Paylaş
Duyarsızlıkla ve cehaletle suçlanan o kuşak bu süreçte dünya medyası tarafından sinema sektöründen mayoneze kadar o kadar çok şeyi “öldürmekle” itham edildi ki, internette epey popüler bir “meme” bile yayıldı.. (“Millenials are killing” diye ararsanız bulabilirsiniz)
İçerikten gıdaya, modadan otomotive her alanı dönüştürecek Z kuşağı ise arkadan sessiz sedasız geliyor.
Genel kabule göre 1990’ların ortalarından bugüne dek doğanları kapsayan bu kuşak, bir öncekinden oldukça farklı.
Ipsos’un geçtiğimiz günlerde yayınladığı "360’ Teens Pulse" Gençleri Anlama Kılavuzu’na göre Türkiye’de 12-19 yaş arası gençler toplam nüfusun yüzde 13’ünü oluşturuyor.
Birden fazla eylemi aynı anda yapmaya alışık, dış görünüşlerine daha fazla önem veren, yerli markaları beğenen, AVM’lerde sosyalleşen bir kuşak bu.
Rapora göre Z kuşağı, “60’lara ve 70’lere mi dönüyoruz” dedirtecek kadar güçlü aile bağlarıyla da Y kuşağından ayrışıyor.
Sosyal medyada da Y kuşağının aksine daha içe dönükler. Örneğin Ipsos’a göre bu gençlerin yüzde 74’ü Instagram’da gizli hesap kullanıyor, mahremiyetini korumak istiyor.
Rapor yayınlandıktan sonra Ipsos’a Z kuşağının içerik tercihleriyle ilgili hangi saptamaları yaptıklarını sordum.
Ipsos Marka Sağlığı & İzleme ve Sosyal Dinleme Analizleri hizmet birimlerinin lideri Özlem Sönmezyalçın’ın paylaştığı bilgilere göre;
* Gençler TV izleyerek geçirdikleri vaktin yarısından çoğunu film ve diziye ayırıyor.
* İnternette geçirdikleri vaktin en büyük kısmı müziğe ayrılıyor.
* 15-19 yaşındaki gençler internette daha çok film-dizi izlerken 12-14 yaşındaki gençler daha çok oyun oynuyor.
* Haber takibi, kitap, dergi, blog gibi içerikler en az ilgi görenler.
* En çok izlenen videolar komedi ve müzik içerikli.
Özetle, içerikten uzak kalmayan ama “bilgi-yoğun” değil, “eğlence-yoğun” içerikleri tercih eden bir kuşak bu.
Sadece tüketici değiller, aynı zamanda bizzat içerik üretiyorlar.
Buna karşın mecra ve marka tercihlerinde bir önceki kuşağa göre daha muhafazakarlar.
* * *
2020 yılı itibariyle dünyadaki tüketicilerin yüzde 40’ını Z kuşağı oluşturacak.
Ipsos’un Türkiye’deki yeni nesle dair bulguları, küresel trendlerle de büyük ölçüde örtüşüyor.
Newswhip’in son raporuna göre Z Kuşağı kendisine zevk veren (eğlenceli, samimi veya tuhaf), kendilerini de sürece katarak sosyal sorumluluğu savunan, bir topluluk hissi yaratan, mevcut popüler kültürde kendi kuşaklarının ilgi ve eğilimlerine seslenen içerikleri tercih ediyor.
Yani onlara “buna bayıldım” ve “bu aynı ben” dedirten veya kendilerine “Seni destekliyoruz” diye seslenen içerikler…
Aynı araştırmaya göre doğrudan onları muhatap alan, sohbete yakın bir dil kullanan başlıklar Z kuşağına daha fazla hitap ediyor.
İster kişisel olsun ister siyasi veya toplumsal, kendilerini etkileyen her soruna karşı seslerini yükselttikleri gibi bu sorunlarla ilgili içeriklere de ilgi gösteriyorlar.
Tema olarak en çok kendilerini şaşırtan ve zevk verenleri; format olarak listeleri, yenilikçi ürün duyurularını ve alışılmadık hikayeleri tercih ediyorlar.
Ama bu taleplerini karşılayan yeterince alternatif bulmakta bugün için zorlanıyor.
The Guardian’da geçen ağustosta yayınlanan bir haberde, “Z kuşağının sosyal medyaya sırtını döndüğü” ifade ediliyordu.
* * *
Forbes’da bu ay çıkan “Facebook sonrası çağa giriyoruz” başlıklı yazıda “mevcut sosyal ağların anlamlı bir geleceğe sahip olması için radikal yeni yaklaşımlar gerekli … Belki de çözüm, bu kuşağın içinden çıkacak girişimcilerden gelecek” deniliyordu.
Dünya o çözümü bekleyedursun, Z kuşağı bile büyümeye başladı.
Brezilya’daki son seçimlerde 20’li yaşlarda birçok YouTube yıldızı federal meclise ve eyalet meclislerine girdi.
Gündem yerel seçimler olduğuna göre biz de şöyle soralım: Türkiye’den bir Z kuşağı temsilcisi, mesela YouTube’da ünlenen Enes Batur büyükşehir belediye başkanı adayı olsa kazanır mı?
Batur’un son dönemde çok eleştirilen, ona reklamlarıyla destek veren markaların da imajını zedeleyen videolarını hatırlatanlar olacaktır.
Bu eleştirilerde kuşkusuz haklılık payı var, ama eski kuşakların her zaman yaptığı gibi bir kez daha yeni kuşağı “gömmeden” önce biraz duralım.
Mesela ABD’de TV yıldızı Donald Trump o eski “TV kuşağının” oylarıyla başkan seçilmişti.
Yine aynı ABD’de, son silahlı saldırılardan sonra bireysel silahlanmaya karşı seslerini yükseltip örgütlenen liseliler ise Z kuşağındandı.
Yani biz ne kadar genelleme yapsak da her kuşağın içinden toplumu ilerleten, duraklatan veya gerileten figürler/eğilimler çıkıyor, çıkacak.
Önemli olan her yeni kuşağı anlamak ve medyadan siyasete her alanda bu anlayışa dayanan uygulamalar üretebilmek.
Ve öyle görünüyor ki Z kuşağındaki anlaşılma beklentisi/ihtiyacı, önceki kuşaklardan da güçlü.
Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Gazetecilik öğrencileri, iletişimcilik profesyonelleri ve akademisyenlerle oluşturduğumuz Yeni Medya İletişim Ağı'na katılmak için bana bir e-posta göndermeniz yeterli: ekizilkaya@hurriyet.com.tr
Paylaş