Paylaş
Eğer siyaset, sembollerle mesaj sanatıysa, hükümet ortakları arasındaki af kavgasının Haluk Kırcı'nın ismi yüzünden alevlenmesine şaşmak abestir.
Gerçi Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin ‘‘PKK'ya af, Kırcı'ya af’’ kıyaslaması son derece yerindedir.
Ama herkes mazisindeki (ve hálá kendi kampındaki) suçluyu affa kalkarsa çatlağın siyaset marifetiyle cezaevinden Meclis'e kadar uzanması kaçınılmazdır.
* * *
Ankara haberlerine göre, af krizi şimdilik donduruldu.
Ancak farkında mısınız bilmem, tartışma üslubu hükümetin geçmiş performansıyla kıyaslanamayacak ölçüde sertti...
‘‘Büyük uzlaşma’’ hayallerini yıkan bu restleşmenin güncel gerekçeleri zaten ortadaydı... Yakın tarihin en kitlesel işçi eylemlerine rağmen emeklilik yaşını yükselten...
Hemen birkaç gün sonra büyük sermayeye ‘‘ekonomiyi canlandıracağız’’ bahanesiyle her türlü ekonomik tavizi tanıyan DSP'nin tabanı en hafif deyimiyle şaşkındı.
Aynı şekilde Fazilet'i ürkek bulduğu için MHP'ye kayan genç ve ateşli seçmenin yeni partisinin Merve Kavakçı'nın turbanına karşı çıkmasını pek hazmedemediği belliydi.
Deprem bölgesindeki devlet aczinin MHP'yi daha 19 Nisan seçiminde ele geçirdiği bu yeni siyasi coğrafyada zorladığı açıktı. Dolayısıyla hükümet ortaklarının siyasi zafere susamışlığını anlamak kolaydı.
* * *
Ama güncel olaylar kadar maziden gelen siyasi refleksler de belirleyicidir.
MHP'nin Haluk Kırcı'ya sahip çıkması rastlantı eseri değildi.
Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin seçimden hemen sonra katıldığı 32. Gün programında ‘‘Haluk Kırcı'yı partiye kabul eder misiniz?’’ sorusuna verdiği diplomatça yanıt hatırdaydı: ‘‘Eğer yargıda aklanırsa evet...’’
Merkez sağdaki siyasi boşluğa oynayan MHP'nin eski kadrolarını bu uzun ve ince yolda da korumak istemesi doğaldır. İktidarın kirletmediği, asla sistemin parçası haline gelmeyen parti imajı için en uygun siyasi malzeme sıfatıyla Haluk Kırcı'nın seçilmiş olması ihtimali yüksektir.
Zaten MHP'nin Bahçelievler katliamının diğer sanığı Abdullah Çatlı'nın en azından 12 Eylül'e kadarki eylemlerine itirazı yoktur.
* * *
Bu açıdan bakıldığında hükümetteki af çatlağı riskli olduğu kadar hayırlıdır.
Çünkü MHP'nin aslında pek gizlemediği ama nedense bazılarının hálá görmek istemediği radikal yüzüne kanıttır...
Milyonlarca seçmenden oy alan iki kişilik bir partinin yine milyonları ilgilendiren af yasasını nasıl şuursuzca gündeme getirdiğini gösteren ibret vesikasıdır. O yüzden mesele Haluk Kırcı'nın affı veya hapiste kalması değildir. Uğur Mumcu'ların, Ahmet Taner Kışlalı'nın katilleri yakalanamazken... Susurluk Dosyası tozlanırken... 12 Eylül öncesini yaşanmamış saymak aşırı iyimserliktir.
Paylaş