Paylaş
Yine askeri çözüm siyasi çare haline geldi... Ayıptır. Genelkurmay'ın önerdiği bedelli askerlik sayesinde dibi delik küpüne milyonlarca mark akacak olan sözde siyasi otorite (hükümet) hemen yelkenleri indirdi, deprem vergisinden vazgeçebileceğini açıkladı.
Yine gazete haberlerine göre, daha birkaç ay önce bir numaralı vatan haini sıfatıyla asker kaçağı olarak aranan Tarkan gelip ‘‘Neyse fiyatı ödeyecek’’ ve eski itibarını satın alacak...
26 yaş ve üstü bir kısım genç vatanın bölünmez bütünlüğü için Cudi dağındaki nöbet yerine gitmek yerine banka gişesinde kuyruğa girecek...
Vatan yine de bölünmeyecek.
Üstelik gençlerimiz bu ulvi görevi yerine getirirken (paraları sayarken) kalanlar daha az vergi ödeyip Tarkan konserlerine gidebilecek...
Söyler misiniz, bu iş 'halkı askerlikten soğutmak' değil de nedir?
* * *
Doğaldır ki değişen koşulların farkındayız. Abdullah Öcalan yakalandı, eşkiya çetesi PKK Türkiye sınırlarının dışına kaçtı... Ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin savaşı kazanması sayesinde biz ‘bedelli askerlik’ veya ‘kürtçe TV’ gibi konuları tartışabiliyoruz.
Ama yine ve son tahlilde bu ülke demokratik cumhuriyettir...
O yüzden askere minnetle teşekkür edip siyasi kararları Meclis'e bırakmalıyız.
* * *
Bedelli askerliği çıkardıktan sonra 'Şu yapılabilir, ama bunu yapamazsınız' diye efelenmenin alemi yoktur... Zaten yakın tarih savaş ve barışın aslında içiçe yaşandığına tanıktır. Tıpkı araştırmacı ve yazar Faik Bulut'un ‘‘Kürt sorununa çözüm arayışları’’ (Ozan Yayıncılık, İstanbul, 1998) isimli kitabında ‘‘Devlet ile Kürtler arasında ateşkes’’ başlıklı bölümde anlattığı gibi:
‘‘1) Meşrutiyet döneminde (1908) Dersim'de ayaklanma olur. Devlet 10 tabur asker göndererek Çemişkezek, Hozat ve Ovacık çevresinde başkaldıran l0 bin kişilik Dersim aşiret milisleriyle uzun süren bir çatışmaya girer. Aşiretler Neşet Paşa kuvvetlerine büyük kayıp verdirir. Savaş, 1910 yılına kadar sürer. Ordu kurmayları aşiret reislerine ateşkes yapma çağrısında bulunurlar. Varılan anlaşmayla ateşkes gerçekleştirilip bir yıl süreyle yürürlüğe konulur. Fakat çatışmalar 1911 yılında yeniden başlar. (Bkz: Ebubekir Pamukçu, Dersim Zaza Ayaklanmasının Tarihsel Kökenleri, s. 6l. Yön Yay. lstanbul, 1992)
2) Hasan Hayri Cumhuriyet dönemi Dersim milletvekili olarak TBMM'de bulunuyordu. 1934'te Cumhuriyet Halk Fırkası'nın kurulmasından sonra, bir muhalif olarak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na geçti. Parti propagandası ve adaylık çalışmalarını yürütmek üzere Dersim'e giderek bölgenin dini ve politik lideri durumundaki Seyit Rıza ile görüştü. Ancak Mustafa Kemal muhalif Hasan Hayri yerine yine Zaza Kürdü olan Feridun Fikri'yi bölge milletvekili adayı olarak tayin etti. Feridun Fikri Kemalist yönetimin propagandasını yapmak üzere Dersim merkezi Hozat'a vardı. Bunu duyan Dersim lideri Seyit Rıza aşiret milislerini toplayarak Hozat üzerine yürüyüp kenti kuşatarak Feridun Fikri'nin kendisine teslim edilmesini istedi. Jandarma ile aşiret milisleri arasındaki çatışmalar saatlerce sürdü. Mustafa Kemal'in adayı Fikri çatışmada yaralanıp Elazığ'a kaçtı. Ancak çatışmaların ardı arkası gelmedi. Nihayet devreye giren Hozat Jandarma Komutanı Kürt Yahya Efendi, Seyit Rıza ile Mezra Köyünde gizlice görüşerek öncelikle ateşkes sağladı. Olay, Ankara'ya göre sıradan bir asayiş olayı değil, politik bir mesaj idi.
(Bkz; Dr. Veteriner M. Nuri Dersimi, Kürdistan Tarihinde Dersim s. 114-115, Zel yay. lstanbul 1994; Ebubekir Pamukçu, age, s. 108-109)
3) Yıl, 1928; yer, Ağrı dağı çevresinde Şeyhli Köprüsü mevki: Kürt ayaklanma lideri lhsan Nuri Paşa ile Türk subayları arasında iki kez ateşkes ilan edilir. Ankara hükümetinin onayıyla gerçekleşen ateşkesin amacı, çatışan tarafların istemlerine ilişkin siyasi diyalogun başlatılmasıdır.
4) Yıl, 1993; yer, Ankara-Erbil-Londra~-Şam.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde PKK ile gizli ateşkes görüşmeleri yapılır. Iraklı Kürt lideri Celal Talabani devreye girer. Ateşkes gerçekleşir. PKK lideri Abdullah Öcalan, bunun üzerine Lübnan'da yaptığı basın toplantısıyla ateşkes ettiğini açıkiar. Olay, kamuoyu ve basında büyük yankı yapar.’’
* * *
Ülke tarihindeki Özel haller ve özel koşullar özel yönetimlere yol açar, doğrudur...Ama bu ülkede yeniden bedelli askerlik çıkabildiğine, 200 bin genç cepheye gitmekten kurtulduğuna göre hiçbir şey eskisi olmayacak demektir.
Paylaş