Teknolojiden vazgeçmeden

Son yıllarda en çok aldığımız şikayetlerin başında ise baz istasyonları geliyor.
GSM firmalarının kapsama alanlarını genişletmek adına kurdukları her baz istasyonu, çevrede yaşayanların tepkisine neden oluyor.
Evinin yakınında baz istasyonu istemeyen vatandaşlar, evlerinde cep telefonlarıyla konuşamayınca ise, GSM firmalarına kapsama kalitesindeki yetersizlikten dolayı şikayette bulunabiliyor.
GSM firmalarının zaman zaman baz istasyonlarını heykel, ağaç, reklam panosu gibi objelerin içine gizlemeye çalışması, gece yarıları yangından mal kaçırır gibi mahallelere kondurmaları da, konuyu makul bir şekilde tartışılabilir olmaktan uzaklaştırarak, kavga ortamına itiyor.

ÇIĞIRTKANLIK YAPMADAN

İşte bu noktada, sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları büyük önem kazanıyor. Ankara Çayyolu’nda da bir grup sivil toplum gönüllüsünün kurduğu Çayyolu Elektromanyetik Kirlilikten Korunma Derneği (ÇEKOD), uzun yıllardır bu alanda önemli çalışmalar yürütüyor. Bu derneği, diğer baz karşıtlarından ayıran en önemli özelliği ise, kendisine “Teknolojiden vazgeçmeden, teknolojinin zararlarından korunmayı sağlamak” sloganını ilke edinmesi.
Körü körüne, “Ben mahallemde baz istasyonu istemem” çığırtkanlığı yapmak yerine, bilimsel çalışmalarla, bilinçlendirme kampanyalarıyla, önemli bir hizmet yürütüyorlar.

ÇOCUKLAR DAHA ÇOK ETKİLENİYOR

Hacettepe, Gazi ve ODTÜ gibi üniversitelerle ortak çalışmalara imza atan ÇEKOD’un başkanı Ramazan Öngöre, “Kansere çare, teknolojinin gelişmesini sağlamak ve bedeni, elektromanyetik kirlilik dahil zararlılardan korumak ve erken teşhistir” diyor.
Elektromanyetik kirlilikten çocukların daha çok etkilendiğinin altını çizen Öngöre, bu yüzden okullarda akademisyenlerle birlikte bilinçlendirme çalışmaları yürüttüklerini ve çocukların sorularına birlikte yanıt aradıklarını anlatıyor.
Başkent’teki okullara çağrıda da bulunan Öngöre, “Dileyen okullar bizimle irtibata geçtiği takdirde, dernek olarak okullarda seminer düzenleyebiliyoruz” diyor.

MAHALLEYE BAZ REHBERİ

ÇEKOD, baz istasyonlarıyla ilgili anlaşmazlıklarda ve dava süreçlerinde vatandaşlara yol gösterici olurken, Dernek Başkanı Ramazan Öngöre, 100 metre kriterinin önemini vurguluyor. Baz istasyonlarının tamamen şehir dışına çıkarılmasına karşı olduklarını ve bu şekilde elektromanyetik kirliliğin daha da artacağını savunan Öngöre, şu ifadeleri kullanıyor:
“Yerleşim yerlerine, parklara ve toplu yaşam alanlarına 100 metreden yakında bir baz istasyonu kurulmuşsa bu risklidir ve kaldırılması gerekir. İlk yapılması gereken Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’na bir dilekçe ile başvurmaktır. Başvurunun ardından ölçüm yapan ekipler, eğer güvenlik sertifikasına ait değerlerin üzerine çıkıldığını tespit ederse, istasyon kaldırılır. Yok eğer, değerlere uygunsa bir işlem yapılmaz. Ancak, o istasyonun değerlere uygun olması, tehlikeyi ortadan kaldırmaz. Çünkü, ölçüm bir tek değer dikkate alınarak yapılmıştır. Oysa, çevrede baz istasyonu dışında elektromanyetik kirlilik yaratan trafo, yüksek gerilim hattı gibi başka faktörler de vardır. Dolayısıyla, ikinci aşama, konuyu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne iletmektir. Mahkemeler, genelde 100 metreden yakına kurulan baz istasyonlarının kaldırılmasına hükmetmektedir.”

KORUNMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ

Cep telefonunun zararlarından korunmada en önemli öncelik, SAR değeri düşük cep telefonlarının tercih edilmesi. Uzmanlar, SAR değeri 1’in altındaki telefonları öneriyor.
Diğer alınabilecek önlemler arasında ise, kulaklık kullanılması, cep telefonunun kulağa yapıştırılmaması, bedenden olabildiğince uzak tutulması, asansör, otobüs, tren gibi taşıtlar içinde, bebek ve çocukların yakınında kullanılmaması, karşı taraf telefonu açtıktan sonra kulağa götürülmesi bulunuyor.
Konuşmaların birkaç dakikayı geçmemesi, yatarken telefonların kapatılması, konuşurken sık sık kulağın değiştirilmesi de alınabilecek basit önlemler arasında.