Okul servisi deyip geçmeyin onlar canlarımızı taşıyor

2008-2009 Eğitim ve öğretim yılının açılmasına çok kısa bir süre kaldı. 8 Eylül’de ilk ve orta öğretim kurumları yeni ders yılına başlayacak. Bizde bundan yola çıkarak bu hafta sizin için Otoyaşam’da ’Okul Servisleri’ dosyasını hazırladık. En değerli varlıklarımızı, çocuklarımızı geleceğe taşıyan okul servisleriyle ilgili tüm ayrıntıları bu hafta Otoyaşam sayfalarında bulabilirsiniz.

Okul servisleri bu yıldan itibaren benim için biraz daha fazla önem taşıyacak. Çünkü 5 yaşına basacak kızım 1 Eylül itibariyle anasınıfıyla okul serüvenine başlıyor. Sormayın bir heyecan bir heyecan bizde... Geçtiğimiz yıl problemli bir yuva tecrübemiz olduğu için okul seçerken kılı kırk yardık, araştırdık, sorduk, pedagoglarla görüştük. Ama iş sadece okul seçmekle bitmiyor. Ya okul servisleri. Çünkü seçtiğiniz okulda eğitim, öğretim kötüyse bir sonraki yıl şansınızı başka yerde deneyebilme şansınız var. Ama ya okul servisleri. Üstüne titrediğiniz yavrunuzu, okula götürüp getirmesi için yabancı ellere teslim ediyorsunuz. Allah göstermesin en küçük hatanın telafisi yok.

Bazen ’nasılsa okul çok yakın,bu kadar büyütmenin anlamı yok’ gibi cümleler duyuyorum. Evle okul arasındaki mesafenin kısa veya uzun olması hiç bir şeyi değiştirmez. Maalesef, bazıları bu rehavete kapılıyor. Bu konuda hiç taviz vermeden herşeyi sormanız gerekiyor. Ben açıkçası tüm detayları sordum ve öğrendim. Araç yeni ve standartlara uyuyor mu, emniyet kemeri var mı, servis şoförü bu görev için yeterli donanıma ve eğitime sahip mi, serviste bulunan rehber personel veya öğretmen, yolculuk esnasında çocukların sorumluluğunu alabilecek mi.

Herkesin okullar başlamadan önce bu soruların cevabını bizzat gidip görerek öğrenmeli. Gidin önce okul servisini inceleyin, daha sonra okul aile birliğiyle ardından şoför ve rehber personelle birebir diyalog kurun. İçinizde en ufak bir şüphe oluşursa da bunu hemen gerekli kurumlara şikayet edin. Çünkü okul servislerinin hizmet yönetmeliği hakkında yasal düzenlemeler var. Bu yönetmeliğe uymayanlar hiç bir şekilde bu işi yapamaz.

Yarış sevdası turizmciyi otomotiv yöneticisi yaptı

Yaklaşık 1 yıldır Volkswagen’in Ticari Araç Genel Müdürü olan Kerem Güven tam bir yarış tutkunu. Şu anki görevinden önce Seat Cup’ta adını duymuştum ama açıkçası detayları geçtiğimiz hafta öğrendim. 39 yaşındaki Güven, çocukluğundan bu yana motorsporlarına ve otomobillere meraklı olmasına rağmen ailesinin turizm şirketinde çalışmak için Bilkent Üniversitesi’nde turizm işletmeciliği eğitimi almış, Ardından da California Üniversitesi’nde işletme mastırı yapmış. Ancak çocukluk yıllarına dayanan yarış ve otomobil tutkusu nedeniyle turizm sektöründe yapamamış. Babası da oğlunun bu işi yapmak istemediğini görünce şirketi devretmiş. Güven kendi şirketini kurarak yurtdışından yarış otomobili parçaları getirmeye başlamış. 1999 yılında tesadüfen bugün FerMas’ın başında o dönem ise Genoto’nun Genel Müdürü olan Orhan Ülgür’le tanışmış. Ülgür, Güven’i önce Audi’nin Ankara’da satış şefi daha sonra satış müdürü yapmış. Güven, daha sonra bugün Doğuş Oto ismini alan Genoto’nun Ankara Bölge Direktörlüğü’ne getirilmiş. Geçtiğimiz yılda Vedat Uygun’dan boşalan VW Ticari Aracın genel müdürlüğüne atandı. Çok hızlı bir yükseliş değil mi. Ama Güven bu durumu şöyle özetliyor: "Otomotiv sektörü sevilmeden yapılacak bir iş kolu değil. Yaklaşık 8 yıl her kademede çalışarak edindiğim tecrübeye dayanarak bunu söylüyorum. Dolayısıyla Genel Müdürlüğe uzanan kariyer öykümde, sahada pişmenin büyük faydasını gördüm" diyor. Babası, oğlunun turizm sektörünü bıraktığında belki üzülmüştür ama insanın sevdiği işi yapması gördüğünüz gibi başarıyı da beraberinde getiriyor. Bu arada Güven, şu anki görevine rağmen yarışlardan vazgeçmemiş, Porsche Cup’ta yarış kariyerine de devam ediyor.
Yazarın Tüm Yazıları