Ercan Kumcu: Yol göründüğü kadar uzun değil






Ercan KUMCU
Haberin Devamı

BİLİNMEYEN bir yol insana olduğundan daha uzunmuş gibi gelir. İstikrar programları uygulamaları da böyledir. Gidilen yol üzerinde karşılaşılacaklar bilinmediğinden, uygulayıcılara da, halka da gidilen yol çok uzunmuş gibi gelir.

Bu açıdan da istikrar programlarının bir siyasi sahibi olması çok önemlidir. Siyasi açıdan programı sahiplenen kişinin bir vizyonu, bir bakış açısı olur. Siyasetçi istikrara giden yoldaki vizyonunu toplumla paylaşır.

Toplumun başına geleceklerden haberi olur. Bekleyişlerini bu vizyon çerçevesinde şekillendirir. Acıların ve ağrıların tahribatı azalır. Yolun sonunu şimdilik görmese dahi, nelerle karşılaşacağı konusunda toplum daha iyi bir fikir sahibi olur.

EKSİKLİĞİN SONUÇLARI

Bizim istikrar programının en büyük eksikliği de istikrar konusunda vizyonu olan bir siyasetçinin (ya da siyasetçi gibi davranan bir kişinin) bu programı sahiplenmemesidir. Ya bu konuda vizyonu olan siyasetçimiz yok ya da vizyonu olanlar görevden kaçıyorlar.

Toplum da, uygulayıcılar da istikrar programıyla nasıl bir yola girildiğini işin başında tam anlamadılar. Topluma ‘‘IMF reçeteyi verdi, biz de elimizden geldiğince uyguluyoruz’’ gibi bir izlenim verildi. Şimdi, toplum da ‘‘Bırak bu reçeteyi’’ diyor.

Doğal olarak, geçen yılın başından itibaren faizlerin düşmesi bir başarı olarak algılandı. Bir önceki yıl ekonomi yüzde 6 küçüldükten sonra 2000 yılında büyümenin artmasının istikrar programının nimetlerinden biri olduğu sanıldı. Halbuki, iki gelişme de istikrar programının rayında gitmediğinin göstergeleriydi.

İstikrar programının asıl yüzü şimdi ortaya çıkıyor. Reel faizler artıyor. İç talep cansız. Büyümeden söz etmek imkánsız. Toplum da, programın uygulayıcıları da şaşkın. Oyunda bugünlerin geleceğini hiçkimse anlatmamıştı. Yoksa bir yanlış mı yapılıyordu?

Yapılan bir yanlış yoktu. Sadece, işin gerçekleri topluma anlatılmamıştı. Belki de, bilinmediğinden anlatılamamıştı. Gelinen noktada tereddütler ve tedirginlikler oluşmaya başladı. Özellikle siyasetçiler kendilerini köşeye sıkışmış gibi hissetmeye başladılar.

Gazetelerde de okuduğumuz gibi, ‘‘Kim o sözleri IMF'ye verdi?’’ ya da ‘‘İstenen şeyleri yapabilmemiz mümkün değil, siz memleketi satmak mı istiyorsunuz?’’ şeklinde sorular sorulmaya başlandı. Bu şekilde, programı uygulama noktasında olan birçok kişinin IMF'ye verilen ilk niyet mektubunu ya okumadığı ya da okuduğunu anlamadığı ortaya çıktı.

MORAL LAZIM

Geç kalınmış sayılmaz. İstikrar programının getireceği sıkıntıları topluma iyi anlatmanın bugün dünden çok daha fazla önemi vardır.

Siyasi gerekçelerle, çekilecek sıkıntılar toplumdan gizlenmeye çalışılırsa, bugünlerde sorgulanmaya başlanan istikrar programı da dinamitlenmiş olur.

Bugünün dünden daha zor geçebileceği iyi anlatıldığında, fakat yarının daha iyi olabileceğine toplum inandırıldığında moraller yükselecektir. Bir dönüm noktasındayız. Geriye düşmemek için morallerin düzelmesi gerekiyor.

Doğru işleri yaptığımızda, yolun sandığımız kadar uzun olmadığını da göreceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları