Unakıtan kullanın

SEVGİLİ okuyucularım, bugünkü yazıma resmen ve açıkça reklamla başlıyorum. Bu reklam için firmayla konuşmadım, para almadım. Tamamen iyi niyetle, girişimci bir aileye destek olması gerektiğine inandığım için Kızılay menfaatine yayınlıyorum.

Televizyonlarda, gazetelerde yayınlatmak için para ödüyorlar. Burası bedava!

"Vatandaş, Unakıtan pastörize ve sıvı yumurtası kullan. Aldığın her paket Unakıtan Ailesi’ne para olarak dönecektir. Unakıtan... Bu hayırlı çorbada senin de tuzun olsun. Alnımızın akı, yumurtanın sarısı, KDV’den düştü yarısı..."

* * *

Vergi çapraşık, teknik, karmaşık bir konu. Bırakın sade vatandaşı, işin uzmanları bile Türkiye’de olanların farkında değil. AKP bunu çok iyi kullanıyor ve vatandaşı kandırıyor.

Olanları çoğu zaman yazarımız Prof. Dr. Şükrü Kızılot açığa çıkarıyor. Dünkü Hürriyet’te bir gerçeği daha açıkladı. AKP hükümeti bir Bakanlar Kurulu kararnamesiyle Kemal Unakıtan’ın oğlu tarafından üretilen sıvı yumurtada KDV oranını yüzde 18’den 8’e indirivermiş. Resmi Gazete’de yayınlandığı halde hiç kimse bu cingözlüğün farkına bile varmadı.

İtiraf edelim, AKP hükümeti vergi konusuyla çok iyi oynuyor.

Geçen yıl bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "İşte vergi müjdesi, gelir vergisi oranını yüzde 5 indiriyoruz" demişti. Oysa bu indirim, yıllık geliri 155 milyarın üzerinde olanlar için geçerliydi. Yararlanan zengin kesim oldu. Müjdeli haber (!) fiyaskoya dönüştü.

Vatandaş (hem üreticiler, hem de tüketiciler) "KDV oranları çok yüksek, biraz indirilsin" diye feryat ediyordu. Hükümet bu istemleri dikkate aldı ve gerekeni yaptı!

Pırlanta, elmas, yakut ve incinin yüzde 18 olan KDV’si sıfıra indirildi!

Oysa ekmek, su, et, peynir, defter, kitap, meyve, sebze, kefen bezi, akla ne gelirse KDV’si var.

Gündeme gelen kararnamede, Unakıtan Ailesi tarafından üretilen sıvı yumurtanın da KDV’si, hem de parantez içine alınarak, yüzde 18 iken yüzde 8 oluverdi.

Ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet!


Bu indirimin anlamı ne? Unakıtan Ailesi’nin ürettiği malın fiyatı bir anda yüzde 10 oranında ucuzlayıp çekici duruma getiriliyor. Böylece tüketimin artması sağlanıyor. Sıvı yumurtanın pazarlama gücü, satışı ve kazancı bu yolla artırılıyor.

Maliye Bakanı, verginin patronu. Çocukları bu yatırım için milyonlarca dolar harcadı. Babaları ise Bakanlar Kurulu kararnamesiyle bu malın maliyetini "parantez içinde" ucuzlattı, aile kazansın diye kıyak yaptı, devletin vergi kaybına neden oldu.

Bay Unakıtan’ın ailesi kazanıyor, devlet kaybediyor.

Bunlar devlet gücüyle, devlet eliyle yapılıyor. Yakışıyor mu?

BAYKAL NE YAPTI?

Önceki gün TBMM’de Unakıtan gensorusu görüşülüyor. Unakıtan kürsüden Baykal’ın Ankara’da Angora Evleri kooperatifindeki lüks villasına yükleniyor, kaçak olduğunu iddia ediyor.

O görkemli sitede çok sayıda milletvekilinin, Melih Gökçek’in, tüccar terzi Seyfi Saltoğlu gibi bazı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi üyelerinin de görkemli, süperlüks villaları var. Tapular henüz verilmemiş. Unakıtan vurdukça bu konuda vuruyor, Baykal oturduğu yerden kendini savunmaya çalışıyordu. Gensoru yön değiştiriyor, Baykal kendi silahıyla vurulmaya başlıyordu.

Oturduğu yerden Maliye Bakanı’na yanıt vermeye çalışıyordu ama sözleri kaynayıp gidiyordu. Görüşmeleri ekranlardan izleyen milyonlarca insan, onun ne söylediğini bile duymuyordu.

Baykal niçin kürsüye çıkıp yanıt vermedi? Niçin haklı olduğu bir konuda kendini savunamadı?

Gerçek gündemin, gensoru olayının böyle laf oyunlarıyla saptırılmasına niçin göz yumdu?

Niçin kürsüye çıkıp Unakıtan’a hitaben şöyle haykıramadı:

"Bu mal varlığı olayını kendi gazetenizde sen gündeme getirdin. Niçin kendi ailenin mal varlığını açıklamıyorsun da benim kooperatif evimin tapusunu burada konuşuyorsun? Bu gensoru önergesi benim hakkımda mı verildi, senin hakkında mı?.."

* * *

Yaşadıkça ortaya bazı gerçekler çıkıyor.


CHP’nin yumuşak karnı Deniz Baykal.

Rakipler bunu bildiği için oraya çullanıyor, yumruklarını o yumuşak karın bölgesine indiriyor.
Yazarın Tüm Yazıları