ANKARA AKP'nin Çankaya anketiyle birlikte seçim startı verildi. Sadece Cumhurbaşkanlığı değil, genel seçim taktikleri de çekmeceden çıktı.
Çankaya seçimi için gerilim olası, ama sürpriz aday zor gözüküyor.
Ama genel seçimde belirsizlik katsayısı yüksek.
Parlamentoya girecek parti sayısını kestirmek güç.
Koalisyon mu, yoksa tek parti hükümeti mi? Seçim ittifakları işler mi?
Neredeyse her sabah bir seçim anketiyle uyanmamız bu yüzden.
***
TÜSİAD Yönetim Kurulu'na önceki cuma günü iki iktisatçı brifing verdi.
Koç ve Sabancı Holding iktisatçıları, patronlara kötümser hava çizmedi.
Ancak sunumda SONAR'ın şubat ayı sonu itibarıyla tamamladığı ankete de yer verildi.
Bu ankete göre parlamentoya dört parti giriyor, AKP'nin oy oranı yüzde 31.5.
Diğer üç parti çok az arayla sıralanıyor: CHP yüzde 14.8, MHP yüzde 13.2 ve DYP yüzde 13.
AKP, en yakın rakibine göre bir kat fazla oy almasına rağmen 271 sandalyede kalıyor.
Yani dört partili parlamentoda en yüksek olasılık, koalisyon hükümeti olarak gözüküyor.
(Ayrıca ankette DTP'nin bağımsız adaylarla seçime girme olasılığı dikkate alınmamış. Bölgeden seçilecek 30-40 bağımsız Kürt vekilin, AKP'nin sandalye sayısını azaltacağı muhakkak.)
***
Barajın hemen altında sıralanan diğer partilere seçim ittifakı yolu gözüküyor. Kim kimle ittifak hazırlığında, hangi parti diğeriyle birleşsin temennilerini her gün okuyoruz.
Bense bu işi ilk kez deneyene, en iyi bilene danışmak istedim, yani MHP'ye.
Malum 1991 seçiminde MHP, Refah listesinden seçime katıldı, parlamentoya girdi.
Baştan söyleyelim, MHP 2007 seçimi için ittifak düşünmüyor, zaten ihtiyacı da yok.
Ama MHP kurmayları, siyaseten öyle püf noktaları yakalamış ki, ittifak rehberi sayılabilir:
Bir veya birkaç partinin adayları, başka bir partinin listesinden seçildiğinde, Hazine yardımı gibi haklarda sorun çıkıyor.
Bu yüzden seçim pusulasında ittifak yapan partiler için farklı uygulama sunulmalı. Seçmen ittifak yapılan çatı partiye mühür bastıktan sonra ittifaktaki parti tercihini de işaretlemeli.
Böylece sadece ittifakın oy oranı değil, müttefik partilerin tek tek ne kadar oy aldığı da belirlenmeli. Bu oran, ittifak bünyesindeki her türlü paylaşım için esas alınmalı.
Dahası ittifakın iktidar veya ortağı olması ihtimali göz önünde tutularak seçim beyannamesi yayımlanmalı. Böylece seçmen kime, neden oy verdiğini daha iyi anlamalı.
Madem ki ittifak kaçınılmaz, o zaman kuralları daha iyi konulmalı/işlemeli!
Sezer'in hakkı Sezer'e
SEÇİLDİĞİ gün hukuk adamı kimliğiyle selamladık. Hukuka iade-i itibar olarak yorumladık, sevindik.
Çoğu kez bizi yanıltmadı, her vetosuna en az 5-10 sayfalık hukuk dersini andıran gerekçe ekledi.
Ama keşke 7 yıl sonra beş diplomatın siciline düştüğü lekeyle veda etmeseydi.
Dışişleri Müsteşar Yardımcılarını neden veto ettiğini kamuoyu ile paylaşsaydı.
Böylece hayali gerekçelere, dedikodulara dayalı karakter infazına izin verilmeseydi.
Sezer'in hakkı tabii ki Sezer'e... Ve fakat diplomatın hakkı da korunsaydı.
Yazık oldu, bu ülkede insan kolay yetişmiyor, ama çok kolay harcanıyor.