Paylaş
Ekonomi basını olarak “zirve” kelimesini sık kullanırız, çünkü belli bir trendin geldiği noktayı göstermesi açısından kolay anlaşılır bir kelimedir. Aynı şekilde “dip” noktası da, “rekor” kelimesi de sık kullandığımız kelimelerdir. Tabii ki bu kelimeleri kullanırken belli bir süre belirterek kullanmak daha anlamlı olur.
İşte bu haftadan itibaren bu kelimeleri yine sıkça duymaya başlayacağız. Yüzde 14’lük yıllık enflasyon rakamı, 2003 yılından bu yana gelinen en yüksek, yani zirve rakamı olacak. Haziran ayı sonunda zirve rakamına ulaşacağız ama bu zirvenin daha yükseği de olacak mı? Piyasaların beklentisi bu rakamın temmuz sonunda daha da yükseğe çıkacağı yönünde. Hazirandaki yüksek orandan sonra temmuzda düzeltme olsa bile, bu kez bir-iki ay gecikmeli yeni zirve rakamlarına ulaşılması bekleniyor.
Belli bir trendin yıl sonuna ve yılbaşına gelen seviyeleri önemlidir. 2018 yılı sonunda enflasyonun geleceği nokta konusunda ise piyasaların tahminlerinin yine yükselmeye devam ettiği bir süreçte olduğumuzu söylemeliyiz. Bu yıl sonunda piyasa analistleri tüketici fiyatlarında yıllık rakamın yüzde 12-13 seviyesinde olmasını bekliyorlar. Ancak şurasını belirtmek gerekir ki; piyasa analistleri genellikle yılın ortasında yıl sonu beklentilerini iyimser olarak yaparlar. Tabii ki yılın geri kalanında yaşanacaklar çok önemli olacak ama yıl sonunda yüzde 15 civarında bir enflasyon rakamı görmek, bence sürpriz olmaz.
Çünkü her ne kadar Maliye Bakanı Naci Ağbal, maliye politikalarını belirlerken para politikasını düşünerek adım atacaklarını söyleyip, son sigara vergi düzenlemesini bu kapsamda değerlendirdiyse de, dengelerin yeniden kurulabilmesi için gereken vergi düzenlemeleri ve zamların enflasyonu arttırmasından kaçınılamayacağını düşünüyorum.
FAİZ ORANLARINDA ZİRVE
Bunun yanında mevcut enflasyonda olduğu gibi gelecek dönemin enflasyonunda da kurların belirleyici olacağı açık. Seçim öncesi para politikası kararında yaşanan gecikmelerin kurlara etkisini yakından gördük. Yani bundan sonraki ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceği ve piyasalara güven verilip veremeyeceği kurlarda yine çok belirleyici olabilir. Dolayısıyla kurlardaki zirve hareketinin yıl sonu enflasyon beklentilerinde baskın rol oynayacağı açık.
Enflasyonda yaşanan zirvelerin başka zirvelere yol açtığı ve bundan sonra da açacağı, değiştirilemeyecek bir gerçek. Zaten bu gerçeği değiştirmeye zorladığımızda, başka rakamlardaki zirveleri daha yükseğe çektiğimizi de gördük. İşte Merkez Bankası faiz oranlarını, mevduat ve kredi faiz oranlarının geldiği seviyeyi, biraz da bu kapsamda düşünmek mümkün.
Seçim öncesi Merkez Bankası’nın nasıl çok yüksek, sürpriz faiz arttırımları yapmak zorunda kaldığını hatırlayalım. Buna bağlı olarak bankaların mevduata verdikleri faiz oranları da sürekli artmaya devam ediyor. Geçen hafta yüzde 15’den başlayıp, yüzde 20’lere kadar varan banka mevduat faiz oranlarını gördük, artış eğilimi de sürüyor. Buna bağlı olarak da kredi faiz oranlarında artık yüzde 25 ve üstünü konuşur olduk. Seçim öncesi yapay yöntemlerle düşürülen konut kredisi faiz oranlarında ise yüzde 15 konuşuluyor.
Seçim öncesi ya da sonrası, ekonomide geçerli kurallar değişmiyor; aldığınız hatalı kararların faturasını ödüyorsunuz. Gerçekleri görüp, hatayı en aza indirirseniz, faturanız da azalır.
Paylaş