Politik derinlikten komşu serinliğine yolculuk

Atlas dergisinin Yayın Direktörü Murat Köksal’ın “Senin de bizimle olman lazım” demesi benim için yeni bir seyahatin kapılarını açmakta gecikmedi.

Haberin Devamı

Malumunuz, Tempo, Ekonomist, Capital derken, Ankara Bölge Temsilciliği görevini üstlendiğim Dogan Burda Dergi Grubu’na bağlı 36 dergi olunca, benim farklı kulvarlarda koşuşturmam kaçınılmaz oluyor. Bu kez rotamı Bolu’nun Karacasu mevkine çevirmiş ve Atlas dergimizin Canon firmasıyla birlikte düzenlediği organizasyon için yollara düşmüştüm.
 Öncelikle şunu belirtmeliyim, iyi ki de Ankara’nın politik derinliklerinden Bolu dağlarının serinliklerine doğru yol almışım. Zira Ankara’da yaşayıp da otobandan arabayla 1,5 saatlik mesafedeki bu cennet köşemize bu güne kadar gitmemem yaşamımda büyük kayıpmış. Görüp, yaşadıklarımı aktarınca sizler de hak vereceksiniz.
 Ankara havasını soluyan herkes hafta sonu gelip çattığında ne yapacağını düşünür durur. Yazları sahil şeridine, kışları kayak merkezlerine gider durur da, doğayla baş başa kalacağı destinasyonları bir türlü programına alamaz. Doğayı aklına getirenimiz de ya seçeneklerin kıtlığından, ya da kısıtlı sayıdaki yerlerin kalabalığından girişimci ruhunu kaybedip, fikrini öteler. Ankara il sınırlarının sağladığı imkanları şöyle bir gözünüzün önüne getirin. Gölbaşı, Karagöl, Tuzgölü, Kızılcahamam, Beypazarı, Nallıhan, Beynam ormanları derken iki elin parmaklarını geçmez... Gidildiği zaman da doğru dürüst bir tesis bulunmaz veya insan kalabalığından yer.

Haberin Devamı

 OTEL VE GÖL SİZİ HAYRAN BIRAKACAK

 Şimdiye kadar Bolu dağını aşarken yol kenarı tesislerde mola vermişliğim, Kartalkaya Kayak Merkezi’ne gitmişliğim çok oldu da, Bolu merkeze ve beş altı kilometre ötesindeki Karacasu’ya ziyaretim hiç olmadı. Hele ki bünyesinde tabiat harikası barındıran ilçeye hayat veren Gazelle isimli beş yıldızlı otelin ve az ötesindeki Gölcük Gölü’nün kıyısında yer alan tesislerin varlığından haberdar bile değildim. Eminim, içinizde buraları bilip, göreniniz, hatta konaklayanınız vardır ama çevremdeki çoğu insan benim gibi varlığından bihaberdi.
 Serde gazetecilik var ya, Atlas’ın Canon firmasıyla ortaklaşa düzenlediği organizasyon çerçevesinde trekking, Off-Road ve foto safari etkinliklerine katılmak hak getire; Otelde ve göl kenarındaki tesislerde gözde müşteri yerine, gözlemci olup çıktım. İki günümün büyük kısmını da tesislerin sahibi Halil- Emine Ergün çiftiyle beraber otel içinde ve göl kenarında geçirdim. Aslında bu çifti ve kızları Elif ile damatları Emir’i tanımanızda fayda var. Zira Anadolu’nun misafirperver ruhuyla, dünya vizyonunu kaynaştırmanın ortaya nasıl keyifli bir işletmecilik anlayışı çıkardığını görmeniz açısından çok yararlı.

Haberin Devamı

 İSTEYENE SPA İSTEYENE 12 AY KAYAK

 Otel tam bir buçuk yıl önce müşterilerine kapılarını açmış. Orman İdaresi’nden geniş bir alanda “yürüyüş parkuru” için kiralanmış. Beş bin metrekareye yayılan dev SPA merkezi de ruhunu ve bedenini şımartmak isteyenler için hizmete sokulmuş. Otelin binasının mimarisi ve içerisindeki dekoru çok hoş. Proje klasik yayla evi ve lodge tipolojilerinin modern bir yorumu olarak tasarlanmış. Tabii tesisin güzel dizaynına başarılı işletmecilik anlayışının da eklenmesi, üstüne mükemmel SPA merkezinin ilave olması ilgiyi her geçen gün arttırmış. Hele suni karla 12 ay kayak yapma imkanı sunan 100 metrelik pistleri devreye girince ilgi daha da artmış.
 Otelin Spa& Wellness bölümüne ayrı bir parantez açmak istiyorum. Sağlıklı olmak, stresten uzak yaşamak, beden ve zihni mümkün olduğunca dinlendirmek, genç kalmak, güzelleşmek... Tüm bunlar çağımız insanının şiddetle ihtiyaç duyduğu unsurlar. Çağımız insanı daha kaliteli ve sağlıklı uzun bir yaşamın peşinde. Spa& Wellness ise bu yollardan biri. Asırlardır doğanın iyileştirici gücünü keşfeden insanoğlu, bu bilgisini günümüzde teknoloji ile birleştirerek sağlık ve güzellik amaçlı kullanıyor. Üstelik sadece geciktirilmeye çalışılan yaşlanmayla sınırlı kalmayıp, gençlik yıllarının daha dinamik bir tempoda geçmesi için de alternatifler sunuyor.

Haberin Devamı

 TERAPİYE KATKI SAĞLAYAN BU SAMAN İTHAL DEĞİL

 Spa& Wellness sektöründeki hızlı gelişim, Gazella Otel’de de kendini gösteriyor. Klasik Fin saunalarında uygulanan renk ve ışık terapileri, vücudun fiziksel ve ruhsal sağlığı için buhar odalarında uygulanan ve toksin atmaya yardımcı olan aromaterapi seansları, masaj sonrası ısıtılmış koltuklarda vücudu dinlendirme gibi güzellik ve rahatlama amaçlı yapılan uygulamaların hepsi var. Hatta daha da fazlası var. Kum terapisinden macera duşuna, tuz odasından saman terapisine kadar birçok olanak daha sunmuş ki, gerçekten denemeye değer.
 Şimdi tüm bunlara kavuşmak için çok para gerekir dediğinizi duyar gibiyim. Gözünüz korkmasın. Otelde ye, iç yat, bütün gün SPA merkezini kullan, üstüne üstlük doğanın içinde gezin, hepsi kişi başı 210 lirayı geçmiyor. Konaklamak istemiyorum, günü birlik gideceğim diyorsanız da SPA merkezi için 90 doları gözden çıkarmanız gerekiyor.

Haberin Devamı

 ANZER BALINA NİYET KAYAK MERKEZİNE KISMET

 Halit Bey, otelden 28 kilometre ötedeki Kartalkaya’nın yaratıcısı olarak bilinen Mazhar Murtezaoğlu’nun damadı. Aynı zamanda Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’in Yönetim Kurulu Başkanı ki, eşi Emine Hanım da şirketin yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevini üstleniyor. Kartalkaya’yı bugünkü haline getiren kayınpeder Mazhar Bey’in öyküsü de çok ilginç.
 Mazhar Bey için Bolu sevdası tam 52 yıl önce başlamış. Aslen Rizeli olan işadamının Bolu’ya yolu orman mühendisliği yaptığı sırada düşmüş. 52 yıl önce geldiği bölgeden de bir daha kopamamış. Aslında ilk işi Rize’nin o meşhur Anzer Balı’nı tanıtmak ve pazarlamak olmuş. Yaptığı çalışmalar ve getirdiği yeni teknikler sayesinde, balı tüm Türkiye’ye ve ABD’ye tanıtma fırsatı bulmuş. Hatta 1960 yılında, dönemin Orman Bakanı onu ABD’ye balın tanıtımı için göndermek bile istemiş. 27 Mayıs günü tam uçağa binecekken, ihtilal olmuş. DP’li olduğu için de memuriyetten atılması gecikmemiş.

Haberin Devamı

 KANTİNDEN OTELE

 O sıralar amcaları Bolu Dağı Yolu’nu yapıyorlarmış. Mazhar Bey, onlarla çalışmaya başlamış. Turizme daha sonra Varan ve Ulusoy’a hizmet veren noktalar olan “Bolu Kantini”ni açarak girmiş. Derken Ankara-İstanbul yolu üstündeki Bolu Koru Otel’i yapmış. Bu arada da kış turizmine merak sarmış. Sonra Uludağ’ı araştırmış. Bakmış, tesisler çok kötü ama ilgi büyük; “Ben de bari Bolu’da böyle bir tesis açayım” demiş. Avusturyalılarla bağlantı kurmuş. Onlar da bu iş için, şimdiki Kartalkaya’nın olduğu yeri uygun bulmuş.
 Kartalkaya’yı turizmin hizmetine sokarken çok zor günler geçirmiş. İlk oteli Kartal’ı kurarken yol yok, su yok, kanalizasyon yok, kısacası dağ yoklar diyarı gibi. Hepsini tek başına kurmuş. Sonra devreye çocukları girmiş. Kızı Emine Hanım, eşi Halit Bey’le beraber Grand Kartal Oteli kurmuş, ardından da başka yatırımcılar bölgeye akın etmiş. Golden Kay, Kaya Palaso derken de bölge büyüdükçe, büyümüş. İlginçtir kar yolları işlemez hale getirdiği zaman açma yol açma işini halen Mazhar Bey ve ailesi üstleniyor.

 OTELDEN AYILAR DA NASİPLENİYOR

 İşte bu ihtiyar delikanlının açtığı yoldan ilerleyen kızı Emine Hanım ile damadı Halit Bey vizyonlarını kayma sezonu üç bilemediniz dört ay olan Kartalkaya ile sınırlamayıp, hemen diplerindeki Karacasu mevkiiyle genişletmeye karar vermişler. Termal özelliği olan sudan daha çok, içinde vahşi yaban hayatının ve onlarca çeşit bitki örtüsünün olduğu orman girişimci ruhlarını harekete geçirmiş. 25 milyon dolarlık bir yatırımla da Gazelle isimli bu lüks oteli hizmete sokmuşlar. Amaçları ise bir yandan bölgenin kalkınmasına yardımcı olurken, diğer yandan da Bolu’daki turizmi 12 aya taşımak olmuş.
 Otelin ardından Gölcük Gölü’nün kıyısında, Göknar cinsi çam ormanının içinde kaderine terk edilmiş metruk binayı da alıp, restore ettikten sonra devreye sokmuşlar. Göl kenarında otelcilik hizmeti vermeseler de muhteşem manzaraya karşı yeme içme hizmetini sunuyorlar ki, kiremitte, odun ateşi üzerinde pişirilen köy tereyağıyla marine edilmiş alabalıkları, Gölcük Kebabını, bölgeye has mantarla terbiye edilmiş etleri aklınızın bir köşesinde tutun.
 Son bir ilginç not daha; otelden çıkan tüm yemek artıkları yürüyüş parkurlarının hemen dibindeki tel örgülerin ötesine bırakılıyor. Başta ayılar olmak üzere de ormanda yaşamını sürdüren geyik, sincap gibi hayvanlar hazır buldukları bu yiyecekler sayesinde yaşamlarını sürdürüyor.

Yazarın Tüm Yazıları