Paylaş
Yalan mı, hayır kesinlikle doğru.
Şimdi kimileri bu sözleri orduya hakaret sayacak.
Oysa bence hiç ilgisi yok.
Bülent Arınç’ın kimi eleştirdiği belli.
Nüfuzunu çilede eşitliği bozacak yönde kullananlar.
Evladını davul zurnayla askere uğurlayanlar değil.
Zaten komutanlar da
demiyor mu, “Halkın ordusuyuz” diye.
O zaman TSK neden
alınsın ki?
Ucuz muhalefete lüzum yok.
* * *
Bülent Bey’in hakkını teslim ettiğimize göre. Gelelim itiraz ettiğimiz noktaya. Arınç açıkça söylemese de lafının satır arasından şu mantık okunuyor:
“Oğlunu cepheye yollamayan savaşın devamını istiyor.”
Eğer mesele öyle olsa.
Örneğin son demokratik açılımı destekleyen her siyasetçinin oğlunun PKK ile göğüs göğüse savaşıyor olması lazım. Ya da tam tersine, muhaliflerin evlatları da bedelli asker veya raporlu çıkmalı.
Oysa baksınlar bakalım kimin çocuğu nasıl askerlik yaptı diye. Her iki önyargıyı da tekzip eden o kadar çok isim var ki.
* * *
Bence savaşın sebebini askerlikten biraz daha geniş çerçevede ele alma zamanı geldi de geçiyor bile.
Mesela egemenlerin evlatları orada askerlik yapmıyor olabilir ama;
* Oğlunu göndermeyen parasını yatırmış mı o topraklara,
* Devletim diye övünenler, doktor, öğretmen, savcı yollayabilmiş mi,
* Haydi hepsini bir yana koyun, korkusuz siyaset yapabilen var mı?
Bütün bu eksikler giderilse zaten kimsenin oğlunun o bölgede savaşa yollanmasına gerek kalacak mı?
Ödül
NOBEL Ödülü’nün Obama’ya verilmesi için gerekçe arayanlara iki naçiz öneri: 1) Türkiye-Ermenistan yakınlaşması 2) Demokratik açılım.
Önce çocuklar
DİYARBAKIR polisinin çocukları terörden kurtarma girişimini yazdım hafta başında. Niyetin lafta kalmayacağını zaten biliyordum, ama aranızda kuşku duyanlar varsa diye devamını getireyim dedim. Önceki gün Diyarbakır’daki gösteriler sırasında polis telsizinden hep aynı uyarı geçti:
“Taş atsa da çocuklara dokunmayın.” Polis anonslarında da aynı hassasiyet izlendi. Açılım hiç değilse devletin zihniyetini değiştirdi ya, o kadarına da şükür.
Paylaş