Paylaş
Hukuk dışı, kayıt dışı ekonomimizde yine istikrar paketi rüzgárı esiyor. Bu hükümet de tıpkı geçmiş iktidarlar gibi kronik enflasyonu ve faizleri düşürmeyi, ekonomiyi istikrarlı bir büyüme temposuna sokmayı vaat ediyor... Ve yine toplumun orta ve düşük gelirli bölümünden fedakárlık bekleniyor. Peki bu işler 76 yıl önce nasıl yürürdü hatırlatalım mı?
* * *
Cumhuriyet Türkiyesi'nin ilk yılları yokluk içinde geçti.
Türkiye nüfusu imparatorluk günlerine göre yarı yarıya azalmıştı.
Nüfusun yarısı 20 yaşın altındaki gençlerdi. Ekonomik açıdan üretken nüfus son derece düşüktü. Erkek işgücü sayısı şehitler nedeniyle kadınlardan daha azdı. Okur-yazarlık oranı yüzde 8.6 düzeyindeydi, ilkokul çağındaki çocukların ancak üçte biri okulluydu. Üniversite öğrencisi sayısı topu topu 4 bin 282 kişiydi.
Ülke genelinde her dört kişiden üçü tarımdan geçinirdi. Ama tarım teknolojisi o kadar geriydi ki ithalat faturasının beşte biri buğday alımına ayrılırdı. Eskilerin ‘‘beş beyaz’’ diye andığı; bez, un, şeker, káğıt ve çimentonun toplam ithalattaki payı yüzde 50'yi aşardı.
* * *
Padişahlığı tepip cumhuriyet idaresini seçen Gazi, ekonomide de devlet diktatörlüğüne itibar etmedi. Aksine Lozan Barış görüşmelerine ara verildiği bir sırada topladığı İzmir İktisat Kongresi'nden (17 Şubat-4 Mart 1923) ‘‘kalkınmanın özel sektör marifetiyle gerçekleşmesi’’ kararını çıkarttı. Teşvik-i Sanayi Kanunu (Sanayiyi Teşvik Yasası) ile özel kesime bugün bile aynen uygulanan bazı avantajlar tanındı. Yatırım mallarında gümrük muafiyeti, demiryollarında yüzde 30 indirimli taşıma, devlet tekelindeki mallarda daha düşük fiyat türü teşvikler... Kamu ihalelerinde yabancı rakibe karşı yüzde 10'a kadar fiyat farkına izin gibi.
Gazi Paşa, demiryolları gibi altyapı yatırımlarının finansmanı için bile iç borç yoluna gitmedi. Aksine gerekli parayı vergilerle topladı. Vergi yükünü tarımdan diğer kesimlere aktararak bu alandaki üretimi teşvik etti. Bugünkü Ekonomik ve Sosyal Konsey'in öncüsü, ‘‘Áli İktisat Meclisi’’ (Yüksek Ekonomi Meclisi) kuruldu. Meclis'in doğal başkanı başbakandı, üyeleri 12 bakan ile meslek odası temsilcileriydi.
* * *
Özel sektöre dayalı kalkınma, 1929 yılında dünyada patlak veren ekonomik kriz nedeniyle geçici olarak askıya alındı. Çünkü kriz nedeniyle Türkiye'nin geleneksel tarımsal ihraç ürünlerinin fiyatı geriledi, buna karşılık ithalat faturası kabardı. Atatürk hemen rota değiştirdi, sanayi ithalatını ikame edecek tesisler kurma kararı aldı. Bu işin altından ancak devlet kaynaklarıyla kalkılırdı. O yüzden, pamuk, demir, káğıt, toprak, kimya gibi temel sanayiler devlet eliyle kuruldu.
Türkiye bu politika sayesinde hem kalkındı, hem de dünyayı saran enflasyon dalgasından etkilenmeden yoluna devam etti.
* * *
Mustafa Kemal Atatürk bu ülkede, sömürge ekonomisinden ulusal ekonomi yarattı. Uzun ve zahmetli yolunda ne sosyalist maskeye sığınıp halkını devlet memurlarına yem etti... Ne de liboş hırsızlar gibi kendisi soymaya kalktı. Hiçbir zaman doktriner ve dogmatik olmadı.
Ne gerekiyorsa onu yaptı. O yüzden Gazi Paşa, diğer tüm sıfatlarının yanı sıra ekonomik bir devrimciydi.
Paylaş