Ankara şu günlerde nüfusuna yeni eklenecek üniversite öğrencilerini karşılıyor. Gençler için sorular, düşünceler, serzenişler, hayallerin birbirine karıştığı yoğun bir süreç... Twitter’da uzun süredir altı doldurulan #AnkaraDemek etiketi, yaşadığımız kente ilişkin, yeni gelenlerin faydalanabileceği çok sayıda tespit içeriyor. Tweetlerin arasında “şikayet ettikçe özleyenler” grubu dikkat çekiyor. İçinde yaşarken sitem ettikleri Ankara’dan uzaklaşınca özleyenler, hep bir ağızdan “Yine de seviyor insan” diyor. Yazları da kışları da soğuk geçen Başkent’in insanları, olmayan denizin yerine arkadaşlarını koyup, doğal bir manzara yerine de keyifli muhabbeti tercih ediyor.
- @nazangultuna #AnkaraDemek sürekli şikayet edip, başka şehre gittiğinde özlemek demek.
- @bbelizs #AnkaraDemek arkana bakmadan kaçıp gitmek istemek, gidince de delicesine özlenen şehir demek.
- @aslimemi #AnkaraDemek arkadaşların olduğu sürece çekilebilir bir şehir demek. Denizi yok ama arkadaşlarımız var.
- @_LOKUM_ #AnkaraDemek ziyarete gelen dostlarına güzel bir muhabbetten fazlasını veremeyeceğini bilmektir.
- @kurtubaedebiyat #AnkaraDemek yazın da kışın da “soğuk” şehir demek... Yine de seviyor insan.
- @Hatun_____ #AnkaraDemek bir şehri karşılıksız sevmek bağlanmak demek...
Türkiye’de internetin her eve girmeye başladığı 90’ların ikinci yarısını hatırlayanlar, dönemin sanal fenomeni haline gelen itiraf sitesini anımsayabilir. Hergün sınırlı sayıda yayına verilen itiraflar büyük bir merakla beklenir, arada bir yayınlanması için gerçek ya da hayal ürünü itiraflar gönderilirdi. Bahse konu internet sitesi yayınını hala sürdürse de internetin son sürat çeşitlenmesi eski popülerliğine gölge düşürdü.
ÖĞRENCİ BOŞ DURMUYOR
Sosyal medyanın yaşamımıza girmesi ile birlikte değişen yaşam pratikleri itiraflara da yansıdı. Facebook üzerinde kurulan fan sayfaları ile her şehir hatta her üniversite ahalisi kendilerine özel bir itiraf mekanizması oluşturuyor. Bu süreçte, Ankara’nın üniversiteleri de boş durmuyor. Kampüs itiraflarının sıralandığı Facebook sayfalarında yazmaya da okumaya da meraklı bir kitle var. Gündemin birinci sırasını utangaç aşıklar meşgul ediyor. Öğrenci işlerinden şikayet edenler ve servis hikayelerini anlatanlar da bir hayli fazla. İşte Başkentli öğrencilerin itirafları:
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
- Kızların topuklu giyince “Küçük dağları ben yarattım” edasıyla yürümelerine bir anlam veremiyorum.
- Yaktın bizi balıkçı. Sınav zamanı yapılır mı?. Hamsinin içine müsil mi attın?
- Veterinerlik’te olduğu iddia edilen, çok kısa platin saçları olan, 2-3 kez konservatuvara gelmiş olan hatun, seferberlik ilan ettim bulacağım seni...
Ankara Hürriyet’in başarılı muhabirleri Ender Baykuş ve Mert Gökhan Koç’un yoğun bir çalışma temposu ile hazırladıkları “Ankara Geceleri” yazı dizisi Başkent’in değişen gece yaşamını ortaya koydu. Gazi Osman Paşa’dan Park Caddesi’ne uzanan eğlenceli tur, Ankara Hürriyet sayfalarından sizlere ulaştı. Aynı dönemde Başkentliler de “Ankara Geceleri” hakkındaki düşüncelerini Twitter’da sıraladı. İstanbul ve İzmir’den kente gelenlerin eleştirilerinin hedefi olan Başkent geceleri ciddi bir dönüşüm sürecinden geçiyor.
SON DURAK ÇİFTLİK
Twitter’dan ekranlara yansıyanlara bakılırsa, Başkent’te aynı mekanda başlayıp yine aynı mekanda son bulan geceler evrilmeye başlamış. “O mekan senin, bu mekan benim” mekan mekan gezmeyi seven gençler, alternatiflerin çoğalmasından memnun. Yıllara meydan okuyan ritüeller ise vazgeçilmezler arasındaki yerlerini koruyor. Atatürk Orman Çiftliği’nde kokoreç, gecelerin değişmeyen son durağı...
- @sburaktosun #AnkaraGeceleri Tektekçi’yi kapatıp, Retro’yu öldürüp, Umumi’de coşmaktır.
- @OzgeKarakoyunlu #AnkaraGeceleri bazen gece 03.00’e kadar eğlenip, aspavayla ayılıp, sabah eve dönmek. Bazen de Tektekçi anlayışını anlatmaya çalışmaktan eğlenememektir.
- @canomeryilmaz #AnkaraGeceleri sonu Atatürk Orman Çiftliği’nde kokoreçle son bulan güzel ve kışları oldukça ayaz geçen gecelerdir.
- @bugrasoyer İzmirliler #AnkaraGeceleri’ne de “Çiğdem” diyormuş.
Konya Yolu ile Anadolu Bulvarı’nı arasında bağlantı sağlayacak ve bir bölümü ODTÜ arazisinden geçecek olan yol için yürütülen çalışmalar bir süredir Başkent’in gündemini meşgul ediyor. Eskişehir Yolu ve Anadolu Bulvarı’ndaki trafik yoğunluğunu azaltacağı savunulan projeyi, bu güzergahta otomobil kullanan sürücüler merakla bekliyor. Öte yandan yol çalışmalarının ODTÜ Ormanı’na zarar vereceğini, çok sayıda ağacın kesileceğini iddia eden bir “yol muhalefeti” var.
BÜYÜKŞEHİR YALANLADI
Hafta başında ODTÜ Mezunları Derneği, ODTÜ’lü öğrenciler, Anıtpark ve 100. Yıl Forumu üyelerinden oluşan bir grup, Anadolu Bulvarı’nın ODTÜ Ormanı’na dayandığı bölgede bir eylem gerçekleştirdi. Kesileceği iddia edilen ağaçların “K” harfleri ile işaretlendiğini savunan eylemciler, ağaçların üzerine “KORU” yazıp, kırmızı kurdeleler bağladı. Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ise, “İddialar doğru değil. ODTÜ yönetiminin karşı çıkmadığı bu yol üzerinden gerginlik çıkarmaya çalışılıyor” açıklamasını yaptı.
SESLER TWITTER’DA YÜKSELDİ
“Yol muhalefeti” orman eylemi ile aynı dönemde sosyal medyada da sesini yükseltti. Twitter’da başlatılan #direnODTÜOrmanı etiketine yüzlerce tweet geldi. Hafta boyu Başkent’in Twitter gündemini meşgul eden #direnODTÜOrmanı etiketine ulaşan iletiler 141. Karakter’in bu haftaki konuğu oluyor. Bebeği ile ağaç gölgesinden yazanlara, “ODTÜ Ormanı, bozkırı yeşertenlerin mirasıdır” diyenler ekleniyor. Şehrin göbeğinde nefes almak, kuşlar ve böceklerle bir arada olmak isteyenler de var.
- @styleboom Alıyorum bebeğimi, gidiyorum ODTÜ’ye, nasıl mutlu oluyoruz bir ağacın gölgesinde... O yüzden #direnODTÜOrmanı
- @sinsiboru #direnODTÜormanı çünkü biz bu ormanı bozkırı yeşertenlerden miras aldık.
Başkent’in “fenomen” sosyal medya oluşumu “Ankara’nın Bugları” geçtiğimiz günlerde Twitter’da başlattığı #HayalimdekiAnkara etiketi ile Ankaralılar’a yaşadıkları kente ilişkin düşlerini sordu. Hayallerini sosyal medyada sıralayan vatandaşlar genel olarak Başkent’in ulaşım sorununa odaklanıyor. 24 saat hizmet veren toplu taşıma araçları, günün her anında canlı bir kent meydanı ve daha fazla yeşil alan öne çıkan istekler arasında yer alıyor. İşte Başkentlilerin hayalindeki Ankara...
-@fakehesabimdir #HayalimdekiAnkara Tunus ve Bestekar’ın 15 kilometre olduğu ve kaldırımlarının topuklu ayakkabıyla yürümeye elverişli olduğu bir yer.
-@DenizzCoskunn #HayalimdekiAnkara’da şu gri beton şehrin kalan son üç beş ağacı da kesilmiyor.
-@iriyahe #HayalimdekiAnkara turuncu sokak lambalarının aydınlattığı karlı sokakların olduğu
-@irempektas #HayalimdekiAnkara saat 21.00’den sonra da sokaklar insanlarlarla dolsun.
-@ylcntas #HayalimdekiAnkara AVM yerine parkların, yeşil alanların artırıldığı bir başkent.
-@deryik #HayalimdekiAnkara Başkent olmanın hakkını veren, altyapıda, kendi doğasıyla barışık bir tarih ve sanat şehri.
İnternet alemindeki Türkçe “külliyat”a bir kaç ay önce eklenen Motivolog.com adresli sosyal paylaşım ağı, hastaları bir araya getiriyor. Kuruluş mantığı Nasrettin Hoca’nın “Damdan düşen halden anlar” öyküsünü hatırlatan internet sitesinde hastalar, başlarından geçen tedavi süreçlerini anlatıyor ya da yaşadıkları sağlık sorunlarıyla ilgili sorular yönelterek, benzer rahatsızlığı yaşayanlardan yanıt alıyor. Sitenin kurucusu, genç mühendis Gökhan Sezginer’in yaşamı, 4 yıl önce kendisine koyulan “Ülseratif Kolit” teşhisi ile değişiyor. İnternetteki hasta ağları ile tanışan Sezginer, Türkçe kaynaklar yetersiz gelince, hastalığı hakkındaki bilgileri yabancı dillerde aramaya koyuluyor. Bu süreçte edindiği kritik bilgileri doktoruyla paylaşıyor ve tedavi süreci değişiyor. Sezginer Motivolog’un kuruluş sürecini şöyle anlatıyor:
“TEDAVİ SÜRECİM DEĞİŞTİ”
“Bana 4 sene önce bir teşhis konmuştu ve ben de bu hastalığı internette araştırmaya başladım. ‘Neden olur, hangi ilaçları kullanacağım, yan etkileri neler olacak, yaşayanların hikayeleri neler?’ gibi sorulara yanıt arıyordum. Yurtdışı kaynaklarda çok güzel paylaşımlar buldum. Hatta bir tanesi bu rahatsızlığın daha önce kullandığı bir ilacın yan etkisinden dolayı olabileceğini yazmıştı. Ben de o ilacı kullanmıştım. Bu bilgiyi doktorumla paylaştım. Ve tedavi sürecim değişti. Dünyada ölüm sebeplerinin 3’üncü sırasında yanlış teşhis ve tedavi var, ekonomik kayıplar da cabası. Amerika ve İngiltere’de hastaların da bulduğu bilgileri doktoruyla paylaşması akımı oldukça popüler. Hastaların internet yoluyla bilinçlenmesi kolaş bir süreç. Bu nedenle hasta ağları destekleniyor. Ayrıca hastalar ilacını düzgün kullanan bir hastanın iyileştiğini okuyunca tedavisine daha çok önem veriyor.
DENEYİMLER KALICI HALE GELİYOR
Yaşadığım olayın ardından deneyim paylaşımlarının ne kadar önemli olduğunu farkettim. ‘Hastalar da tedavi takımının bir üyesi olmalı’ diye düşündüm. Ben de bir blog açarak deneyimlerimi paylaşmaya başladım. Doktorum da yeni hastalarını bloguma yönlendiriyordu. Blog okuyanlar hastalık hakkında bilinçlenmeye başladı. Bir sonraki adımda, okurlar yorum kutularına kendi öykülerini yazmaya başladı. Önemli bilgilerin yorum kutularında kaybolup gitmesini istemedim ve bir hasta ağı kurmaya karar verdim. Hasta ağı fikriyle TOBB Üniversitesi’nin girişim hızlandırıcı merkezi Garaj’a başvurarak kabul edildim ve projeyi hayata geçirdik.
“HASTA FACEBOOK’U”
Motivolog’da kullanıcıların bir profili var ve her hastalık da bir gruba sahip. Gruplarda kullanıcılar aynı sorunu yaşayan kişilerle tanışıp onların tedavi süreçlerini ve başarı hikayelerini okuyor. Etkinlik düzenleyip, dışarıda da görüşüyorlar. Bazı kullanıcılar Motivolog için “Hasta Facebook’u” da diyor. Motivolog’u daha geniş kitlelere yaymak için hasta dernekleriyle ortak çalışmalar yapıyoruz. Bize gelen yeni üyeleri hasta derneklerine de yönlendiriyoruz. Dernekler de üyelerine, deneyimlerini Motivolog’a yazmalarını tavsiye ediyor. Motivolog 3 ay önce açıldı ve şu an 60 hastalık grubunda paylaşım başladı.”
Takvimlerin ağustosu gösterdiği şu günlerde Ankara istediği yaz günlerini yaşayamıyor. Güneşin batışıyla birlikte aniden düşen hava sıcaklığı geceleri bir hayli serinletiyor. Bu yaz penceleri açık bırakıp, uykuya dalamayan Ankaralılar, sonbahar görünümlü yaza yönelik sitemlerini Twitter’da dile getiriyor. Sosyal medyada ağustosta hırka giymeyi düşünenden, hasta olanına kadar her tür Ankaralı’ya rastlamak mümkün...
PAZAR BULUTLARI
Haftanın 6 günü çalışmak zorunda olan birçok Ankaralı için serinlemenin tek yolu açık havuza gitmek. Fakat bulutlanmak için pazar gününü bekleyen gökyüzü bu aktiviteye pek izin vermiyor. Son dönemde Başkent’te sayıları artan, çeşitlenen yüzme havuzu ve su parkları pazar günleri maksimum kalabalığa ulaşmakta güçlük çekiyor. Kent içindeki süs havuzlarında ise değişin bir şey yok. Ankaralı çocuklar, haftanın 7 günü muhtelif noktalarda gönüllerince serinliyor. Miniklerin sağlıklarını tehlike altına sokan havuz eğlencesi de fotoğraflarla Twitter’a yansıyor.
- @cannn_elif Bu Ankara’ya yaz ne zaman gelecek? Hayır ben tatildeyken geldi de kaçırdım mı acaba?
- @ferahali “Kavurucu yaz sıcakları!” için teşekkür ederiz Ankara. Sonunda hasta etmeyi başardın.
- @aBurcubur_ Ne soğuksun Ankara ya. Donduk yaz günü.
- @CanTrl1995 Ne biçim bir hava var şu anda Ankara’da. Yaz mı kış mı belli değil. Dondum valla.
Sosyal ağ Twitter’da kitlesel haberleşme yöntemlerinden biri olan etiketler, aynı konu hakkında konuşan insanları tek platformda buluşturmak için kullanılıyor. 141. Karakter de her hafta Başkentli Twitter kullanıcılarına Ankara gündemine ilişkin etiketler sunup, bu konulardaki fikirlerini Hürriyet Ankara sayfalarına taşıyabilmelerine olanak sağlıyor. Başlangıcına (#) diyez işareti yerleştirilerek oluşturulan kelime grupları, aynı konuya ilgi gösteren insanların Twitter’da dolaşan benzer içeriğe kolay erişimini amaçlıyor. İngilizce’de “hashtag” olarak anılan, “etiket” şeklinde Türkçeleştirilen bu iletişim yöntemi, Türk Twitter kullanıcıları tarafından Gezi Parkı eylemleri sürecinde yeniden keşfedildi.
HERKESİN DİKKATİNİ ÇEKTİ
Olayların başladığı ilk günlerde “#direngeziparkı” etiketli iletileri görmeye başladık. Ardından Başkent’te gelişen olaylarla birlikte “#direnankara” etiketi dikkatimizi çekmeye başladı. Şu günlerde ise Dikmen’de devam eden olaylara bağlı olarak, sıklıkla “#direndikmen” etiketine rastlıyoruz. Yaklaşık 4 haftada yayılan süreçte kimi zaman güldüren kimi zaman da hüzünlendiren binlerce etiket ekranlarımıza ulaştı. İçlerinden bazıları vardı ki onlar sanallığı geride bırakarak gerçek yaşama uzandı. Gezi Parkı eylemcilerinin sprey boyalarla türlü türlü zeminlerin üzerine yazdığı etiketler, hiç Twitter kullanmayan insanların dahi dikkatini çekti. Diyez işareti ile başlayan boşluksuz kelimelerin ne işe yaradığı, bilgisayardan az çok anlayan eşe dosta soruldu.
ODTÜ NELER YAPACAK
Hashtaglerin gündemi en çok meşgul ettiği alanlardan biri de üniversite stadyumları oldu. Haziran ayı ile birlikte Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversite stadyumlarında gerçekleştirilen mezuniyet törenleri, etiketleri tekrar gerçek yaşama taşıyor. Geçtiğimiz günlerde Eskişehir Anadolu Üniversitesi’ni bitiren binlerce gencin katıldığı mezuniyet töreni “etiket geçidi” gibiydi. Ankara, yarın Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) mezuniyet törenine ev sahipliği yapacak. Her yıl ellerinde taşıdıkları mesaj dolu pankartlarla mezuniyet geçidi yapan ODTÜ’lü öğrencilerin, yarın Devrim Stadyumu’na etiketlerle gelecekleri sosyal medyada konuşulmaya başlandı. Gectiğimiz yıl ODTÜ’nün mezuniyet töreninde açılan pankartlar uzun süre gündemde kalmıştı.
DÜNYAYA ULAŞAN ETİKET GÜNDEMİ
Twitter’da etiketler dışında bir de herkes tarafından konuşulan konuların sıralandığı bir “popüler başlıklar” (Trend Topic) listesi bulunuyor. Bu listeye kısaca “TT” deniliyor. TT listesi; dünya, ülkeler ve şehirler gibi alt kategorilere sahip. İstediğinizi seçip, o coğrafi aralıktan yansıyan içeriği takip edebilirsiniz. Dünya çapında tüm kullanıcılar tarafından konuşulan konular, “World Wide TT” listesinde yer buluyor. Gezi Parkı eylemleri sürerken Twitter üzerinde çok konuşulan etiketler, dünya çapındaki TT listesine birçok kez yükselmeyi başardı. Geçtiğimiz günlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından oluşturulan CNN ile ilgili etiket de World Wide TT listesinde yer almıştı.
Haftanın etiketi#AnkaradaYaşamasaydım