Kâbus haftası

GRAND Slam’lerdeki 2 haftalık süreç beklentiler doğrultusunda bilhassa ilk 4 seri başı tenisçinin üstünde mental anlamda büyük baskı yaratmakta.

Haberin Devamı

Bu tenisçiler öncelikle ilk haftayı kazasız belasız atlatmak isterler. Ancak bunu kortta gerçekleştirmek hiç de kolay değildir. Çünkü rakipler onlara karşı kolay pes etmek istemezler. Muhteşem puanlar kazanıp seyirciyi de yanlarına alırlar. İşte tam bu noktada Djokoviç, Nadal, Serena, Azarenka gibi lider tenisçiler rakiplerini ciddiye alır, her puanı önemser. Bu profesyonel anlayış da onları genelde turnuvanın ikinci haftasına götürür. Örneğin Djokoviç; “rahat” kazandığı bir maçta bile bazı puanları kendi lehine çevirebilmek için ölümüne mücadele ediyor.

SAYILARI AZALIYOR

Federer, Stan Wawrinka, Tommy Haas, Justine Henin, Schiavone gibi mükemmel teknikleri ile tek el backhand vuran tenisçilerin sayısı gün geçtikçe azalıyor. Çift eli ile backhand vuranlar ise sadece slice (kesik) backhand vurduklarında tek ellerini kullanıyor. Tek el ile vurulan backhand’lerin avantajlarını şöyle sıralayabiliriz...
Zor toplara rahat ulaşmak, refleks vuruşlarda fazla hâkimiyet, drop shotlarda başarı oranının yükselmesi. Bu avantajlara rağmen erkeklerde dünya sıralamasında ilk 10 tenisçiden sadece 3’ü, kadınlarda ise ilk 50 tenisçinin sadece 3’ü tek el backhand oynuyor. Bu 3 tenisçinin ise hiçbiri ilk 10’da değil.
Tenis, daha süratli ve güce dayanıklı olduğundan çift el backhand’ler tercih ediliyor. Bu da tenisçiye, gelen topa ek zaman ve daha güçlü vurma şansı veriyor. Bence en temiz çift el backhand tekniğine sahip olan Djokoviç, en etkili passing shot’ları vurabilen Murray ve kadınlarda Serena Williams’ın güçlü backhand’ler modern çift el tekniğinin en güzel örnekleri...

Yazarın Tüm Yazıları