Enis Berberoğlu: 28 Şubat'ın finans muhtırası

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Bu hükümet hep böyle yapıyor. Kamuoyu desteği zorunlu bazı kararları son ana kadar saklıyor. Hatta Meclis'e yasa sevk ederken bile en çarpıcı hükümleri satır aralarına gizliyor.

Tıpkı faiz vergisi gibi... Tıpkı faizsiz bankalara konulan yasak gibi.

Malumunuz IMF ile yeni stand-by anlaşmasının eli kulağında.

Ancak IMF anlaşmadan önce Türk mali sistemine çeki düzen verilmesini istiyor.

TBMM'den daha bu yıl geçen ve ele güne, davul zurnayla ‘‘reform’’ diye ilan edilen yeni Bankalar Yasası'nı beğenmiyor, Bankacılık Üst Kurulu'nun daha geniş yetkilerle, hemen devreye girmessini bekliyor. Üstelik IMF bütün bu talimatlarının stand-by'ın ele alınacağı 23 Aralık Fon İcra Kurulu toplantısına yetişmesini arzuluyor. İşte hükümetin geçen hafta sonu TBMM'ye yolladığı ve Bankalar Yasası'nda değişiklik öngören tasarının kerameti bu noktada yatıyor.

Ama tasarıyla sadece Fon talimatlarına uyulmuyor, 1983 yılından bu yana uygulanan faizsiz bankacılık sistemine son veriliyor. Özel finans kurumlarına bankaya dönüşmeleri için bir yıl süre tanınıyor. Banka koşullarıyla çalışmayı kabul etmeyen kurumların iki yıl sonra tasfiyesi öngörülüyor.

* *

Özel Finans Kurumları veya halk arasındaki adlarıyla İslami bankaların ayrıcalıklarını kaldırma fikri yeni değil. 28 Şubat sürecinde İslami bankaların irticaya hizmet ettikleri iddiası ve kuşkusu gündemdeydi. İslami bankalara dönük ilk resmi yasak haberinin 23 Aralık 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısından hemen sonra çıkması rastlantı sayılmazdı:

‘‘Faizsiz bankaların ayrıcalığı kalkıyor.’’

Önceki gün yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısına katılan Devlet Bakanı Güneş Taner, mali reform tasarısının yasalaşma halinde özel finans kurumlarının da bankalar gibi disponibilite, munzam karşılık, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu ve Mevduat Sigortası kapsamına alınacağını açıkladı.

Hükümet, ‘‘faizsiz bankacılık’’ olarak adlandırılan özel finans kurumları için de bankalarla aynı yükümlülükleri getiriyor. Önceki gün yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısına katılan Devlet Bakanı Güneş Taner, toplantıda faizsiz finans kurumlarının da disponibilite ve munzam karşılık yükümlülüğü içine alınacağını açıkladı.'' (Hürriyet Gazetesi, 25 Aralık 1997, Perşembe )

Bakan Güneş Taner İslami bankalarla ilgili düzenlemenin bir hafta içinde Bakanlar Kurulu'na ve buradan da Meclis'e sevk edileceğini duyurdu...

Ama tasarı Başbakanlık'tan Meclis'e ancak 2 yılda ulaşabildi... Neden gecikti, neden hızlandı, neden saklandı... Belki bir gün ANAP'lı hazretler açıklar, biz de öğreniriz.

* *

Özel Finans Kurumları'nın (ÖFK) ekonomik önemine gelince...

Sıkılmazsanız rakamlara başvuralım.

‘‘Türkiye'de faaliyette bulunan altı özel finans kurumunun toplam bilanço büyüklüğü 1998 yılında yüzde 66.7 oranında artarak 730.3 trilyon liraya ulaştı.

Merkez Bankası'nın değerlendirmesine göre, ÖFK'ların toplam bilançosunun yüzde 31'ini Al Baraka Türk, yüzde 30'unu İhlas Finans, yüzde 15'ini Kuveyt Türk, yüzde 9'unu Asya Finans, yüzde 8'ini Anadolu Finans, yüzde 7'sini ise Faisal Finans Kurumu oluşturuyor.

ÖFK'ların kullandığı toplam fonların bankacılık sektörünün toplam kredilerinin yüzde 4.7'si, çeşitli adlarla topladıkları fonların ise bankaların topladığı mevduatın yüzde 3.1'i düzeyinde olduğu belirtildi. Bankacılık sektörünün özkaynaklarının yüzde 1.3'ü kadar bir özkaynağa sahip bulunan özel finans kurumlarının elde ettikleri kár ise bankacılık sektörünün kárının yüzde 0.7'si düzeyinde kaldı. Bu gelişme, ÖFK'ların karlılığının bankalardan daha düşük olduğunu ortaya çıkarıyor.’’

(ANKA Ajansı, 16 Nisan 1999)

Bu rakamlar özel hukuk gerektirir mi, takdiri size ait.

* *

Kişisel kanımızı sorarsanız... Gerek faiz vergisi gerekse faizsiz banka yasağı utanıp saklanacak değil alkış tutulacak kararlardır. Gizli-saklı yapılmalarını yadırgamamız bu yüzden.



Yazarın Tüm Yazıları