Mercimeğimiz’i kaybettik...

BUNDAN kısa bir süre önce Hürriyet Gazetesi'nde ARKAN VURAN'ın hayatını anlatan bir yazı yazmıştım.

Arkan'ın başarısı ve de Arkan'ın erkeklerde Türk Tenisi'nin zirvesini teşkil eden, yıllardır değişmeyen modelinin bir elemanı olması beni o yazıya yönlendirmişti.

Bu modeli oluşturan tenisçilerin % 90'ı sosyal seviyesi fazla yüksek olmayan ailelerden, genel top toplayıcılıktan (ballboy) yetişen çocuklardan oluşmakta ve bu böyle süre gelmektedir.

Arkan da sekiz yaşında TED Kulübü'ne geldiğinde böyle yetişti. Ballboyluk dışındaki zamanlarda, bulduğu kırık dökük bir raketle tenis oynamaya çalışırdı. Bu minicik çocuğun tenis oynayan ve büyük olanaklara sahip yüzlerce genç tenisçi arasından sıyrılması için tek bir silahı vardı. İnanılmaz bir inatla çalışmak.Arkan, 18 Yaş Türkiye Şampiyonu oldu.

26 yaşındaydı

Tenisin sayesinde sosyal çevre edindi. Üniversiteyi bitirdi, para kazanmaya başladı ve antrenör oldu. Hepsinde başarılıydı. Kendisine ve hayattaki tek yakını olan annesine yetecek maddi imkan kazanıyordu.

Geçtiğimiz cumartesi günü takım arkadaşları ile futbol oynarken aniden kalp krizi geçirdi. 26 yaşında hayatına veda etti. İnanması zor.

Arkan'ı güler yüzlülüğü, mütevazılığı, centilmenliği ile tüm tenis camiası severdi. Bugün 'mercimek' lakaplı Arkan artık aramızda yok. Ancak, Türk Tenisi vazgeçilmez modelinin bir parçası olarak her zaman bizimle olacaktır.

Burada TED camiasına ayrıca Oktay Yavuz Ailesine, Arkan'a sağladıkları destek ve inançlarından dolayı tüm spor camiası huzurunda teşekkür etmek istiyorum.

Seni çok özleyeceğiz, huzur içinde yat...
Yazarın Tüm Yazıları