BU hafta, Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Durmuş Yılmaz’ın, icraatları konusunda görüş oluşturmaya başlayacağımız, ilk kararlarını vermeye başladığı hafta olacak.
Bu kararların en önemlilerinden biri, Perşembe günü toplanacak olan Para Politikası Kurulu’nda (PPK) alınacak karar olacak. PPK kararları sadece Yılmaz’ın görüşlerine göre ortaya çıkmıyor ama Başkanın büyük bir ağırlığı olduğu kesin.
Peki, Durmuş Yılmaz bu toplantıda, karar alınmasını belirleyecek olan entelektüel önderliği yapabilecek mi? Yoksa bu önderliği Ali Babacan’ın yakın arkadaşı, Başkan Yardımcısı mı üstlenecek?. Eğer o üstlenirse Durmuş Yılmaz’ın Banka’daki karizması ne olacak?
Bu soruların yanıtlarını henüz bilmiyoruz, bu zaman içinde ortaya çıkacak bir yanıt olacak. Geçtiğimiz hafta Perşembe günü, her zaman olduğu gibi, yine faiz kararının alınacağı asıl toplantıya hazırlık niteliğinde bir toplantı yapıldı. Aslında adı "Resmi olmayan Para Politikası Kurulu Toplantısı" ama bütün kurul üyeleri oradaydı.
Şu kadarını söyleyelim; bizi, ekonomiyi zor günler bekliyor, emin olabilirsiniz...
ÜYE SEÇİMİ
Şimdi Yılmaz’ın etki edeceği kararlardan biri de PPK’ya Banka Meclisi’ni temsilen katılacak üyenin saptanması olacak. Eğer Banka Meclisi içinden, olaya ideolojik baktıkları ispatlanan, her şeyi bilirmiş havalarında dolaşan üyelerden biri seçilirse, o zaman Durmuş Yılmaz’ın Kurul içindeki işi daha da zorlaşacak. Nereden, kimin Kurula girmesi için ne baskı gelecek bilmiyoruz ama Yılmaz’ın bu baskılar karşısında ne yapacağı, bizi daha çok ilgilendiriyor.
Durmuş Yılmaz’ın yönetim anlayışını görmemiz açısından en büyük test kararı ise Başkan Yardımcılıkları atamasında görülecek.
Yılmaz son anda Washington listesine dahil edildi. Washington’da IMF’e, Erdem Başçı’nın bir sunumu olduğunu biliyoruz ama bu Yılmaz’ın gitmeyeceği varsayımıyla hazırlanmış bir plandı. Şimdi Washington’da Yılmaz sunum yapacak mı, yoksa sadece tanışmalarda bulunulup, Banka adına sunumu yine Başçı mı yapacak, göreceğiz.
Washington ziyaretinde Devlet Bakanı Ali Babacan ile Başkan Yardımcılığı meselesinin gündeme geldiğini tahmin ediyoruz. Umarız yeni Başkan, Bakana, "Daha önce gönderdiğiniz iki başkan yardımcısını tekrar gönderirseniz, benim tüm karizmam gider, bırakın ben seçip size önereyim. Örneğin Banka içinden en az bir başkan yardımcısı atayalım" filan demiştir.
Aksi takdirde, yani daha önce Cumhurbaşkanlığı’na çıkan iki isim, Yardımcılık için tekrar gönderilirse, Merkez Bankası’nı Durmuş Yılmaz’ın değil de, bakan ve bankadaki adamlarının yönettiği sonucu ortaya çıkacaktır.
Bu da Yılmaz’ın da tekrarladığı "Merkez Bankası bağımsızlığı"nın içini boşaltacaktır.
FAİZ KARARI
Peki, Para Politikası Kurulu’nun yeni yapısını, oluşan kurulun yeni entelektüel birikimini bir kenara bırakacak olursak, mevcut şartlar neyi gerektiriyor?
Açıklanan beklenti anketleri faiz ve enflasyon beklentilerinin yükseldiğini gösteriyor. Bunun dışında petrol fiyatları çok yükseldi, hala da yükselme beklentisi devam ediyor.
Kısa vadeli sermayenin hareketine bakacak olursak; bu kez petrol fiyatlarındaki yükselme nedeniyle, bir de ABD benzin stoklarının düşük açıklanmasıyla, risk iştahında sınırlı da olsa azalma yaşanıyor. Risk iştahındaki düşüş sınırlı ama geçen hafta görülen, Türkiye’ye girişin diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha da azalmasıydı.
Buna karşılık Sosyal Güvenlik Reformu TBMM’den çıktı, bu nedenle önümüzdeki günlerde 3. gözden geçirme için IMF Heyetinin geliş tarihinin artık belli olması bekleniyor.
Bu arada önemli bir gelişme de ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın Türkiye ziyareti olacak. Rice’ın basına yansıdığı gibi, "Sadece Türkiye’nin PKK konusundaki yakınmalarını dinlemek için geldiğini" zannetmiyoruz. Basına yansımayan bir ajandanın olduğu, ABD ile Türkiye ilişkilerinin iyice gerildiği bu noktada ziyaretin kritik olacağını tahmin ediyoruz.
Bakalım PPK neyi tartışıp ne karar verecek? Ah, bir de Kurul zabıtları basına açıklansa...