Paylaş
Ama ve lakin Türk Bakan’ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ilk resmi teması bu ziyaretten 2 yıl öncesine rastlıyor.
Ahmet Davutoğlu, Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve kalabalık işadamı grubuyla birlikte Basra’ya uçarken 2007 Ekim ayındaki Dağlıca baskını günlerine dönüyor:
— Hatırlayacaksınız o tarihte bütün senaryolar ilişkilerin kesildiği yönündeydi. “Türkiye Irak’a girecek, Türk-Kürt çatışması çıkacak” deniliyordu. Çatışma çıktı çıkacaktı. Ben PKK’ya askeri operasyon sürerken Bağdat’a geldim. Neçirvan Barzani ile 1 Mayıs 2008 günü Bağdat’ta görüştüm. Bugün çatışmadan çok uzağız, işbirliği noktasındayız. Sınırımızdan terör değil mal, hizmet ve kültür geçsin istiyoruz.
NE İSTEDİĞİMİZİ BİLİYORLAR
Kürtlerle aramız iyi. Ama acaba PKK’lıları teslim etmelerini bekleyecek kadar mı?
Bakan’a, “Talepte bulunacak mısınız?” diye soruluyor, yanıt veriyor:
— Eve dönüş meselesi tabii ki ele alınır, güvenlik çerçevesinde. Ne istediğimizi gayet iyi biliyorlar. İlk kez söylemiyoruz ki.
ERBİL-TEKSAS ÖRNEĞİ
Kürtlerin yeni başbakanı Bahram Salih’in ilk yabancı konuğu Davutoğlu oldu. Peki, bir Türk Dışişleri Bakanı’nın Erbil’i ziyareti diplomatik tanıma anlamına geliyor mu? Sormadan geçmiyoruz.
Bakan Davutoğlu örnek vererek reddediyor:
— Tanıma böyle olmaz. Devletler arasında olur. Biz devlet olarak Irak’ı tanıyoruz. Anayasasında federal yapı var. Tıpkı ABD gibi. Şimdi Amerika Birleşik Devletleri’nde Teksas’a gidersek, orayı da mı tanımış olacağız.
Ahmet Davutoğlu Erbil ziyaretinin gecikmiş olduğunu başka bir örnekle ima ediyor gibi geldi bize:
— Batılı 10’u aşkın ülkenin dışişleri bakanı Erbil’e geldi. ABD, Rus, İran, Fransa, Almanya’nın bakanları geldi.
* * *
Bade harab ül Basra... Yani Basra harap olduktan sonra.
Araplar bu deyişi “iş işten geçtikten sonra” anlamında kullanıyor.
Ama Türk bakanlar kent enkazları karşısında umutsuzluğa kapılmıyor.
Zafer Çağlayan Basralı işadamlarına kentlerinin yeni Irak’ın ekonomik başkenti olacağı müjdesini vererek moral aşılıyor.
ALİ RIZA AL BASRİ
Konuşmasını çeviren tercümanın Arapçasını düzeltecek kadar titiz üslup sahibi Davutoğlu ise iki siyasi mesajla gönül alıyor:
* Basra konsolosu Ali Rıza Özcoşkun’u, “Ali Rıza Al Basri” diye takdim ediyor.
* Bu coğrafyadaki son Osmanlı askeri zaferi Kut ul Amara’ya atıfta bulunarak Arap desteği için teşekkür ediyor.
* * *
Basra Irak’ın en güneyi, Erbil ise en kuzeyi. Türk heyetinin rotası 2010 seçimleri öncesinde toprak bütünlüğüne sembolik saygının ürünü.
Bu iki kent ve Musul’da yeni konsolosluklar resmen açılıyor.
Ama ya Kerkük?
Bakan Davutoğlu’nun deyimiyle “Küçük Irak”.
Bu kez listede yok ama yakında oraya da sefer var.
Paylaş