Paylaş
Zaten, bu yüzden olsa gerek canlarına tak eden öğrenciler cuma günü “yeter artık” dedi ve giriş kapısında terk etmedikleri otobüste gayet medeni şekilde bir eylem gerçekleştirdi. Şoför ve EGO yetkilileri de ılımlı davranınca, otobüsün kampüse girmesinde hiçbir sakınca olmadığı da ortaya çıkmış oldu.
Korkulduğu gibi otobüse zarar vermediler, çünkü amaçları yalnızca fakültelerine çile çekmeden ulaşabilmekti.
*
Beş aydır kampüs kapılarında ya otostop çekmek, ya da fakültelerine yürümek zorunda kalan ODTÜ’lü öğrenciler, bundan bir gün önce de, tepkilerini dile getirmişler ve bunu da kameraya kaydetmişlerdi.
Bu görüntülerde kapıda otobüsten inmeyen öğrenciler “Her gün kilometrelerce yol yürütüyorsunuz, bu otobüsün bu kampüse girmesi için ne yapmamız gerekiyor?” diye soruyor şoföre...
*
Şoförün “Dilekçeyle başvurun” yanıtı üzerine, öğrenciler defalarca başvuru yaptıklarını hatırlatarak daha yetkili bir kişinin telefonunu istiyor.
Şoförden aldığı numarayı çeviren bir öğrenci, aynı soruyu yetkiliye yöneltiyor. Yetkili de, “Daha önce çıkan olaylar nedeniyle kampüsün normale dönmesini bekliyoruz. Henüz normale dönmüş değil” cevabını veriyor.
Evet, Büyükşehir Belediyesi yetkililerine göre, ODTÜ Kampüsü normale dönmüş değil. Öylesine ucu açık bir kriter ki bu; yetkililerin gözünde, kampüsün normale dönmesi için ODTÜ’lülerin ne yapması gerekiyor, bilen yok.
Teminat alındı mı
Teminat meselesine dönünce...
Kentlerde kolluk kuvvetiyle güvenliği sağlayan Emniyet’in dahi, -her vatandaşın başına bir polis dikilemeyeceğinden- sokaklar için böyle bir teminat verebilmesi mümkün değilken, bir üniversite yönetiminden “güvenlik teminatı” istemek “Otobüs göndermeme gerekçesi”ne bahane aramaktan öteye gitmez.
Bir eylemin, her gün tekrarlanacağı öngörüsüyle hareket ediyorsanız şayet, o zaman Kızılay’a da otobüs göndermeyebilirsiniz. Ne de olsa haziran ayında Kızılay’da bütün sokak ve caddeler eylemci doluydu.
*
EGO otobüsleri zarar gördü, taşlayanlar oldu.
Birkaç “marjinal” yüzünden tüm ODTÜ’yü cezalandırdığınız gibi, birkaç “marjinal” yüzünden tüm Ankara’yı da cezalandırabilirsiniz pek tabi...
Mesela aynı ‘normallik’ kriteri Kızılay için uygulandı mı?
Emniyet’e, “Ankara Emniyeti, cadde ve sokaklarda gerekli güvenceyi verene ve önlemleri alana kadar Kızılay’a otobüs seferlerine yeniden ara vermek zorundayız” diye soruldu mu?
*
Biraz daha geriye doğru gidersek, Ege Mahallesi sakinleri, bölgeye seferlerin doğru düzgün yapılmadığı ve eski otobüslerin özellikle kendi mahallelerine yönlendirildiği iddiasıyla Ziya Gökalp Caddesi’nde hemen her gün bir otobüsü işgal ediyordu. Birkaç gün yapılamayan seferler sonra normale dönmüştü... Otobüs seferleri normale dönerken, kimden teminat alınmıştı?
Cebeci’ye de göndermeyin
BU arada normallik algısı, zamanla değişmiyor madem, teminat işini daha da geriye götürebiliriz. Bu durumda Cebeci’ye de otobüs göndermeyebilirsiniz. Mesela 1970 yılının ocak ayında, öğrenci kimliklerinin, otobüslerde paso olarak kabul edilmemesini protesto eden Ankara Üniversitesi öğrencileri, üç otobüsü işgal ederek, Cebeci kampüsünde rehin almıştı. Cebeci bu olaydan sonra, belediye yetkililerine göre ne kadar zamanda normale dönmüştür acaba? Gözden geçirmekte fayda var, her an bir otobüs işgal edilebilir dikkat edin, ya da teminat isteyin Ankara Üniversitesi Rektörü’nden...
Paylaş