Çankaya’ya noter olmasın

ANKARA
ABDULLAH Gül’ün gayri resmi ilan edilen Köşk adaylığı için kader haftası başladı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kararı, sanırım Abdullah Gül dahil herkesi bağlayacak.

Dolayısıyla Gül’ün adaylığı ve Köşk sürecinin artıları ile eksilerini tartışmak için son günler.

Önce artılardan başlarsak... Köşk’e başı örtülü first lady, açık konuşalım Tayyip Erdoğan’ın 1994’te İstanbul Belediye Başkanlığı’nı kazanmasını takip eden "evham yıllarını" noktalayacak.

Bazen haklı, kimi zaman niyet okuma yoluyla yöneltilen eleştirilere, meydan mitinglerine rağmen halkın yüzde 46.7’si yaşam tarzının dini taassup tehdidi altında olduğuna inanmıyor.

Abdullah Gül’ün hoşgörüsü ve siyaset üslubu, muhtemelen son kuruntuları da giderecek. Türban tartışmaları taraf kalmadığı için bitecek. Laiklerin halletmesi gereken bu mesele maalesef muhafazakár dayatmayla da olsa tarihin arşivine kaldırılacak.

Ne var ki, Abdullah Gül’ün adaylığının sakıncaları da yok değil:

1) Başbakan Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı yetkilerinin kısılacağını herhangi bir tereddüde yer bırakmayacak netlikte açıkladı. Yeni cumhurbaşkanı, senato gibi yürütme erkinin otoritesini paylaşmayacak, temsil özelliği öne çıkacak makam olarak dizayn edilecek. Kritik soru belli: 57 yaşındaki Abdullah Gül bu pasif görevde harcanacak bir isim mi? Çankaya noterliğinden çok daha işlevsel görevlere layık ve hazır değil mi?

2) Türkiye, küresel sistemin parçası... Richard Holbrooke gibi kıymeti kendisinden menkul mütefekkirlerin "ılımlı İslam" modeli olarak Türkiye’yi anmaları, sığ bilgiyle trilyonlarca dolar yöneten uluslararası mali piyasa oyuncularını korkutur. Zaten küresel depremin ayak sesleri duyuluyor. Muhtemel krizin faturası Köşk’teki türbana kesilir.

Bunları neden yazdığıma gelince... Geçen sefer Köşk adayı son anda açıklandığı için tabir yerindeyse araba devrilmeden kelam etmek mümkün olmadı.

Bu kez süreç başlamadan konuşayım istedim, o kadar.

TÜSİAD’a muhatap Kemal Abi

EKONOMİDE tek başlı yönetim isteyen TÜSİAD’ın yeni hükümetteki muhatabı kim olacak?

Meclis ve hükümete veda eden Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in koltuğuna kim oturacak? En muhtemel aday Kemal Abi. Yani Kemal Unakıtan.

Unakıtan, Maliye Bakanlığı’nın yanı sıra ekonomi alanında koordinatör bakanlığı üstlenirse kimse şaşırmayacak. Çünkü bu kaydırma, Başbakan’ın yeni Kabine’ye dönük ilk planları arasında sayılıyor. Geçen haftaki Bakanlar Kurulu ve MYK toplantısından sonra Başbakan ve Kemal Unakıtan’ın uzun bir gece görüşmesi yaptıkları biliniyor.

Büyük olasılıkla bu görüşmede ekonomiyle ilgili diğer koltuklar da tartışıldı. Örneğin, Abdullah Gül Köşk adayı olursa Ali Babacan’ın Dışişleri’ne transferi yüksek ihtimal, ancak kesin değil.

Benzer şekilde, Babacan’ın yerine Mehmet Şimşek ismi geçiyordu... Ancak Şimşek’in biraz daha tecrübeye ihtiyacı var gibi gözüküyor. Şimşek, bir süre Başbakan’a danışman olarak çalışabilir. Hazine’den sorumlu bakanlık için Nazım Ekren ile Şaban Dişli de aday.

Kemal Unakıtan’ın yükünü hafifletmek amacıyla Maliye’nin başka bir isme bırakılacağı da konuşuluyor. Bu durumda en güçlü adaylar Mustafa Açıkalın (Müfettiş) ile Recai Berber (hesap uzmanı) olarak gösteriliyor. Ulaştırma ve Enerji Bakanları’nın yerlerini korumaları kesin gibi.

Sanayi Bakanlığı’na tıpkı Ali Coşkun gibi TOBB kökenli Zafer Çağlayan yakıştırılıyor.
Yazarın Tüm Yazıları