F.Bahçe, işte bütün bu büyüklüğü ve sorumluluğu taşıyarak oynadı Bursa’ya karşı. Öyle pozisyonlar vardı ki, daha ilk yarıda fark olurdu. F.Bahçe’nin fazla istekli oluşu zaman zaman aleyhine oldu. Ama mücadele hakedilen golleri getirdi ve F.Bahçe net bir skorla kazandı. Taraftarın bir bölümü basketbol maçında bir bölümü de Kadıköy’de takımlarını yalnız bırakmadı, her zamanki gibi... F.Bahçe’nin her türlü başarısında böyle büyük bir aşkla takımlarının arkasında duran taraftarın hakkını vermek gerekir.
SALİH BİRAZ UÇUYOR MU?
MAÇTA gelecekle ilgili umutsuzluğa düştüm tek bir nokta vardı o da Salih Uçan’dı. Başarılı olmasını arzu eden biri olarak, toplu ve topsuz alanlarda gözüm hep Salih’teydi. Ama Salih bu şansı iyi değerlendiremedi ne yazık ki... Bu kafa yapısıyla değerlendirebileceğini de düşünmüyorum artık. Zira sanki artık olmuş bitmiş, Türkiye’nin en iyi futbolcusuymuş gibi bir edayla oynadı Salih. F.Bahçe’nin sahadaki en genç oyuncusu olmasına rağmen abi dediği oyuncular kadar koşmadı çünkü. Ben Salihim nasıl olsa der gibiydi vücut dili...
TOP 5
1-Haftaya bol galibiyet ve kupayla başlayan F.Bahçe Spor Kulübü.
2-Rakiplerin kaybettiği bir haftada gelen farklı galibiyet.
3-Meireles’in harika oyunu.
4-F.Bahçe taraftarının muhteşem desteği ve coşkusu.
Genelde, ‘Ezeli rakiplerin puan kaybettiği haftalarda Fenerbahçe de puan kaybeder‘ gibi bir şehir efsanesi vardır... Zaman zaman da doğru çıkar. Ancak Fenerbahçe puan parkının açılmasıyla rehavete kapılmadı, tam tersine kazanmak için daha çok mücadele etti.
Fenerbahçe, Gaziantep gibi iyi futbol oynayan bir rakibi, üstelik deplasmanda iyi oynayarak mağlup etti. Neticede Fenerbahçe, çok zor geçecek diye beklenen bir maçı, en kolay deplasman galibiyeti olarak bitirdi. Gaziantep’te, geçen haftanın gözü yaşlı golcüsü Moussa Sow’un 85 gün sonra gol atması ve son haftaların formda oyuncusu Alper Potuk’un yedek kalması öne çıktı.
MİLLETİN VEKİLİ
GÖZLERDEN uzak bir yerde şeref tribününde (!), eğer doğruysa milletin vekili Şamil Tayyar’ın 13 yaşındaki çocuğu sırf Fenerbahçe forması giyiyor diye dışarı attırmak istemesi, akıllara kazınan çok düşündürücü bir durumdu. Oysa böyle bir milletvekilinin gözlerinin önünde, diğer bütün tribünlerde Gaziantepli ve Fenerbahçeli taraftarlar kol kola tezahürat yapıyorlardı...! Ne diyelim, Allah herkese hoşgörülü olabilmeyi nasip etsin...
TOP 5
1-Küçük bir çocuğu Fenerbahçe formalı diye dışarı attırmak isteyen milletvekili.
2-84 gün sonra çok şık bir gol atan Moussa Sow.
Hele hele böylesine sinir bozucu, travmatik günler geçirdiğimiz bir dönemde ‘Nefestir’ Fenerbahçe. Üstelik sadece Fenerbahçeliler için değil, Türkiye için bir ‘Sestir’ Fenerbahçe. İnek Şaban’ın kafasına taktığı sarı lacivert karton şapkadır. Bazen Kel Mahmut, bazen Hafize Ana bazen de Hababam’dır Fenerbahçe... Bugün Hababam Sınıfı’nın efsaneleri önünde, tek ayak üstündeki saygı duruşudur Fenerbahçe...
SOW’UN GÖZYAŞLARI
MAÇA gelince... Volkan Demirel’in ilk dakikada yüzde yüzlük bir golü çıkarmasıyla başladı. Fenerbahçeli oyuncular öyle coşkulu, öyle ateşlilerdi ki, maçın tansiyonunu hiç düşürmediler. Kuyt’ın şık golünden sonra da devam eden, olağanüstü bir mücadele vardı sahada. İkinci yarıda hakemin çok kolay verdiği penaltıya, Emenike bir dakika sonra yine golle cevap verdi. Ayrıca misafir takım K.Erciyes’e Hikmet Hoca’nın elinin değdiği, son dört maçını kazanmasının tesadüf olmadığı açıkça ortadaydı. Öte yandan başta Sow olmak üzere, Fenerbahçeli oyuncuların kaçırdıkları gol olsa, çok farklı bir galibiyet olacaktı. Fakat Fenerbahçe taraftarı Sow’un gözyaşlarını gol olarak kabul etti.
TOP 5
1-F.Bahçeli oyuncuların gol sonrası Hababam’ın efsaneleri önünde tek ayak üstündeki saygı duruşu.
2Volkan Demirel’in muhteşem kurtarışları.
3-Harika taraftarın harika desteği.
Bu ne ya böyle, bu nasıl iş..? Trabzon’da ya da Kadıköy’de ne farkeder, hangi yüzyılda hangi ülkenin topraklarında, neyin düşmanlığı bu...
Gözümün önüne Kadıköy’ü getiriyorum; böylesine bir olay olmadı, olmaz... Hiçbir Fenerbahçeli takımlarının ceza alacağını bile bile böyle toplu bir davranışta bulunmaz.
Aziz Yıldırım’ı gözümün önüne getiriyorum; soluğu o kale arkası tiribünlerinde almış o taraftarı durdurmuştu çoktan. Hatırlayın, hiçbir zaman böyle birşeye müsade etmedi...
DETAYLARI GÖSTERMEDİLER
BİR de yayın kuruluş, Lig TV’deki derbili yılları hatırlayın; Fenerbahçe seyircisini polisten daha iyi mercek altına alan bir hassasiyetleri vardı (!) Fenerbahçe Başkanı ve yönetiminin her hareketinden çekirdek yiyen Fenerbahçeli’ye kadar detaylı yayın yapan o kurum, dün o olayları bize göstermedi, gösteremedi... Penguen belgeseli misali, ne şeref tiribününü gördük, ne de o kale arkası taraftarların detaylarını...
Beyaz TV spor departmanının yaptığının 100’de birini bile yapamadı ne yazık ki... Lig TV ne kadar futbolun kardeşliğinden bahsetse de benim için resmen taraftır artık...
Özellikle Volkan ve diğer Fenerbahçeli oyuncular yaralanmadıysalar, o cisimleri yanıcı maddeleri atanların beceriksizliğinden ya da futbolcuların şanslarındandır...
Söz konusu Fenerbahçe ise, yaşananlar bunlarken, hiçbir şey olmamış gibi sadece 90 dakikayı yorumlamak kafayı kuma gömmekten farksız... En azından benim için durum budur...
Ama illa da merak eden varsa; yardımcıların orta hakemin kulağına “Şuna kırmızı kart göster” demediği ama gözünün önünde Emre’nin bileğine basılmasına seyirci kaldığı bir maçtı. F.Bahçe’nin hakedip kazanmasının dışında bir kaç detay var ama yazmaya değmez...
YA SİZ KİMİN ASKERLERİSİNİZ ?
MUSTAFA Kemal söylemleri, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı ne zamandan beri siyasi ya da kışkırtıcı bir propaganda olmuş? Asıl bu tezahüratı kötü bir tezahüratmış gibi rapor eden o kurul üyelerine sormalı; ‘Siz kimin askerlerisiniz?’ Fenerbahçeli kadınlar dün 42 bin ile bir rekor daha kırdı. İşte bu yüzden teklif ediyorum; bu güzel fotoğraf, hem Fenerbahçe dergisinin bu ayki sayısına, hem de bu cezayı verenlere kapak olsun mu?
TOP 5
1-“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykıran 42 bin kadın ve çocuk taraftar.
2-Artık (!) futbol dışında her şeyin konuşulduğu Fenerbahçe maçları.
İşte bu cümle maçın özetidir.
GÖZ demişken; Baroni, O yardımcı (!) hakemin gözlerinin içine bakarak soruyor; neden kırmızı kart? O yardımcı (!) hakem nedense Baroni’nin gözlerine bakamıyor...
Havadan sudan bahsedecek olursak;
Fenerbahçe uzun zamandır bir deplasman maçına böylesine iştahlı çıkmamıştı. Bu iştah ve baskı, pozisyonları da beraberinde getirdi. Fakat hem Ivesa’nın performansı hem de Fenerbahçeli oyuncuların basiretsizliği gol olmasını engelledi. Golü saymazsak (zaten normal kurallar içinde sayılmaz) ilk yarıda Elazığspor’un tek pozisyonu var onu da Volkan Demirel inanılmaz bir refleksle çıkardı... İlk yarının sonunda gelen o malum gol ise kimileri tarafından çok tartışılır ama ben tartışmam bile... Oyuncu topu alenen koluyla aldı (!)
İkinci yarıda ise sahada rahatlamış ve iyi oynayan bir Elazığ vardı. Hakkını vermeliyiz...
BU MAÇA ÖZEL KURALLAR
Gole koşan Alper Potuk’u düşürmek faul değil...!
Aslında Cumhuriyet tarihimizde eşi benzeri olmayan böylesine muhteşem bir yürüyüşün ardından, F.Bahçeli oyunculara da büyük bir patlama yakışırdı. Oysa F.Bahçe takımında, coşku yerine gerginlik, soğuk kanlılık yerine de stres hakimdi.
Elbette bu durumdan Ersun Hoca’ya büyük bir pay çıkmalı. Maçın en iştahlı oyuncusu Alper’di. Emre’nin harika golü de en öne çıkan anlardandı. Kasımpaşa 10 kişi kalmasa durum ne olurdu bilinmez ancak bu durumun F.Bahçe’nin işine yaradığı kesin. Maçı özetleyecek olursak;
1- Yürüyüşün gölgesinde kaldı.2- Üç puan üç puandır.
MUHTEŞEM YÜRÜYÜŞ
SADECE Fenerbahçeliler değil, Beşiktaşlılar, Galatasaraylılar, takım tutmayanlar, Kadıköylüler, yurt içinden ve yurt dışından gelenler, kısaca dün Bağdat Caddesi’nde Türkiye vardı... Ve böyle bir çoğunluk daha önce görülmemiştir desem yanılmış olmam. Başkan
Aziz Yıldırım’ın saatlerce hiç dinlenmeden ayakta bayrak sallaması da başka önemli bir not... Fenerbahçe bu anlamda da dünyaya örnek olacak bir ilki daha gerçekleştiren ilk spor kulübü olarak tarihe geçmiştir. Düzenleyenlere ve katılanlara, demokrasi ve adalet isteyen herkesin bir teşekkür borcu vardır.
TOP 5
1-
Tartışma götürmez bir biçimde ceza alanı içindeki bu olayı hakem görmüyorsa ve arkasından çok ucuz bir şekilde Egemen’e kırmızı kartı yapıştırıyorsa, bu maçı teknik olarak yorumlamanın hiçbir manası yok demektir... Bu maç yorumlansa yorumlansa, siyasi ya da polisiye olarak yorumlanır.
ÜST ÜSTE İKRAMLAR
BİR hakemin, ince ince F.Bahçe’yi doğradığı maçlardan biri bu. Ceza sınırındaki Caner’in kart görmesi, sınırdaki diğerlerinin baskıya sokulması, Egemen’in kırmızısı, verilmeyen penaltı ve kırmızı, bu yönetimin niyetini belli ediyor. Sivas’ın, oyununa saygısızlık etmek istemem ama Yunus Bey’in ikramları işlerini kolaylaştırdı.
KISACA
1- Bu maçın kahramanı (!) Yunus Bey’dir.
2- Bu karşılaşmada Yunus Bey’den başka hiçbir şey konuşulamaz duruma gelmiştir.
Fakat Fenerbahçeliler hiç üzülmesin, böyle durumlar her zaman bu camianın kenetlenmesine vesile olmuştur. Futbolcular bu 4 puanlık farktan ziyade, bu yapılan haksızlıkları avantaja ve motivasyona çevirecektir.
TOP 5