Yaşa Fethullah Hoca yaşa

Zaman Gazetesi, Samanyolu TV bunların. Ayrıca Türkiye’nin dört bir yanında ilköğretim okulları, liseleri, dershaneleri, öğrenci yurtları ve hastaneleri var. Fatih Üniversitesi bu cemaate ait. Bunlarla da yetinmiyorlar, dünyanın dört bir yanında, adını bile bilmediğimiz ülkelerde okullar açıyorlar.

Değirmenin suyu nereden geliyor belli değil. Bilinen tek şey, bunlar parasal açıdan devletten daha güçlü. Devlet içinde devlet.

En büyük amaçları, belli doğrultuda yetiştirdikleri öğrencileri kaymakam, vali, polis, subay, astsubay yapmak... Ve başarıyorlar.

***

Fethullah Hocaefendi her akşam Samanyolu kanalında boy gösterip banttan yayınlanan vaazlar veriyor. Gerdanını kıra kıra, ağlaya sızlaya konuşuyor.

İsmi her gün şeriatçı medyanın gündeminde. Kendisine övgüler düzülüyor.

Ramazan başladı ve din sömürüsü doruk noktasına ulaştı ya, bunu hemen kullanmak gerek! Hocaefendi şöyle diyor:

‘Bulunduğum yerde benim bildiğim türden hiçbir mabet yok. Muhit (çevre) oldukça soğuk. Uhrevilik (ahiretle ilgili) yanları itibariyle de insanlar bir hayli donuk. Burada minarelerin o büyülü sesini duyamazsınız.

Bu itibarla ben kilometrelerce uzaklarda gözlerimi kapayıp duygularımı dinliyor ve kendimi ya bir şadırvan başında, ya bir kürsüde, ya da bir mihrapta hayal ediyor ve oralarda olup bitenleri paylaşmaya çalışıyorum.’

Hocaefendi ‘bulunduğu yerden’ memnun değilmiş! Peki ama nerede kendisi?

ABD’de! Yıllardır orada yaşıyor.

Her nedense Türkiye’ye gelmiyor, gelemiyor. Hariçten gazel okuyor.

***

İlhan Selçuk abimiz geçenlerde bir yazısında bu sözleri gündeme getirmiş ve aynen şöyle yazmıştı:

‘Hey Allahım sen büyüksün, bize sabır ver. Çünkü insan bu gibi durumlarda ister istemez patlıyor.

Ulan, ulan, ulan! Bu ne iştir!

1.5 milyar Müslüman yaşıyor dünyada. Atlas Okyanusu’ndan Büyük Okyanus’a dek camiden, minareden, mihraptan, kürsüden, şerefeden geçilmiyor.

Sen kalk git, ne idüğü çok belli gerekçelerle Amerika’da yaşamayı canı gönülden ve de siyaseten yeğle, sonra da otur bu yazıyı kaleme alıp profesyonelce timsah gözyaşları dök!

Gülen Hoca!

Gel şu edebiyatı bırakalım da bana söyle bakayım, madem bu kadar Müslümansın, madem bu kadar hasret çekiyorsun, niçin bir İslam ülkesinde, sözgelimi İran, Suudi Arabistan, Sudan’da yaşamıyorsun da, Hıristiyan Amerika’ya postu sermişsin?’

***

Bu sorulara elbette yanıt gelmez... Çünkü Fethullah Bey, ABD’ye sığınmıştır. Türkiye’de olmak işine gelmez. Başka bir İslam ülkesinde de yaşayamaz... Çünkü ABD, ‘ılımlı İslam kuşağı’ adı altında Fethullahçı takımını bol bol kullanır, onların büyümesine, palazlanmasına ve devleti ele geçirmek için çaba harcamasına göz yumar. Hadise bu kadar basittir.

Sonra bunlar ortalığa çıkar, işadamlarından topladıkları paralarla okullar, yurtlar, dershaneler kurup genç beyinlere el atar.

Vergisinden kaçıranlar bunlara Allah rızası (!) için para verir, sevap kazanır!!!

Bunlar beş yıldızlı otel lobilerinde her gece iftar yemeği verip tokları doyurur. İftarlara kameralar çağrılır, nutuklar atılıp Allah’ın sırtından cemaat reklamları yapılır.

İftar çadırı kuyruklarında birbirini ezen fakir fukara Müslümanlara üç kap yemek layık görülürken, ya da yine kameralar önünde çay-şeker-bulgur-fasulye-soğandan oluşan paketler binbir tantana ile dağıtılır ve insanlar o kuyruklarda birbirini ezerken, paralı Fethullahçı takımı karınlarını kuş sütü eksik sofralarda güzelce doyurur.

Haaa, yanlarına Ermeni ve Rum patriklerini, papazlarını da alıp ‘hoşgörü’ nutuklarıya şov yapmayı unutmadan!

Konumuzun özüne yeniden dönüp soralım:

Türkiye’ye niçin gelmiyorsunuz Fethullah Bey? Sorun nedir? Niçin ABD’de yaşıyorsunuz? Cemaati niçin oradan yönetiyorsunuz? Böyle şeyhlik olur mu, böylesi Müslümanlığa yakışır mı?

Yanıtınızı bekliyorum diyeceğim ama veremezsiniz ki!