Paylaş
Suların koktuğu şikayetlerini ve ishal salgınının yaşandığı noktasında yoğunlaşan iddiaları ileten her okurun sorduğu tek soru da, “Kızılırmak suyunu mu kullanıyoruz?” şeklindeydi. İnsan sağlığını ilgilendiren böylesine önemli bir konuda, vatandaş doğru bilgilenmek istiyordu.
Görevi kamu adına, gerçekleri yazmak olan biz gazeteciler de, vatandaşın endişelerini giderecek, tereddüte yer bırakmayacak doğru habere ulaşmak istiyorduk.
* * *
Bu konuda birinci muhatap olan Büyükşehir Belediyesi’ne net bir şekilde “Kızılırmak suyu şebeke suyuna veriliyor mu?” diye soruyor ancak, çok net bir biçimde “İddialar kesinlikle manipülasyon” yanıtını alıyorduk.
Ancak, bu yanıt tereddütümüzü gidermiyordu, çünkü 2008 yılında da benzer bir sahneye şahit olmuş ve Kızılırmak suyunu kullandığımızı tam 21 gün sonra öğrenmiştik.
* * *
Geçtiğimiz pazar günü de, A Milli Kadın Basketbol takımının oyuncuları ishale yakalanınca, bununla birlikte meslek odalarının sudaki sülfat oranının beş kat arttığı iddiası eşliğinde ASKİ yetkililerinin “İddialar kesinlikle manipülasyon” yanıtını yorumsuz ve tarafsız bir şekilde kamuoyunun bilgisine sunduk.
* * *
Ankara Hürriyet, yalnızca ve yalnızca doğru bilginin peşindeydi.
Yani vatandaş adına, “Kızılırmak suyu şebekeye veriliyor mu?” “İshal salgını var mı?” “İshal salgını varsa, bunun sebebi Kızılırmak suyu mu?” sorularının yanıtını arıyordu.
Tüm bunlar yaşandığında Büyükşehir Belediyesi hala Kızılırmak suyunun şebekeye verildiğini açıklamazken, üstüne Ankara Hürriyet taraflı davranmakla suçlanıyordu.
* * *
Ve sonunda, Büyükşehir Belediyesi ‘doğru bilgi’yi açıkladı.
Suyun sağlıksız olup olmadığı halen tartışma sebebi ve biz bu konuda da tarafsız bir şekilde, ‘doğru bilgi’yi aramaya devam edeceğiz.
Ne körü körüne yapılan muhalafetin sözcüsü olacağız, ne de toplumdan gerçekleri kaçırmaya çalışanların sessiz ortağı...
Paylaş