Enis Berberoğlu: 52 yılın yarısı askeri rejimle

Enis BERBEROĞLU

12 Ekim darbesiyle yönetime el koyan Pakistan Başyöneticisi ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı General Pervez Müşerref, uluslararası tepkileri yumuşatmak amacıyla çıktığı turda dün Türkiye'ye de uğradı.

İlginçtir, Müşerref Paşa'nın seçtiği güzergáhta tek laik ve demokratik ülke Türkiye idi... Paşa geçen hafta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaret etti. Türkiye'ye Katar'dan geldi ve Kuveyt'e devam etti... Yani ABD'nin bölgedeki hiçbir müttefikini ihmal etmedi.

Türkiye'nin sıkça yaşadığı askeri rejimler, Pakistan'da olağan yönetim biçimi olarak kabullenilmiş durumda...

Ülkenin 52 yıllık tarihinde 25 yıl askeri idareyle geçti...

Yani sivil iktidarların ortalama ömrü iki yılı aşmadı...

Gelin de Türkiye'nin onar yıllık darbe takvimine şükretmeyin.

* * *

53 yaşındaki darbeci Paşa'nın önceliği ekonomi... Çünkü geçmiş sivil iktidarlar ülkeye akan milyonlarca dolarlık dış kredinin büyük bölümünü şahsi servetlerine eklemiş. Müşerref Paşa, Türkiye'ye doğru yola çıkmadan topladığı Milli Güvenlik Konseyi'nde ‘‘merkezden taşraya yetki devrini’’ ekonomiden sonra ikinci öncelikli hedef olarak ilan etti. Pakistan'ın acil ihtiyaç duyduğu otoyollar için yabancı sermaye bekleyişi de sürüyor.

* * *

Çocukluğu Ankara'da geçen ve çok iyi Türkçe konuşan Müşerref Paşa'nın darbenin ilk günlerinde ‘‘Atatürk'ten etkilendiğini’’ açıklaması anlaşılan ülkede tartışma yarattı.

Radikal İslamcı kanadın, Paşa'nın Atatürk sevgisini eleştirmesine, İngilizce çıkan ‘‘Dawn’’ Gazetesi'nde yayımlanan bir okur mektubunda yanıt verildi. B.A. Malik imzalı yaşlı bir Pakistanlının mektubundan kısa alıntılar aktaralım:

‘‘Genç delikanlılarken Mustafa Kemal ve Enver Paşa'nın üniformalarıyla at üstündeki fotoğraflarına baktıkça gurur duyardık. Basit ve okuma yazma bilmeyen kadınların köyümüzde Mustafa Kemal'i övmek için düzdükleri türküleri hálá hatırlarım. TV veya benzeri başka bir medya organı olmadığı o günlerde Mustafa Kemal'in tanınmışlığının boyutunu gelin siz düşünün...’’

‘‘Okulumuz ilk kez Mustafa Kemal'in öldüğü gün matem nedeniyle kapatıldı. Mustafa Kemal'le ilgili çoğu bilgimi yedinci sınıftaki İngilizce öğretmenimden edindim. Mustafa Kemal hayranı bu öğretmenimiz bana Bozkurt isimli kitaptan pasajlar okurdu...’’

‘‘Mustafa Kemal için şarkılar söylerdik. Çünkü O'nu káfir ordularını yenen İslam mücahidi sayardık. Böyle bir Müslüman lideri kim ‘İslam düşmanı-káfir' diye suçlayabilir ki?

Gazi Mustafa Kemal'in öngörüsü, yurtseverliği ve ihtilalci adımları sayesinde bugün Türkiye teknolojik ve sosyo-ekonomik açıdan Avrupa ile yarışan tek Müslüman ülke haline geldi. Türk firmaları bizim yollarımızı, köprülerimizi inşa eder oldu.’’

* * *

Pakistan halkının Türkiye’yi sevdiği muhakkak, bu sevginin karşılıksız olmadığı malum. İktidardaki paşalarıyla bizimkilerin arasının iyi olmasına da ancak seviniriz. Ancak artık Pakistan'a örnek olacaksak -hiç değilse Atatürk'ün anısına hürmeten- bu işi sivil demokratik rejimi yaşatarak becerme zamanımız gelmedi mi dersiniz?