Paylaş
Konsey, Türkiye’de yatırım yapan ya da yapmayı düşünen büyük uluslararası şirketlerden oluşuyor. Bu kez sayı ve tepe yönetici eksikliği olsa da, yabancı sermaye açısından kritik öneme sahip bir toplantı olduğu kesin.
Başbakan Yıldırım toplantıda “Sizden şunu istiyorum; burada her şeyi açık açık söyleyin siyaset yapmayın. Söylersek şikayet anlamına gelir, bundan sonra işlerimiz zora girer diye düşünmeyin, gerçekleri bizden saklarsanız olmaz” dedi.
Aynı gün Türkiye’de yatırımı olan bir yabancı şirket temsilcisi ile sohbet imkanı buldum. Başbakanın toplantıda söylediklerini konuşurken, konu mevcut siyasi ortam ve demokrasi eksikliğinden etkilenmelerine geldi. Şirket üst yöneticileri sahadaki, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki sıkıntıların kendilerini nasıl olumsuz etkilediğini çalışanları ile paylaşıp, uyarıda bulunuyorlarmış. Bugünlerde şirket çalışanlarının toplu gösterilerin yakınlarında bulunmamalarını isterken, yanı sıra sosyal medyanın çok sıkı takibe alındığını, çalışanların sosyal medyayı kullanırken çok dikkatli davranmalarını ister noktaya gelmişler.
Bu arada aynı şirketin faaliyetlerinin bölgede geçen haftaki internet kesintilerden etkilendiğini öğrendim. Bölgedeki çalışanları ile iletişim için yoğun biçimde kullandıkları internetin kesilmesi nedeniyle işlerin aksamasından şikayet ediyorlardı.
Ertesi gün çok daha geniş perakende ağa sahip bir yabancı şirket temsilcisini arayıp bölgedeki gelişmelerin etkileyip etkilemediğini sordum. O yabancı firma yetkilisi de internet üzerinden rutin iletişimin yanında bayilerle toplantılar yaptıklarını, internet kesikliği nedeniyle bu toplantıları iptal ettiklerini söyledi.
Ardından da sadece bölgede değil, 29 Ekim nedeniyle gelen ihbarları göz önüne alıp çalışanlarından saha çalışmalarını kısıtlamalarını istediklerini kaydetti.
BAŞBAKAN SIKINTILARI BİLİYOR AMA
Danışma Konseyi’ne katılıp Türkiye’de yatırımı olan yabancı şirket yöneticileri geçen haftaki internet kesikliğinden şikayetçi oldular mı bilmiyorum. Bu yöneticilerin yaşanan sıkıntıyı çok iyi bildikleri kesin. O nedenle eğer söylemedilerse, Başbakanın istediği kadar açık konuşmadılar demektir.
Kaldı ki; sonuç bildirgesinde internet, bulut teknolojisi gibi vurgular da vardı.
Bu toplantının hemen öncesinde Dünya Bankası’nın yayınladığı raporda iş yapma kolaylığı açısından Türkiye’nin ciddi biçimde gerilediği görülmüştü. CEO’lar buradaki sıkıntılı noktalara değindiler mi, onu da bilmiyorum.
Aslında Başbakan Yıldırım’ın bu sorunların çoğunu bildiğini düşünüyorum. Geçen hafta pazartesi günü TOBB, TÜSİAD dahil tüm iş alemini topladı, olağanüstü hal çerçevesinde iş yaşamını değerlendirip, şikayet ve önerileri dinledi. Burada hukuki ve siyasi açıdan birçok sıkıntı gündeme geldi.
Açıkcası; Başbakan Yıldırım iyi niyetli olarak diyalog içinde sorunları dinleyip çözüm bulmak istiyor ama elinden fazla bir şey gelmiyor. Pragmatist biçimde soruna çözüm bulmak artık yetmiyor, daha makro ve ilkesel bakmak gerekiyor.
Sonunda gelip dayandığımız nokta, bence şu ki; demokrasi ve insan hakları çiğnenirken, savaş ortamında, siyasi dayatma ve kutuplaşma artmışken, yabancı düşmanlığı körüklenirken, adalet ve hukuk işlemezken ne kadar teşvik verirseniz verin; ne içerde ekonomi canlanır, ne de yatırımcıları ikna edebilirsiniz.
Paylaş