Yakaladığımızı vergilendirmenin çarpıklıkları

UZUN dönemli yatırımların vergisi ya çok düşük olmalıdır ya da bu çeşit yatırımlar vergi dışı tutulmalıdır. Teşvik edilecek en önemli yatırımlar getirisi uzun vadede ortaya çıkacak yatırımlardır.

Çünkü, ileride bu yatırımların sağlayacağı gelirlerden çok daha yüksek vergi gelirleri elde etmek mümkün olacaktır. Yani, uzun dönemli yatırımları vergilendirmeyerek devlet de, bir anlamda, daha yüksek vergi gelirleri elde etmek için ileriye dönük yatırım yapmış olacaktır.

EĞİTİM

Harcamalarını kısamayan ve gelirlerden doğru dürüst vergi alamayan devlet yakaladığını vergilendirmektedir
. Uzun dönemli yatırımların ileride kendisine çok daha büyük gelirler getireceği gerçeğini göz ardı etmektedir. Günü kurtarmaktadır.

Örneğin, emeklilik fonlarına yatırılan paraların kazançları vergiden muaf olmalıdır. Çalışanın da, işverenlerin de bu fonlara yaptığı katkıların vergi matrahından düşülebilmesi ve nemaların vergi dışında tutulması emeklilik fonlarını büyütecektir. Mali sistem büyüyecektir.

Bu fonlar ileride emekli olacak bugünkü çalışanlara çok daha büyük gelirler sağlayacaktır. İşte, o dönemde, bu gelirler vergilendirilerek devletin geçmişte kaybettiği vergi gelirleri katlanmış bir biçimde geri alınacaktır.

Uzun dönemli yatırımların başında eğitim gelmektedir. Eğitimli insanlarımız arttıkça, ilerideki kazançları da artacaktır. Ailesinin mali durumu iyi olan çocukların özel okullara gitmesi devletin üzerinden bir yük atması anlamına gelir. Yani, özel okullara giden çocuk sayısı arttıkça, devletin eğitime harcadığı para göreli olarak azalmaktadır.

Ama, devlet, özel okullara ödenen eğitim giderleri üzerinden yüzde 8 katma değer vergisi (KDV) almaktadır. Okulun verdiği yemek üzerinden yüzde 18 de KDV almaktadır. Bir anlamda, eğitimin insanın en temel ihtiyaç maddelerinden biri olduğu göz ardı edilmektedir. Ailelere ‘çocuklarınızı özel okullara gönderme, gelsinler devlet okullarında bedava okusunlar’ denmektedir.

Devlet, kısa dönemde üç kuruş vergi alacağım diye çocuklarını özel okullara gönderebilecekken devlet okullarına gönderen ailelere dolaylı bir sübvansiyon vermektedir. Eğitimi vergilendirmek, aslında eğitimi ‘astarı yüzünden daha pahalı’ hale getirmektedir.

Halbuki, uzun dönemde eğitim harcamaları vergi dışı olan çocuklar göreli olarak daha yüksek ücretlerle iş bulduklarında devlete çok daha fazla vergi verir hale geleceklerdir. Üstelik, devletin parasıyla değil, ailelerin parasıyla eğitilmiş olacaklardır.

KREDİLER

Aynı şekilde, eğitim kredisinin faizi üzerinden yüzde 10 kaynak kullanımı destekleme fonu kesintisi yapılmaktadır. Kredinin faizleri yüzde 5 banka ve sigorta muamele vergisine tabidir. Yani, çocuğunu özel okulda okutmaya çalışan ailelerin bu amaçla aldıkları kredilerin maliyeti artırılmaktadır. Kısacası, ailelerin çocuklarını özel okullara göndermeleri teşvik edileceğine, kösteklenmektedir.

Eğitim çok pahalı bir yatırımdır. Getirisi, eğitim düzeyi yüksek bir toplum ve ileride eğitilmiş insanın daha fazla gelir elde etmesidir. Bu denli pahalı bir yatırımın tümünün devlet tarafından yapılabilmesi birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de mümkün değildir. Özel okulların yaygınlaşmasından başka bir seçenek yoktur.

Dolayısıyla, kısa dönemli kaygıları bir tarafa bırakıp ailelerin çocuklarını özel okullara göndermelerini teşvik eden bir mekanizma kurmak bir zorunluluktur. Bu yaklaşımın kısa dönemde harcamaları azaltarak orta-uzun dönemde de vergi gelirlerini artırarak devlete de getirisi olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları