliğin farkında mıyız?

ZENGİN bir yemek kültürüne sahip ülkemizde, Ankara’nın özel bir yeri vardır. Bursa iskenderi, Kayseri mantısı ve Gaziantep yuvalamasıyla bilinirken, “Türkiye’nin en yaşanabilir kenti Ankara” ise döneri, tavası ve toygar çorbasıyla yemek kültüründe kendine yer bulur.

Farklılaşma uyarısı

Kentleri yemek kültürü açısından “Türk Yemek Antropolojisi” başlığı altında toplayan Kültür ve Turizm Bakanlığı da zaten Türkiye’nin başkentini bu konuda “çok çeşitli” olarak tanımlıyor. Bakanlık, yemek ve yiyecek kültüründe tavası, kavunu ve döneriyle Türkiye’nin “en”leri arasında sıralanan Ankara’nın batı tarzı yemek kültürüyle de “farklılaştığı” uyarısını yapıyor. Bu tespitle birlikte aklıma “Fast food tüketime karşı yöresel kültürü korumak için biz ne yapıyoruz?” sorusu geliyor.

Anılarda kalmamalı

Yaşadığımız kente yabancılaştığımız günümüzde kültürümüzün bazı zenginliklerini de sanırım göz ardı ediyoruz. Böyle giderse Ankara’ya özgü yemeklerin tadını sadece büyüklerimizin anılarından dinleyeceğiz.

Üç partinin TV rekabeti

AK Parti, CHP ve MHP arasındaki siyasi rekabeti hepimiz izliyoruz. Bilmem farkında mısınız ama özellikle son günlerde artan siyasi yarış internete de kaymaya başladı. İnternet üzerinden yayın yapan televizyonlar sayesinde seçmene daha kolay ulaşmaya çalışan partilere geçtiğimiz günlerde MHP de eklendi.

En son MHP katıldı

MHP Genel Merkezi’nden partililere gönderilen e-maille MHP TV’nin internetten yayın hayatına başladığı duyuruldu. Böylece AK Kanal ve CHP TV’nin ardından MHP TV de partiyle ilgili bilgileri seçmene internetten görüntülü olarak ulaştırmaya başladı. Dikkatimi çeken bu gelişme, partiler arasındaki siyasi yarışı yeni bir kulvarda sürdürecek gibi görünüyor.
Yazının Devamını Oku

Katta değişim söylemde gelişim

26 Ağustos 2010
12 Eylül’deki referanduma az bir süre kala, meydanlarda hep aynı sözleri tekrarlamakla eleştirilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, büyük bir değişime gidiyor. Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’ndeki makam katına gelen ziyaretçilere ayrılan bekleme alanının, danışmanlarının kullanımına tahsis edilmesi için talimat verdi.
Benzer ifadeler
Odalarına yerleşmeye başlayan danışmanların çalışmalarıyla Kılıçdaroğlu’nun “Recep Bey” ile başlayan ve “havuzlu villa” ile süregelen söylemlerine yenilerini ekleyeceği konuşuluyor. Makam katında yer bulan danışmanlar, böylece Kılıçdaroğlu ile daha yakın temas kurabilecek. Bu sayede Kılıçdaroğlu’nun miting konuşmaları gündemdeki gelişmelere göre daha da zenginleşecek.
Farkları görelim
CHP koridorlarında Genel Başkan’ın bu çalışmayı Genel Merkez’den ayrı olarak yürüttüğü de kulaktan kulağa fısıldanıyor.
Referandum mitinglerini hız kesmeden sürdüren Kılıçdaroğlu’nun “danışman açılımının” ardından ifadelerinde ne gibi farklılıklar olacağını hep birlikte göreceğiz. Acaba katta yapılan değişim söylemi de geliştirir mi?

Bu koltuklar sakinleştirecek

MİLLETVEKİLLERİ, Meclis Genel Kurulu’nda zaman zaman yaşadığı gerginliği artık kulislere yerleştirilen “sakinleştirici koltuklarda” atacak.
Yoğun bir yasama döneminin ardından 23 Temmuz’da tatile giren Meclis’te iktidar ve muhalefet kulisine, İtalya’dan ithal edilen lacivert, bordo ve koyu yeşil renkte deri koltuklar yerleştirilmeye başladı.
Gerilimi alacak
Genel Kurul’daki turuncu renkli koltukların yarattığı öne sürülen gerilimi de böylece kulislerdeki renkli ve sakinleştirici koltuklar alacak. Belçika’dan ithal edilen ve mikrop ürettiği tespit edilen kırmızı halıların yerine de toz tutmayan ve kaymayan silikonlu halılar serilecek.
Hanım eli değdi
Kulislerden gelen bilgilere göre proje, Meclis’in tatile girmesinden önce gündeme geldi. Çalışmalara TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu da destek verdi. Titizliğiyle tanınan Mumcu, Meclis bürokratlarıyla projenin uygulama ihalesini alan firma yetkililerine, “estetik olsun” uyarısında bulundu.
Zaman gösterir
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ise tek tek oturarak denediği koltukların deri olmasından yakındı. Sakinleştirici etkisiyle konuşulan kulislerdeki yeni koltukların önümüzdeki yasama döneminde milletvekillerinin ruh haline nasıl etki edeceğini de zamanla göreceğiz.
Yazının Devamını Oku

Yüz yıl sonra yeni Rowan’lar aranıyor

19 Ağustos 2010
ÇEVRE ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, geçtiğimiz günlerde yaklaşık yüz yıl önce kaleme alınan “Garcia’ya mektup” başlıklı tarihi makaleyi personeliyle paylaştı.

Çevre ve Orman Bakanlığı’nın koridorlarında konuşulan makale, sıradan bir çavuşun görev sorumluluğunun hikayesini anlatıyor. E-postayla personeline gönderdiği makaleyle önemli mesajlar veren Eroğlu, çalışanlarına çavuşun örnek alınması gereken özelliklerini de anlattı.
En anlamlı çağrı
“Verilen görevi sadakatle kabullenen ve bunun için hemen harekete geçen çavuşun örnek alınmasını isteyen Eroğlu, mesajında “Garcia’ya mektup götürecek kişilere ihtiyacımız var” çağrısı yaptı. Tarihin en çok okunan makalesi olma özelliği taşıyan “Garcia’ya mektup”ta şu ifadeler yer alıyor:
Tarihi sorumluluk
“ABD ve İspanya arasındaki savaşın bir aşamasında ABD Başkanı, Küba’daki isyancıların lideri Garcia’ya haber göndermek istedi. O günlerde Garcia, Küba dağlarındaki bir sığınakta saklanıyordu. ABD Başkanı’nın ona ne kadar önemli bir haber göndermek istediğini bilen çevresindekiler, haberin Garcia’ya ancak elden götürülebilecek bir mektupla ulaştırılabileceğini bildirdi.
Garcia’ya götürdü
ABD Başkanı’nın çevresindeki subaylardan biri, ‘Benim birliğimde, Rowan adında bir çavuş var. Garcia’ya mektubunuzu ulaştırabilir’ dedi. Daha sonra Rowan çağrıldı ve kendisine Garcia’ya gönderilecek mektup uzatıldı. Mektubu aldıktan sonra yola çıkan Rowan, ülkesinin düşmanı olan bir ülkeyi, yürüyerek bir uçtan öteki uca geçerek, Garcia’ya mektubunu teslim etti.”

Yazının Devamını Oku

Sanal diplomasi

12 Ağustos 2010
GENELLİKLE gri ya da renksiz görünen Ankara bürokrasinin atmosferi, son zamanlarda teknolojinin nimetleriyle renklenmeye başladı. Bürokratlar artık Facebook ve Twitter gibi internetin gözde sosyal paylaşım sitelerini de kullanıyor. Ankara bürokratları, bu sayede kurumları hakkındaki bilgileri de medyaya daha çabuk ulaştırabiliyor. Bunun son günlerdeki en güzel örneğini ise Dışişleri Bakanlığı verdi.
Sanal koridorlarda, şimdi dış politikada hareketli günler yaşayan Dışişleri Bakanlığı’nın bu “internet açılımı” konuşuluyor. Modern iletişim yollarını başarıyla kullanan bakanlık, beş ay önce Facebook’ta açtığı sayfayla da diplomasideki atağını çoktan sanal aleme taşımış görünüyor

79 güne 12 fotoğraf sığdı

22 MAYIS 2010 tarihinde CHP Genel Başkanlığı’na seçilen Kemal Kılıçdaroğlu, bugüne kadar Türkiye’yi neredeyse karış karış dolaştı. CHP Genel Merkezi de bu gezilerle ilgili istitistiki bilgileri internetten yayınlamaya başladı.
Geziler hızlı “wewb” yavaş
Seksen yıl önce 400 kilometre uzaktaki denize yürüyerek Mao’nun “uzun yürüyüş”üne de ilham olan Gandhi gibi yayan olmasa da, “Gandhi Kemal” “80 günde devrialem”inde 39 ile ulaştı. Sayısal verilere göre,
25 Mayıs-11 Ağustos tarihleri arasında 79 günde 39 ilin yanısıra, yüzden fazla ilçeyi ziyaret etti. Ancak, referandum çalışmalarına hızlı başlayan ve bu dönem içinde binlerce kilometre yol kat eden Kılıçdaroğlu’nun yurt gezileriyle ilgili görsel dökümanlara CHP’nin internet sitesinde yeterince yer ayrılmadı.
Yeni bir döneme giren partinin www.chp.org.tr uzantılı internet sayfasında “Genel Başkan” fotoğrafları bölümüne Kılıçdaroğlu’nun yalnızca 12 kare fotoğrafı eklendi. Fotoğraf albümündeki “Arşiv” klasörüne ise hiç fotoğrafı konulmadı. Bunu karşın yine “Arşiv” bölümünde CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa eden Deniz Baykal’ın 31 kare fotoğrafı yer aldı.
Bakalım referanduma bir ay kala hızlı bir süreç geçiren CHP’nin internet sayfasındaki fotoğraf albümü bu değişime aynı hızda ayak uydurabilecek mi?

Neoklasik camide sona gelindi

BAŞKENT’te Ramazan ayına girdiğimiz bugünlerde modern mimarisiyle büyük ilgi çeken, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın inşaatı hızla devam eden camisi konuşuluyor. Yoğunluğu gün geçtikçe artan ve devlet dairelerinin bina inşaatları nedeniyle yeni “Bakanlıklar” olma yolunda hızla ilerleyen Eskişehir Yolu’ndaki caminin kaba inşaatında sona gelindi. Camideki dört minareden ikisinin külahları da geçtiğimiz günlerde yerine yerleştirildi. Neoklasik tarzda inşa edilen cami bu özelliğiyle Türkiye’de bir ilk olacak. 5 bin kişilik caminin altında 2 bin araçlık da otopark bulunuyor. İnşaatın tamamlanmasıyla bölgede sıkıntısı çekilen cami ihtiyacının da giderilmesi hedefleniyor.
Yazının Devamını Oku

Davet Ankara’da tahsilat Zagreb’de

5 Ağustos 2010
DIŞİŞLERİ Bakanlığı’nın son 2.5 yıldır yürüttüğü aktif dış politikanın “kamuoyuna ve basına açık” yüzü oldu.

Son kararnameyle Türkiye’nin Zagreb Büyükelçiliği’ne atandı. Zagreb’e gitmeden önce yaptığı basın toplantısını gündemdeki gelişmelerden çok, vedasına ayıran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin’den söz ediyorum. Levent Bilman’ın Yeni Delhi Büyükelçiliği’ne atanmasından sonra Dışişleri Bakanlığı Sözcülüğü’ne getirilen Özügergin, “Çok ilginç bir dönemdi” dediği, 2.5 yıllık görev süresini tamamladı.
En duygusal toplantı
Bugünlerde bir taraftan Ankara bürokrasi hayatına duygusal bir toplantıyla veda eden Özügergin’in yerini alacak yeni sözcü beklenirken, bir taraftan da Mavi Marmara krizinin yaşandığı dönemde son derece önemli rol             oynayan Özügergin’in diplomasi muhabirlerine yaptığı nazik davet konuşuluyor.
Balkan gezisi daveti
Dışişleri koridorlarında yaşanan yoğun dönemde, muhabirlerle kurduğu sıcak iletişimle adından söz ettiren Özügergin, muhabirlere, “Size dostluğunuz için teşekkür ederim. 2.5 yılın sonunda hepiniz birer Balkan gezisi hediyesi kazandınız. Tahsilatını Zagreb Büyükelçiliği’nden yapabileceksiniz” esprisini yaptı.
Bu davetin ne zaman gerçekleşeceği bilinmez, ama Özügergin’in Ankara’daki sıcak dostluklarının Zagreb’e taşınacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Resime uzak kalsa da tuvale özlemi bitmiyor

MHP Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz, 12 Eylül’de yapılacak Anayasa referandumu için “Hayır” kampanyası başlatan partisinin, en sanatsever isimlerinden biri olarak tanınıyor.

Yazının Devamını Oku

Milletvekilinin çizgi film özlemi

29 Temmuz 2010
AK Parti Ankara Milletvekili Aşkın Asan, televizyonlarda reyting rekorları kıran şiddet içerikli programların aksine çocukluğunda yayınlanan çizgi filmleri özlüyor. Türkiye’deki yayınlarla ilgili serzenişini, “Amerika’da adam öldürmeyen kovboylar var” sözüyle dile getiriyor. Aynı zamanda TBMM Kayıp ve Mağdur Çocuklar Araştırma Komisyonu Üyesi de olan Aşkın Asan, televizyonun çocuklar üzerindeki etkisinin çok yüksek olduğunu belirtiyor. Asan, şiddetin önüne geçmek için de ABD modelini desteklediğini söylüyor. Programlarda baş kesme gibi şiddet içeren görüntülerin yer aldığını belirten Asan, “Ana haber bültenlerinin tamamı olumsuz haberlerden oluşuyor. İzlerken depresyona giriyorum” diyor. Asan, olumsuz görüntülerin önüne geçmek için de “Bence olumlu olumsuz haber oranı yüzde 50, yüzde 50 dengelenmeli” görüşünü dillendiriyor.
Red Kit’in sigarası yasaktı
“ABD, şu anda çocukların etkilenmemesi için bu tip programları büyük boyutlarda sansürlüyor” ifadesini kullanan Asan, şunları söylüyor:
“Altı yıl boyunca Amerika’da kaldım, çocuklara tehdit unsuru oluşturan tek bir görüntüye rastlamadım. ‘Gun Smoke’ diye bir western dizi vardı. Kovboy, tek bir insan öldürmezdi. ABD’de çok ağır cezalar uygulanıyor. Red Kit’in de sigarası yasaklanmıştı.
Pollyanna’da şiddet yoktu
Anne ve babaların çok dikkatli olması gerekiyor. Çocuklarını saatlerce televizyon başında tutmamalılar. Ben çocukluğumda hiç şiddet içeriği olmayan ‘Pembe Panter’, ‘Pollyanna’, ‘Heidi’, ‘Şeker Kız Candy’i izlerdim. Liseden mezun olurken korku içerikli programlar yapılmaya başlandı. Çocuklar hayalle gerçeği karıştırıyorlar. Silahı normalleştirebiliyorlar.”Umarım, Asan’ın yayınlarda şiddetin azaltılmasına dönük bu güzel dileklerinin gerçekleştiğini hep birlikte görürüz.

“Huzur dolu şehrin” işkolik büyükelçisi

O, dört yıldır görev yaptığı Ankara’yı “huzur dolu bir şehir” olarak tanımlıyor. Zamanının çoğunu işine harcasa da boş zamanlarında alışveriş merkezleri ve kitapçılara gitmeyi ihmal etmiyor.
Samimi tavırlarıyla dikkatimi çeken Etiyopya’nın Ankara Büyükelçisi Mulatu Teshome Wirtu, göreve başladığı 2006 yılından bugüne Başkent’te çok köklü değişiklikler olduğunu söylüyor. Wirtu, “Havaalanından şehre gelen yol, bugün kullandığımız yol değildi, yenilendi. Tüm bulvarlar ve büyük caddeler yenilendi” diyor.
Büyük ama sessiz şehir
“İşkolik” Wirtu, ‘büyük ama, sessiz ve huzur dolu bir şehir’ dediği Ankara’da kendini çok rahat hissettiğini ifade ediyor. Afrika insanının sıcak yüzünü Türkiye’ye taşıyan Wirtu, Ankara ile ilgili düşüncelerini şu sözlerle anlatıyor:
“Ankara Büyükelçisi olacağımı ilk duyduğumda burası hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bildiklerim 50 yıl önceki Ankara ile ilgiliydi. Geldikten sonra buranın çalışmak için çok uygun bir yer olduğunu gördüm. Çok yardım sever insanlar var, çalışmak çok kolay. Zamanımın çoğunu da işle geçiririm.
Bazen boş zamanım da oluyor. O zamanlarda alışveriş merkezlerine ve kitapçılara gidiyorum. Özellikle Panora’ya. Ankara’daki alışveriş merkezleri insana çeşitlilik sunuyor. Her zaman gidip bir şeyler almıyorum, ama yeni çıkan ürünleri görme şansım oluyor. Ankara’da kendimi hiçbir zaman kaybolmuş hissetmedik. Burada yakın arkadaşlar edinmek çok kolay oldu.”

Meclis’teki Ufuk üç yılını yazdı

22 TEMMUZ 2007 seçimlerinde İstanbul’dan Bağımsız Milletvekili olarak Meclis’e girdi. O günlerde “Meclis’e Ufuk gerek” sloganıyla yürüttüğü renkli seçim kampanyası büyük ilgi gördü.
Meclis’teki üç yılını bir kitapta toplayan BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’tan söz ediyorum. Uras, TBMM çalışmalarını 536 sayfalık “Söz Meclis’ten Dışarı” isimli kitapta anlattı. Uras, kitabında Genel Kurul çalışmalarından, basın açıklamalarına kadar birçok konuya yer verdi. Uras, kitabın girişine ise şu cümleleri not düştü:
Halkın sözü Meclis’te

“22 Temmuz 2007 seçimleri, solun toplumsal alanda ortak bir faaliyet göstermesi, deneyimlerini genişletmesi açısından çok kıymetli bir deneyim oldu. Lafın gelişi ‘söz Meclis’ten dışarı’ denir ama, Meclis’e kazdığımız tünel, bu çabaların boşuna olmadığını bizlere gösterdi. Halkın sözünü Meclis’ten içeri sokmamızı da, sokaklara taşırmamızı da sağladı.”

Müzikle stres atıyorlar

ANKARA’da son zamanlarda Gelir İdaresi Başkanlığı ile Hazine ve Dış Ticaret çalışan bürokrat ve memurların kurduğu müzik toplulukları konuşuluyor.
Bürokrasi Koridorları’nda Türk Halk Müziği topluluğuna katılan memurların yoğun iş temposu nedeniyle yaşadıkları stresi bu şekilde attığı dillendiriliyor. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndaki Türk Halk Müziği Topluluğu’nun geçtiğimiz ay verdiği Bahar Konseri’nde yankılanan hoş ezgilerin hala konuşulduğu belirtiliyor.
Bugünlerde her iki kurumda başarılarıyla konuşulan memurların vereceği yeni konserler bekleniyor.
Yazının Devamını Oku

Baykal’ın makam aracı satılıyor

22 Temmuz 2010
KEMAL Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı’na seçilmesiyle Deniz Baykal’ın kullandığı Mercedes makam aracının yerini de Audi aldı. Göreve geldikten sonra “Mercedes’e binmem” açıklaması yapan Kılıçdaroğlu’na piyasa fiyatı 70 bin Euro olan dizel Audi A6 alındı. Baykal’ın kullandığı 2007 model 8 silindir benzinli Mercedes S500 ise 130 bin Eurodan Emek’teki Labarna Otomotiv’de satışa sunuldu.
CHP yönetimi, Baykal döneminde kullanılan sekiz makam aracını da aynı galeriye sattı.
Fazla yakıt tüketimi nedeniyle satıldığı belirtilen araçlar, yerini daha tasarruflu ve ekonomik dizel araçlara bıraktı. Satılan araçlar arasında Genel Sekreter Önder Sav’ın geçmişte kullandığı 2007 model Volkswagen Passat, 2006 model Audi A6 ve beş adet 2007 model Opel Vectra bulunuyor.
Galerinin bu araçları, CHP’den 400 bin liraya satın aldığı konuşuluyor. Genel Merkez’e alınan beş adet Volkswagen Passat’ın da “havuz” yöntemiyle kullanılmaya başladığı ifade ediliyor.

En havalı türküler

HIZLI tren projeleriyle son yıllarda büyük atılım yapan TCDD’nin, demiryollarını konu alan 18 türkülük CD’si, DHMİ’ye de ilham kaynağı oldu.
Aynı zamanda 77. yılını kutlayan DHMİ, geçtiğimiz günlerde “Havalı Türküler” isimli bir CD hazırladı. Havacılıkla ilgili 14 türkünün bulunduğu CD’de duymaya aşina olduğumuz Anadolu’dan ezgilere yer verildi.
Kah eğlendiren kah duygulandıran türküler arasında THY’nin ve Anadolu Jet’in logosuna esin kaynağı olan turnayla ilgili altı türkü bulunuyor.
“Bir çift turna”
DHMİ’nin seçtiği parçalar arasında “Turnalara tutun da gel”, “Telli turnam”, “Bir çift turna gördüm”, “Turnalar”, “Allı turnam”, “Gökyüzünde bölük bölük turnalar” dikkat çekiyor.
CD’de ayrıca “Ne ağlarsın benim zülfü siyahım”, “Sabahın seherinde ötüyor kuşlar”, “Bülbüller düğün eyler”, “Bülbül havalanmış”, “Bülbülüm altın kafeste”, “Güvercin uçuverdi”, “Gökte yıldız ay misun” gibi türküler yer alıyor.

Biz birlikteyiz

TÜRKİYE ve Almanya arasındaki dostluğun dışarı yeterince yansımadığına inanan Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği, bir dostluk kampanyası başlattı.
“Türkiye ve Almanya-Biz Birlikteyiz” sloganıyla yürütülen kampanya, televizyonlar, bilboardlar, internet ve gazeteler aracılığıyla halka duyurulmaya başladı.
Dostluk köprüsünün kahramanları
Kampanya için çekilen 10 saniyelik kısa filmlerde rol alan yüzler arasında Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, Aşk-ı Memnu’da dikkatleri üzerine çeken Almanya doğumlu Nur Aysan, Fenerbahçe’nin eski Teknik Direktörü Christoph Daum, Gençlerbirliği Teknik Direktörü Thomas Doll, futbolcu Ümit Karan ve Alman Rock grubu Revolverheld yer aldı.
Haziran ayında başlayan kampanya kapsamında çekilen filmler ilk etapta sadece Türkiye ve Almanya’da gösterilecek. Bürokrasi koridorlarında ise kampanyanın iki ülke arasındaki eşsiz ilişkileri vurgulamayı amaçladığı konuşuluyor.

Milletvekilinden 78 günün öyküsü

BAŞKENT’te günlerce onlar konuşuldu. Türk-İş Genel Merkezi’nin önünde kurdukları çadırlar 78 gün boyunca evleri oldu.
Kışın ortasında Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelen Tekel işçilerine bazı milletvekilleri de destek verdi. Abdi İpekçi Parkı’nda Tekel işçileriyle kol kolayken polisten biber gazı yiyen CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal da onlardan biriydi.
Soysal, bugünlerde Tekel işçilerinin mücadelesini “Direnişin Öyküsü” isimli kitapla anlatmanın telaşına düştü.

Faydası hatırından çok

“BİR kahvenin kırk yıl hatırı var” derler. Ya orman çayının?
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın koridorlarında bir süredir dillere destan orman çayının kokusu duyuluyor.
Son zamanlarda, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun konuklarına ikram ettiği bu faydalı çay konuşuluyor. Kulislerde, bakanlığa giden ziyaretçilerin de Türkiye ormanlarından toplanan orman çayının tadını unutamadığı anlatılıyor.
Orman çayının içeriğinde hiçbir katkı maddesi bulunmadığını ve tamamen doğal olduğunu her fırsatta dile getiren Eroğlu ise bu çayın hastalıklara karşı direnci arttırdığını belirtiyor.
Yazının Devamını Oku