Paylaş
Yurt dışındaki bankalarda açılan ve o yüzden 'off-shore' diye anılan hesapların tamamen vergi dışı kaldığını yazınca banka sözcülerini kızdırdık anlaşılan... 'Off-shore faiz gelirlerinin beyana tabi olduğunu sananlar' çıkınca, 'Bu iş sanmakla olmaz, bilmek lazım' deyip Maliye eski Bakanı Zekeriya Temizel'e sorduk, anlattı:
- Off-shore hesapların açıldığı bankalar yabancı ülkelerde bulunuyor. Dolayısıyla Türk vergi mevzuatı bu bankalar için geçerli değil. Bu hesaplarda doğan kazanç yurt dışında başka bir hesaba aktarılıp Türkiye'ye getirilirse tamamen vergi dışı kalır. Bu kaçağı önlemenin tek yolu Maliye'nin 'Nereden buldun?' sorusunu yöneltebilmesiydi. Ama biliyorsunuz yeni paketle bu uygulama üç yıllığına ertelendi...
Zekeriya Temizel'i Bakanlar Kurulu'nun ekonomik paketi görüştüğü gün de aramıştık. Off-shore hesaplarıyla ilgili uyarısını toplantı bitmeden Bakanlar Kurulu'na yetiştirme telaşındaydı. 'Bu telaş neden, belki de mükellefler kendiliğinden beyanda bulunup, vergisini öderler' diye sorunca güldü:
- Öyle olsa vergi reformuna ne gerek vardı...
Sınır ötesi hesaplarda durum böyle... Artık bakana mı, bankaya mı inanacağınıza siz karar verin.
* * *
Zekeriya Temizel vergi paketinin delinmesinin yarattığı büyük boşlukları şahsi mesele haline getirmekte haklı...
Çünkü delinen pakete göre bu yılki hazine kağıtlarından 'sıfır' stopoaj kesilecek, faiz gelirleri beyannameyle tahsil edilecekti. Şimdi beyanname kalktı, faiz stopojı hala sıfır, yani hazine kağıtlarının vergisi yok! Ve talihin cilvesine bakın ki Temizel'in elinde de hazine kağıtları var:
- Vergi yasası bir bütündü... Delinince böyle garip durumlar doğuyor. Kendimi vicdanen fevkalade rahatsız hissediyorum.
Özetle yeni yasa eski bakanın vicdanını kanatıyor...Bu yıl vergisiz hazine kağıtlarından milyarlar bekleyenlerin kasaları doluyor.
* * *
Son ekonomik önlemler paketiyle ilgili teknik analizleri sıkıcı buluyorsanız, akşam TV haberlerini daha dikkatli izleyin...
Mesela paketin açıklanmasından bir gün sonra... Sağcısı, solcusu, milliyetçisi, köktendincisi, 15 sivil toplum örgütü Kızılay'a yürürken, İstanbul'da Zeyport'un açılışında TOBB Başkanı Fuat Miras, ANAP lideri Mesut Yılmaz'a teşekkür plaketi verdi. Demek ki son paket doğru adresi bulmuş.
Reform ve popülizm
Bakın bir meseleye açıklık getirelim... Halkın canını acıtacak her karar reform değildir. Bu kararlara her karşı çıkan da 'popülist' değildir. Sosyal güvenlik yasa tasarısını örnek alalım. Bazı kalemler, bu meseleye sadece Hazine'nin nakit açığı yönünden bakıyor. Bu rakamı küçültecek her kararı selamlıyor...
Oysa Hazine açığı veya süslü deyimiyle 'kara delik' finansmanında kullanılan enflasyon vergisi ile zaten halkın sırtında, öyle değil mi? Üstelik sadece emekli yaşını yükseltmek bu açığı ancak 20 yılda kapatabilecek. Demek ki açığa yol açan başka nedenler çok daha önemli...
O zaman, 'reform' diye anılan bu tasarıda 'SSK paralarının düşük hatta sıfır faizle kullanılmasına karşı neden tek bir madde yok' diye sormak popülizm mi oluyor? Veya son ekonomik önlemler paketine geçelim... Paketin ana hedefinin reel faizi düşürmek olduğu söyleniyor. Öyle olsun... Reel, yani enflasyondan arındılmış faizin en doğrudan etkisi gelir dağılımını bozmaktır. Halk deyimiyle zengini daha zengin, fakiri daha fakir eder.
Bu ülkede reel faiz yıllardır yüksek olduğuna göre, en zorlanan kesimin dar gelirli çalışanlar olduğunu da kabul edersiniz herhalde...
O zaman söyler misiniz, neden ekonomik paketten şirketlere, ihracata, vergi kaçırmak isteyene hediye çıktı da, çalışanlar unutuldu? Bu soruları görmezden gelen reform yanlısı, soran popülist öyle mi?
Bu tartışmaya devam etmek isteriz, ama önce bu konuya açıklık getirelim... Siz bu reformları kimin için istiyorsunuz?
Yanıtta anlaşamazsak, diyaloğa gerek yok.
Paylaş