Paylaş
#AnkaradaYaşamasaydım |
Bu hafta 141. Karakter, Ankaralıların alternatif yaşam bölgelerini konuşuyor. Eğer Başkent’te yaşamasaydınız, sizin şehriniz neresi olurdu. Başkent’e alternatif olarak ömrünüzü geçirmek istediğiniz yeri #AnkaradaYaşamasaydım etiketiyle Twitter’da yazın, 8 Haziran’da Hürriyet Ankara’da isminizle yayınlansın. |
Detayı için tıklayınız |
Her hafta, farklı etiketlerle Başkent’in sorunlarını Ankaralılardan dinleyen 141. Karakter, Türkiye’de Gezi Parkı olayları ile değişen sosyal medyadaki kullanım alışkanlıklarını mercek altına alıyor. Kısa süre öncesine kadar Türklerin daha çok bireysel bildirim amaçlı kullandığı Twitter, Gezi Parkı olayları ile birlikte konumunu farklı bir noktaya taşıdı.
“PİLAV ÜSTÜ DÖNER”E SANSÜR
TV dizilerine ilişkin etiketler oluşturup, anlık tweetlerle sahne anlatan, restoranda önüne servis edilen pilav üstü dönerin fotoğrafını paylaşan, direksiyonuna geçtiği otomobilin hız kadranını gösteren, futbol maçı izlerken rakip takımın taraftarına karşı küfürler sıralayan ve dudaklarını büzerek verdiği seksi pozu kamuya açanlar, yerini bambaşka bir kitleye bıraktı. Olaylar sırasında Twitter’ın Türk kullanıcıları, kimseyi ilgilendirmeyen bireysel gündemlerini bir kenara kaldırıp, ülkede olan bitene odaklandı. “Hashtag” denilen etiketlerin Twitter’da ne işe yaradığının farkına vardı. Arkadaşlarının, yakınlarının bulunduğu bölgede neler yaşandığını öğrenmek için hesabı bulunmayanların da kullanımına açık olan Twitter’da “arama” işlevini keşfetti, semt isimleri ile aramalar yaparak olan biteni, bulunduğu yerden fotoğraflar eşliğinde takip etti.
TWITTER’DAN ULAŞIN |
CANLI YAYIN CEBE GİRDİ
Olaylar sırasında yeniden keşfedilen tek sanal araç Twitter değildi. İnsanlar, ceplerinde internet erişimine sahip bir akıllı telefon ile tüm dünyaya canlı yayın yapabileceklerini de öğrendi. Ustream adlı sistem sayesinde televizyon kanallarının erişemediği bölgelerden, saatler süren canlı yayınlar yapıldı. Binlerce insan, Twitter’da paylaşılan bağlantılara tıklayarak, neler yaşandığını Ustream aracılığıyla dünyanın dört bir yanından izledi. Ve Ustream bu yayınları arşivine ekleyip, herkesin izleyebileceği şekilde arşivledi. Tüm bunlar yaşanırken, akıllı telefonlarla ilgili her daim konuşulan bir konu yeniden gündeme geldi. Kaydettiği görüntüyü canlı olarak aktaran akıllı telefonların bataryaları bu işleme uzun süre dayanamıyordu. Duvarlara yazılan, “Diren iPhone şarjı” esprisi Twitter’da konuşulurken, yedek bataryalar devreye girdi ve sorun çözüldü.
“WALKIE TALKIE” GERİ GELDİ
Türkiye’de amatör telsizciliğin popüler olduğu dönemleri hatırlayanlar, eline telsizi kapıp rumuzla, sohbet arkadaşı arayanları hatırlar. Telsizlerin depoya kaldırılmasının üzerinden neredeyse 20 yıl geçti. Fakat akıllı telefonlarda kullanılabilen Zello adlı yazılım ile aslında “Walkie Talkie” döneminin kapanmamış olduğu görüldü. Türkler, Zello ile telefonlarını birer telsize dönüştürüp, çevrelerindekilerle haberleşti. Uzun antenli, hantal telsizlerin işlevi, internete erişebilen akıllı telefonlarla cebe geri geldi.
SEYYAR SATICIDAN HIZLI ADAPTASYON
Sosyal medya, olaylar sırasında üretilen yüksek zeka ürünü esprilerin de yayılımını sağladı. Twitter alemi, Ankara’daki bazı semt ve cadde isimlerini değiştirme yoluna gitti. Kızılay “Gazılay”a, Tunalı Hilmi “Tomalı Hilmi”’ye dönüşürken Güvenpark ise “Dövenpark” oldu. Olayların yaşandığı bölgelerde gözden kaçan ayrıntılar, Twitter’dan duyuruldu. Bunlardan en ilginci, denizi olmayan Ankara’nın Kızılay’ında seyyar satıcıların deniz gözlüğü satmaya başlamasıydı. Başkentliler, yağmur yağmaya başladığı anda ortaya çıkan şemsiye satıcılarına alışkındı fakat polisin biber gazından korunmak için kullanılan deniz gözlüklerinin seyyar piyasasına bu kadar hızlı düşebileceğini kimse beklemiyordu. Twitter’da beliren bir diğer ilginçlik ise hava durumu raporlarının yeni rakibi gaz durumlarıydı. Kızılay, Tunalı ve Kurtuluş’un gaz durumları sık sık ekranlardaki yerini aldı.
Paylaş