Paylaş
Hükümet yetkilileri, alışıldık biçimde, Moody’s’in görünüm indirim kararını kasıtlı ve Türkiye’ye karşı alınmış bir karar olarak açık-layabilirler. Aslında buna bile gerek olmadan, piyasalar “iyiyi satın alma havasında” oldukları için, bu olumsuz kararı da es geçip, fiyatlara yansıtmama yolunu seçeceklerdir. Ancak Moody’s’in eleştirileri, günlük piyasa kaygılarının ötesinde, fazlaca tartışmadığımız ekonomik ortamın nasıl tehlikeli bir yola girdiğine işaret ediyor. Moody’s, kredi notu görünümünü düşürmesinin genel gerekçeleri olarak; büyüme görünümünün düşmesini, kurumların gücünü yitirmeye devam etmesini, ülkenin iç ve dış mali yapısı üzerindeki baskıların artmasını sıralıyor. Bunlarla birlikte kredi şoku riskinin büyüdüğünü söylüyor.
Moody’s, eylülde aldıkları not indirimi kararından sonra Türkiye’nin kredi görünümü üzerindeki iç ve dış şokların somut olarak arttığını belirtirken, temmuzdaki başarısız darbe girişimi ardından iç siyasi ortamdaki gerginliğin beklenenden uzun sürdüğüne dikkat çekiyor. 2016’nın üçünü çeyreğindeki zayıf ekonomik performansın geçici olduğu düşünülse bile, devam eden siyasi ve jeopolitik gerilimlerin içeride güvene etkisinin, TL’de sert değer kayıplarının, yüksek enflasyon neden olan dış baskılardaki yükselişin büyümeyi kısa vadede baskılamaya devam ettiğinin altı çiziliyor. Planlanan reformların hayata geçirilememesi nedeniyle, uzun vadede de potansiyel büyümenin tarihi standartlara göre düşük kalacağı belirtiliyor.
ELEŞTİRİLERİ YANLIŞ MI?
15 Temmuz başarısız darbe girişi ardından ortaya çıkan gergin siyasi ortamın tahminlerden uzun sürdüğünü belirten Moody’s, 16 Nisan anayasa referandumu ardından bu havanın hafiflemesinin beklen-mediğini belirtiyor. “Temmuz ayından bu yana hükümetin muhalefeti kısmak için attığı adımlar ülkenin yönetme gücünü azalttı ve özel sektör güvenini zedeledi” denilen Moody’s raporunda, bu gelişmelerin ekonomik büyüme üzerinde kısmen etkili olduğunu söylüyor.
Moody’s bunun yanında kısa vadede ekonomiyi canlandırmak için hükümet tarafından alınan son önlemler üzerinde durarak, bu önlemlerin mali yapıyı bozma ve asıl yapısal tedbirlerin alınmasına engel olma tehlikesine dikkat çekiyor. (Bu konuyu ayrıca işlememiz gerekiyor.)
Bence Moody’s’in raporunda yer alan eleştirilerin, önyargısız ve çok dikkatle okunması gerekiyor. Kimse bu tehlikelerin olmadığını, gönül rahatlığıyla, söyleyemez. Hükümet üyelerinin bile “tarihin en yetersiz bürokrasisi ile çalıştıklarını” söylediğini biliyoruz, yani kurumsal yapı iyice zayıflamış durumda. Kimse inisiyatif almıyor, herkes korkuyor ve bu iş ortamını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Olağanüstü halin sürmesi, haksız uygulama örnekleri ve iddialarının artması, hukuk sistemine güvenin kaybolması gibi sorunların içindeyiz ve kurumsal kapasitenin gerilemesi de zaten bu demek.
Ekonomide kırılganlıklar arttı, para politi-kalarında itibar kalmadı, doğrudan yabancı sermaye girişinde umutlar azaldı, bunlar ortada. Bugün açılacak piyasalarda Moody’s’in görünümü negatife çevirmesinin etkilerini göremeyebiliriz. Bu kısa vadede hükümeti rahatlatıyor olabilir. Ancak sayılan bu riskler var ve ekonominin geleceği için bu riskleri giderecek adımların biran önce atılması gerekiyor.
Paylaş