MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, enflasyon raporunu açıklarken, Para politikasının Haziran sonundaki duruşunun değişmediği varsayımına dayanan tahminlerin, "2007 yıl sonu hedefine ulaşılabilmesi için 2006 yılının kalanında ölçülü bir parasal sıkılaştırma gerekebileceğine" işaret ettiğini söyledi.
Yani Başkan, mevcut şartlar sürdüğü takdirde çeyreklik artırımların devam edeceğini söylemeye çalışıyor.
20 Temmuz Kurul kararının, yani piyasa beklentilerinin aksine yapılan 0.25’lik faiz artırım kararının, bu yönde bir adım olarak değerlendirilmesini isteyen Yılmaz, "Ayrıca faiz oranlarının yanısıra enflasyonu etkileyen unsurlara ilişkin her türlü yeni verinin bu değerlendirmeleri değiştirebileceği bir kez daha vurgulanmalıdır" şeklinde konuştu.
Yani, durum daha da kötüleşirse "ölçülü" artırımların da kalmayabileceğini söylüyor.
Özetle piyasa oyuncularının, bankaların pek hoşuna gitmeyecek ama, Başkan Durmuş Yılmaz Merkez Bankası’nın bundan sonra da çeyreklik artırımlara devam edeceğini söylüyor. Şahsen, Ağustos ayında çeyreklik artırıma ara verilebileceğini düşünüyorduk ama bu açıklamadan sonra Ağustos’ta da artırımın devam edeceğini düşünmeye başladık.
Bankacılar olaya yine fazla olumlu bakıyorlar ve bu açıklamadan sonra "yıl sonuna kadar toplam faiz artırımının 0.50 puanla sınırlı kalacağını" söylemeye başladılar. Bizce son Merkez Bankası söylemine göre en az 0.75-1 puanlık artırım gerekebilir. İç ve dış, siyasi ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak daha fazlasının gelmesi ise kimse için sürpriz olmasın...
Yılmaz, sonuç olarak para politikasının temkinli duruşu altında, orta vadeli hedeflerin erişilebilir olduğunu düşündüklerini kaydederek, "Burada belirtilmesi gereken son nokta, bu tahminlerin mali disiplinden taviz verilmediği, gelirler politikasının enflasyon hedefiyle uyumlu biçimde uygulandığı ve beklentilerin iyi yönetildiği bir çerçevede oluşturulduğudur" dedi. Bu açıklamadan da görüldüğü gibi; Merkez Bankası işçi ve memurlara yapılacak aşırı zamlardan giderek daha fazla korkmaya başladı. Yılmaz’ın bu sözleri, bizce, olabilecek bir sapma halinde sıkılaştırmanın dozunun artacağını da açıkca ortaya koyuyor.
Hafta sonunda açıklanan niyet mektubuna baktığımızda da, küresel likidite hareketinin geçici olmadığının kabul edilmesi başta olmak üzere, yeni faiz artırımlarının sinyali görülüyor.
BEKLENTİLER VE BAĞIMSIZLIK
Defalarca yazdık, yazarken ve yazdıktan sonra "Acaba haksızlık mı ediyoruz?" diye kendimizi çok sorguladık ama her geçen gün bu kanımız güçleniyor: Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, bağımsızlık ve itibar için mutlaka Hükümete dönük, gerekirse siyasi uyarılarda bulunmak, gerekirse Hükümetle ters düşmekten kaçınmamak durumunda.
Başkan Yılmaz, risk algılamalarında ve bekleyişlerde bozulmaya yol açacak her türlü uygulamadan kaçınılmasının, gerek fiyat istikrarı gerekse makroekonomik istikrar açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Yılmaz, ardından "Risk algılamasını sınırlandırmak yönünde atılacak her adım istikrarı sağlamanın ve sürdürmenin maliyetini azaltacaktır. Enflasyonist olmayan büyümenin sürdürülebilirliği bakımından belirleyici olan ana unsurun makroekonomik istikrarın kalıcılığına ilişkin güven olduğu unutulmamalıdır" dedi..
Şimdi bu sözler, sizce kime?Hükümetin neredeyse "eleştiri bile yapmayın piyasa bozuluyor" diye çıkıştığı medyaya mı? Yoksa, beklentileri asıl değiştiren, siyasi ve ekonomik hataları yapan Hükümete mi? Yılmaz, ancak sıkıştırılınca cumhurbaşkanlığı seçiminin, erken seçimin, AB ile sürecin risk olduğunu söyledi ama açıklanan metinde bu ibareler yine yoktu. Yılmaz, "Niye bu konularda Hükümeti uyarmıyorsunuz" sorusuna ise "Biz taraf değiliz" yanıtı verdi.
Bizce siyasi riskler enflasyon için tehdit ve Merkez Bankası’nın taraf olması gereken bir iş. Unutmayalım; bağımsızlığı pekiştirmek risk algılamasını da düşürür, faiz artırım gereğini de...
ÖZÜR: Geçtiğimiz Cumartesi günü (29 Temmuz) bu köşede, büyük bir yanlışlıkla, 29 Nisan 2006 tarihli "Çeyreklik indirim daha önce belirlenmişti" başlıklı yazımız tekrar yayımlanmıştır. Bu "çetin dalgınlık" ve hatamızdan ötürü özür dileriz.