Paylaş
Yüzde 2.6 oranındaki 2018 yılı büyüme oranının, son dönemde büyüyen sıkıntılar göz önüne alınarak yapılan piyasa tahminlerinden daha iyi olduğunu söylemek gerekiyor. Buna karşılık ekonomideki daralmanın bu yıl içinde sürmesi, sıkıntının biraz da derinleşerek
süreceği beklentisinin yoğun olduğunu da söylemek gerekiyor.
Bir başka deyişle 2019 yılında ekonomideki küçülmenin derinleşerek devam etmesi bekleniyor. Bu nedenle uluslararası yabancı kuruluşların 2019 yılı Türkiye büyümesi için tahminleri de yüzde -1 ile -2 arasında değişiyor. Bu da en azından 2 veya 3 çeyrek daha büyüme oranlarının eksi çıkması anlamına geliyor.
Geçen yılın baz etkisine bakıldığında da bu tahminlerin gerçekleşme ihtimali yüksek görünüyor.
Genel beklenti ekonomideki daralmanın bir süre daha devam edeceği yönünde. Gerileyen ekonomiyle birlikte enflasyondaki yüksek seyir de sorunun çözümünü zorlaştıran bir iklim yaratıyor. Yani büyümedeki sıkıntıyı çözüp yeniden ekonomik aktiviteyi artıracağım derken enflasyonu yeniden sıçratma tehlikesi büyük. Ya da tersi biçimde enflasyonu düşürmek için alınacak önlemlerin ekonomideki daralmayı daha da derinleştirme ihtimali yüksek. İşte bu gerçeklerden yola çıkarak, piyasalardaki genel beklenti ciddi bir kaynak yaratmadan, ne tür önlemler alınırsa alınsın, ekonomideki büyüme sıkıntısının kolay kolay çözülemeyeceği doğrultusunda.
Bu arada büyümedeki daralmanın derinleşmesini önleyen ihracattaki artış trendinin devam edip etmeyeceği, küresel şartların ve içerideki gelişmelerin buna izin verip vermeyeceği de merak edilen konuların başında geliyor.
KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİR
2018’in son çeyreğinde mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH çeyreklik bazda yüzde 2.4 daralırken, ekonomideki daralma yüzde 3’ü buldu.
TÜİK verilerine göre üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 19.1 artarak 3 trilyon 700 milyar 989 milyon TL oldu.
2018 yılında kişi başına GSYH cari fiyatlarla 45 bin 463 TL, ABD doları cinsinden ise 9 bin 632
dolar olarak hesaplandı.
Kişi başına milli gelir rakamları uzun süreden beri ilk kez 10 bin doların
altına indi.
Bu kapsamda tarım sektörünün katma değeri yüzde 1.3, sanayi sektörü yüzde 1.1 arttı, inşaat sektörü ise yüzde 1.9 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan
hizmetler sektörünün katma değeri yüzde 5.6 oranında arttı.
Umarız; yine günlük ve durumu idare etme amaçlı tedbirlerden vazgeçilir, seçimin hemen ardından gerçekten orta ve uzun vadede ekonomiyi güçlendirecek rasyonel adımlar atılabilir.
Paylaş