Paylaş
Piyasadaki oyuncular bir yandan tatil yaparken öte yandan uluslararası piyasalardaki gelişmeleri ve özellikle ABD ile yaşanan krizin alacağı şekli yakından takip edecekler.
Bayram sonrasında piyasa gelişmelerini şimdiden kestirmek güç olsa da, dikkatle izlenmesi gereken bir döneme girildiği konusunda hemen herkes hemfikir. Kurların mevcut seyrinin korunması güç görülürken, bu seviyelerde kalınsa bile, bayram sonrası ticarette ve reel sektörde bazı etkilerinin görülmeye başlayacağı tahmin ediliyor.
Piyasalarda kur şokunu önlemek için alınan tedbirler de üzerinde konuşulan konular arasında. Bu geçici tedbirler kalıcı hale gelirse, yabancı kaynak açısından sıkıntılar yaşanabileceği ileri sürülüyor. Yabancı sermayenin bir ülkeden çıkmaya karar verince, kısıtlasanız, çıkış süresi uzasa bile çıkışını tamamlayacağı kaygıları var. Bankacılar, “Önlemlerin dozu ve süresi uzadığı takdirde, bundan sonra Türkiye’ye gelmek için yabancı sermaye bir yerine üç kere düşünecektir” diyorlar. Yani giriş normalken çıkışın suni tedbirlerle zorlaştırılması, yabancı sermayenin gelişi için çekincelerini artırmış olacak. O nedenle daha temel tedbirler alınıp, sermaye kısıtlarında normale dönülmesi, yabancı sermaye için cazip ortamın kurulmasının gerektiği belirtiliyor.
İş aleminde de hükümetin banka kredileri ile ilgili aldığı kararlar memnuniyetle karşılanırken, KGF’nin devreye sokulması gibi ek taleplerin geldiği görülüyor. Bu taleplerin tümünün karşılanması halinde “bankacılık sisteminde zaaf görüntüsü” verme tehlikesi bulunduğuna dikkat çeken bankacılar, zaten batık hale gelmiş bir krediyi ille de yüzdürmenin mümkün olamayacağını söylüyorlar. Bankalarda, bu yöntemin kullanılması, kalıcı hale gelmesi daha büyük sorunları beraberinde getirebilir.
Özetle; kur şoku ve faize ilişkin piyasa gelişmeleri, sonunda ticareti ve reel sektörü de etkileyecek. Bu kesimlerden gelen taleplerin bayram sonrası artması daha önce de gördüğümüz bir seyir olacak. İktidarın, mevcut imkanları düşünerek, önemli tercihlerde bulunması kaçınılmaz olacak.
Umarım bayram sonrası ekonomide önlemlerin alınmaya devam ettiği ve sorunların aşıldığı bir döneme gireriz.
Herkese mutlu sağlıklı nice bayramlar dileğimle.
GÜNGÖR URAS’IN ARDINDAN
Geçen haftasonunda meslek büyüğümüz Prof. Dr. Güngör Uras’ı kaybettik. Uras’ın kaybı sadece ailesinin ya da basın camiasının kaybı değil bence tüm Türkiye’nin büyük bir kaybıdır.
Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) en parlak dönemlerinde görev yapmış, Üniversite’de Hocalık, TÜSİAD’in ilk Genel Sekreterliği gibi kamuda ve özel sektörde öncü roller üstlenmiş bir büyüğümüzü kaybettik.
Tanıma imkanı bulduğum için kendimi şanslı hissettiğim insanlardan biriydi. Her daim güler yüzlü, toleranslı, yumuşak görüntüsüyle etrafına huzur veren, yaptığı işi layıkıyla yapmak için çabalamaktan hiç vazgeçmeyen bir ustaydı. Sadece ekonomi literatürüne kazandırdığı “Ayşe Teyze” bile, onun Türkiye ekonomisinin, Türkiye basınının ne kadar büyük bir kaybı olduğunu anlatmaya yeter. Kaldı ki; işalemine, gazetecilere kendine özgü duruşuyla yaptığı katkı tüm bunların da çok ötesindedir.
Ailesinin, ekonomi camiasının, Türkiye’nin tekrar başı sağ olsun.
Paylaş