Paylaş
Merve Kavakçı'nın türbanından sizler de sıkıldıysanız bu genç hanım için günaşırı destek gösterileri düzenlenen İran'a kadar uzanalım... İran'ın bölgesel stratejisini tartışalım...
* * *
İran'ın, Ortadoğu'daki İslami rejimleri kolayca devirecek askeri ve idelojik güçte olduğu ortadaydı... Zaten Şah dönemindeki İran'ın ABD adına bölgede jandarmalık görevini üstlenmiş olması rastlantı değildi. Yıllarca İran'a karşı yerel Arap despotlarının paralı askeri gibi dövüşen Saddam'ın savaş makinesinin durması Tahran'ın konumunu güçlendirdi.
Molla rejiminin, Körfez'i ve petrol yolunu kontrol açısından önünde engel gördüğü iki ülkeye dönük stratejisi bellidir:
1) Güney Irak'ta Saddam'a karşı dövüşen Şii Yüksek Konseyi'nin merkezi Tahran'dadır... ABD son anda hatadan dönüp Irak'ı üçe bölme planından (Kuzeyde Kürtler, güneyde Şiiler, ortada Araplar) vazgeçmeseydi Basra ve çevresi İran'ın nüfuz bölgesi haline gelecekti.
2) İran, Türkiye'nin yumuşak karnı sayılan Güneydoğu'da ‘‘Kürt-İslam Devleti’’ kurulması hedefi uyarınca hem PKK'yı, hem de Hizbullah'ı destekliyor.
* * *
Biliyoruz, káğıt üzerinde bu planlar abartılı, hatta saçma gözüküyor...
Ama seçimlerden kısa süre önce Diyarbakır polisinin ele geçirdiği Hizbullah arşivi, bu tereddütleri giderecek belgeleri içeriyor.
Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ile ekibinin başarılı çalışması sonucunda 20 bin sayfalık Hizbullah arşivi ortaya çıkarıldı... Mardin'deki yeraltı karargáhında ele geçirilen diğer malzemeler de ilginçti:
1) Üç bin İran riyali.
2) Korucu elbiseleri.
3) ERNK mühürlü makbuzlar.
Hizbullah yüzlerce fail-i meçhul cinayetle suçlanıyor. Nitekim ele geçirilen 302 kişinin sorgusunda 28 fail-i meçhul aydınlatıldı bile...
Bazen ölenlerin ardından ağlarken, kimin vurduğunu anlamakta zorluk çekmiyor muyuz? Ya alfabenin harflerinin aslında bir anlamı yoksa... Örgüt adları farklı da olsa kuklacının amacı aynıysa...
Düşünmeye değmez mi?
Kavakçı gösterisi rastlantı değil
TAHRAN'daki Merve Kavakçı'ya destek gösterileri raslantı mı? Aşağıdaki tarihçeyi okuyun, karar verin...
10 Ocak 1987: Tahran Radyosu, Türkiye'deki türban yasağı konusunda yayınlara başladı.
17 Ocak 1987: Başbakan Turgut Özal, İran Büyükelçisi Mottaki'yi açıklamaları ve davranışları nedeniyle sert şekilde uyardı.
18-21 Ocak 1987: Tahran Radyosu, Özal'ın, İran Büyükelçisi'ne türban yasağının kaldırılması için söz verdiğini bildirdi.
13 Şubat: İran Meclis Başkanı Haşimi Rafsancani, Türkiye'de İslam devriminin yakın olduğunu ve her tür yardıma hazır olduklarını açıkladı.
19-20 Nisan 1988: İran Büyükelçisi Mottaki, Konya'da düzenlenen İsrail'i kınama mitingine katılarak çok sert konuşmalar yaptı. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, Büyükelçi Mottaki'yi makamına çağırarak uyardı.
14 Mart 1989: Tahran Üniversitesi'nde Türkiye'deki türban yasağını protesto eden gösteriler yapıldı.
21-23 Mart 1989: İran Meclisi'nde Türkiye'deki türban yasağı eleştirilerek, Türkiye ile siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi istendi. Tahran Büyükelçisi Akbel çağrılarak türban yasağının kaldırılması resmen istendi.
30 Nisan 1991: İslam Devrimi'nin ardından Ankara'ya gelen ilk cumhurbaşkanı olan Rafsancani, Anıtkabir'i ziyaret etmedi.
28 Ocak 1993: İranlı Bakan Nuri, Türkiye'de İran'a yönelik tepkilerin artması üzerine ziyaretini yarıda kesip ülkesine döndü. Özal, İran'ın şeriatçı unsurları desteklediği yolundaki görüşleri MİT'in çıkardığını açıkladı.
21 Aralık 1993: İran Cumhurbaşkanı 1. Yardımcısı Habibi, resmi bir ziyaret için Ankara'ya geldi. Başbakan Yardımcısı Karayalçın, Anıtkabir'i ziyaret etmeyen Habibi ile görüşmesini iptal etti.
31 Ocak 1997: İran Büyükelçisi Bagheri, Sincan Belediyesi'nin düzenlediği Kudüs Gecesi'nde yaptığı konuşma üzerine Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak protesto edildi.
Paylaş