BANKACILARA, bu gün piyasaların nasıl açılacağı yönündeki tahminlerini sorduğumuzda aldığımız yanıt, genel olarak "iyi açılır" oluyor.
ABD’den gelen veriler kötü değil. Cuma günü açıklanan ikinci el konut satışları rakamları da iyi geldi. Dolayısıyla dışarıdaki gelişmelere baktığınız zaman, Cuma akşamı, bugün piyasalarımızı açılışta etkileyecek kötü bir hareket olmadı.
İçeride de hafta sonunda siyasi açıdan, daha öncekilerden kötü bir şeye rastlamadık. Dolayısıyla bugün piyasaların iyi açılacağı konusunda hemen herkes hemfikir.
Ancak gün içinde, yani dış piyasalar açıldıktan sonra durumun değişebileceği söyleniyor. Bunun nedeni ise hafta sonunda İran’ın esir aldığı İngiliz askerleri konusunda dış basında çıkan haberler. Yani dış piyasalar özellikle ABD piyasası, bize göre akşamüzeri saatlerinde açıldığında, İran sorununun piyasaları nasıl etkilediği belirleyici olacak..
ABD’de, "İran’ın Mart sonunda vurulacağı" yönünde çok daha önceden çıkan haberler birden hatırlanabilir. Yani yarın akşamüzeri saatlerine kadar iyi bir gelişme olmadığı takdirde, İran ile ABD- İngiltere’nin çatışması oldukça yüksek noktalara ulaşmış olabilir.
İşte bu nedenle bizim piyasalar yarın sabah iyi açılır ama nasıl kapanır bilinmez...
Bankacılar, özellikle AB ekonomisine ilişkin tedirginlikler bulunduğunu ama şu anda piyasaları etkileyecek bir durum gözükmediği görüşünde. ABD’de ekonominin yavaşlamaya devam edeceğinin anlaşıldığını, ama sorunun "büyüme düşerken enflasyonun artması" olduğunu hatırlatan bankacılar, daha önce olmayan ama son açıklamadan alınan "Haziran’da faiz düşürülebilir" mesajının, zaten inmeyen enflasyonu iyice azdırmasından korkulduğunu söylüyorlar. Ancak buna rağmen, bu gelişmelerin somutlaşmasının zaman alacağı, bu nedenle şimdiden tehlikeyi satın almaya geçilmeyeceğini ifade ediyorlar.
Buna karşılık her hafta çok sayıda veri açıklanıyor ve herkes verilerin, bu tehlikeyi işaret edip etmediğine bakıyor. Dolayısıyla bir kez "büyünün bozulduğu" küresel likiditede ne olacağını, orta vade için söylemek, herkes için çok zor.
Bu arada FED’in eski Başkanı Greenspan’in, FED’in yeni yönetiminin söylemi dahil, tüm dünya ekonomisini hala en fazla etkileyen kişi olduğunu da söylemek gerekiyor.
CUMHURBAŞKANLIĞI HALA ETKİLEMİYOR
Görüldüğü gibi; piyasaları, yani bizim piyasaları etkileyecek en önemli unsur olarak yine dışarıdaki bir gelişmeyi sayıyoruz. Bırakın İran’a yapılacak bir fiili saldırının konumu nedeniyle Türkiye’yi çok yakından etkileyecek olmasını, İran değil de bizle ilgisi olmayan herhangi bir ülke için böyle bir tehlike algılansa bile, bizim iç piyasalar bundan çok derinden etkilenirdi. Bir de İran’ın bizim için özel önemini düşünün...
Aslında sadece bizim oyunculara kalsa, gelişmeler pek etkileyeceğe benzemiyor. Çünkü içerdeki oyuncular hala temkinli ve her türlü risk için hazırlıklı konumda.
Mühim olan dışarıdaki algı. Örneğin Türkiye’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi ve bu konuda çıkan patırtının her gün yükselmesine rağmen, dış piyasadaki oyuncular bunu hala bir risk olarak görmeme eğilimindeler. Bu nedenle de içerdeki oyuncular ne kadar tedirgin olsalar da, bizim piyasamız öyle derinden etkilenmiş olmuyor.
Öyle görünüyor ki; dışarısı da Cumhurbaşkanlığı seçimimizi pek takmayacak.
Hala, dışarıdaki, Türkiye’ye yatırım yapmış piyasa oyuncuları, "her yerde Cumhurbaşkanlığı seçimi oluyor, ne olacak ki?" diye bakıyorlar.
Ne olabileceği konusunda yabancılara bir şey anlatmanın, Türkiye’nin kendine özgü siyasi ve idari dinamiklerini kavratmaya çalışmanın, laiklik ve milliyetçilik tanımlarının kendine özgü geliştiğini söylemenin, şimdilik bir anlamı olmuyor.
O zaman hep birlikte seçim yaklaştıkça yaşanacak gelişmeleri bekleyip, göreceğiz.
İran’la ilgili korkulan sıcak çatışma olur da, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile aynı tarihe denk gelirse, o zaman zaten herhalde kimsenin bir şey söyleyecek hali de kalmaz...