Paylaş
Hizbullah'ın Güneydoğu'da şeriata dayalı bir Kürt devleti kurma hedefiyle arasındaki en büyük engel kuşkusuz devletin güvenlik güçleridir... Ama Hizbullah'ın din devleti açısından ikinci derecede düşman bellediği kesim imamlardır.
Dün de bu köşede ele aldığımız gibi terör örgütü, Cumhuriyet imamlarını baskıyla yıldırarak, teslim olmayanları öldürerek bölge camilerini ele geçirmek istiyor.
Kaldığımız yerden örneklerle devam edelim...
* * *
Diyarbakır Valisi Nafiz Kayalı anlatıyor:
‘‘Hizbullah, dini motifleri ön plana çıkararak kandırılmaya yatkın bir kesim üzerinde çalışıyor. Tebliğ ve cemaatleşme için camileri kullanıyorlardı. 1994-96 yılları arasında, yatsı namazından sonra düzenledikleri toplantılar için camilerin anahtarlarını kendilerine teslim etmeyen imamın Diyarbakır'da, Hizbullahçılarca öldürüldüğü ortaya çıkarıldı.’’
‘‘O yıllarda yalnızca il merkezinde 60-70 caminin Hizbullah tarafından eğitim yeri olarak kullanıldığı saptandı. 1980-1998 yılları Hizbullah'ın, taraftar toplama, kitlelere yayılma, yani tebliğ dönemiydi. 1998'de cemaatleşmeye, ‘bölgesel örgütlenmeye' geçtiler. Bundan sonra sıra askeri örgütlenmeye ve başarabilselerdi cihada gelecekti.’’
(Ercan Çitlioğlu’nun yazı dizisi, Hürriyet, 7 Temmuz 1999)
* * *
Hizbullah'a pabuç bırakmayan Diyarbakırlı imamların acı kaderi yine gazete haberlerine yansıdı:
‘‘Üst düzey bir polis yetkilisinin gazetemize verdiği bilgiye göre; adı verilen örgütün sözde imamlarının, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi imamlarını ölümle tehdit ederek camilerin anahtarını aldıkları, akşam ve yatsı namazları arasında propaganda yaptıkları belirlendi.’’
‘‘Militanların Diyarbakır'daki sorgusunda anahtar vermemekte direnen yedi imamın aynı gece katledildiği de ortaya çıktı.’’
‘‘Emniyet Diyarbakır'daki 162 camiyi yakın izlemeye aldı. Her camide iki sivil polis görevlendirildi ve operasyonlarla yüzlerce ‘seyda' yakalandı.’’
(Tunca Bengin, Milliyet, 5 Şubat 2000)
* * *
Devletin Hizbullah’ın cami terörünü biraz geç fark ettiği ortada... Zaten camilere hákim olmaya başlandığı andan itibaren örgüt taktik değiştirmek zorunda kaldı ve yolun sonuna geldi:
‘‘Bingöl Cezaevi'nde bulunan ve Diyarbakır DGM'de Hizbullah örgütüne üye olmak suçuyla yargılanan İzzettin Kutulman ve Halim Seçkin, polise verdikleri ifadelerde Hizbullah örgütünün 1999 yılı başından itibaren yeni taktik ve strateji geliştirdiğini anlattılar.’’
‘‘Örgütün cami faaliyetlerine ara vererek cemaat faaliyetlerine yöneldiğini anlatan sanıklar, bu amaçla örgütsel eğitimin ev, çay ocağı, evlerin bodrum katları ve benzeri yerlerde yapıldığını ifade ettiler. Cami faaliyetleri sonucu birçok örgüt mensubunun yakalandığına işaret eden sanıklar, örgüt hakkında polisin çok fazla bilgiye sahip olduğunu, bu amaçla cemaat faaliyetlerine geçildiğini kaydettiler.’’
(ANKA Ajansı, 2 Ağustos 1999)
* * *
Hizbullah silah zoruyla çökertildi, doğrudur... Ama Hizbullah'la silahsız mücadele Cumhuriyet imamları tarafından verildi.
Daha da önemlisi Hizbullah'ın hortlamaması için en büyük görev yine aynı imamlara düşüyor, unutmayın.
Paylaş