GÜNÜN birinde bir savcı ortaya çıkacak, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın geçmişte söylediği masum sözler nedeniyle hakkında iddianame düzenleyecek, dava açılmasını isteyecek!
Türkiye’de siyasetin, hem de söylentilerin kızıştığı bir dönem yaşıyoruz.
Bugünkü Genelkurmay Başkanı’nın süresi 30 Ağustos günü sona erecek. Toplumun büyük bir kesimi o günün gelmesini sabırsızlıkla beklerken, birileri de "gelmemesini" bekliyor.
Niçin?.. Çünkü o gün Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Başkanı olacak. İktidar ve yandaşlarının pek hoşlanmadığı bir durum!
Burada bunun nedenlerine girmiyorum.
Ferhat Sarıkaya isimli Van Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan 100 sayfalık iddianame elimde. Dün çok acele okudum.
Bu beyefendi, Rektör Yücel Aşkın davasında da iddianame hazırlayan kişiydi.O belgenin bir yerinde "Aşkın’ın ev ve ofisinde yapılan aramalarda gazeteci Emin Çölaşan’ın yazıları bulunmuştur" diyordu.Bir gazetecinin gazeteden kesilmiş yazılarının bulunması, beyefendinin gözünde "suç kanıtı" idi!
Peki ne demişti Orgeneral Büyükanıt? Şimdi aynı Van Savcısı’nın iddianamesinde ismi nasıl, hangi sözleri nedeniyle geçiyordu? Şemdinli olaylarından sonra sanık olarak yakalanan Astsubay Ali Kaya için söylediği sözler aynen şöyleydi:
"Ben o astsubayı tanıyorum. Benim karargáhımda çalışmıştı. Onu (bombalamayı) yapacak biri olduğunu zannetmiyorum."
* * *
Savcının hazırladığı iddianamede Büyükanıt’ın ismi nasıl geçiyor? Birkaç örnek vereyim de öğrenin! Meclis Araştırma Komisyonu’nda Mehmet Ali Altındağ isimli biri ifade veriyor, "Büyükanıt bu kişiyi koruyordu" demiş. (İddianame sayfa 48 ve 49.)
İşte savcı için bulunmaz bir malzeme! O adamın komisyon ifadesini tümüyle aktarıyor.
Bu hususu iddianamesinde aynen şöyle dile getiriyor: (Türkçe bozukluğu savcıya aittir!)
"Mehmet Ali Altındağ’ın Cumhuriyet Savcılığımızda TBMM Araştırma Komisyonunda vermiş olduğu bu ifadeler karşısında halen Genel Kurmay Başkanlığında Kara Kuvvetleri Komutanı olarak görev yaptığı bilinen Yaşar BÜYÜKANIT ile o dönemde komutası altında çalışan bir kısım askeri yetkililer hakkında Suç İşlemek İçin Örgüt Kurmak, Görevi Kötüye Kullanmak ve Sahte Belge Düzenlemek suçlarından, yine 9 kasım 2005 günü Şemdinli ilçesinde meydana gelen patlama olayından sonra Yaşar BÜYÜKANIT’ın olayın faillerinden olan Ali Kaya’ya yönelik açıklamaları nedeniyle Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs suçundan soruşturma evrakı Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına gönderilmek üzere tefrik edilerek (ayrılarak) soruşturma defterimizin 2006/152 sırasına kaydı yapılmıştır."
Şimdi şu ifadeye bakınız: "Kara Kuvvetleri Komutanı" demiyor, "Halen Kara Kuvvetleri Komutanı olarak görev yaptığı bilinen" diyor! (İddianame sayfa 68.)
* * *
Bir basit örnek daha vereyim. Bay savcı iddianamesinde (sayfa 47 ve 48) Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ten övgüyle söz ediyor.
Onlardan söz ederken isimlerinin başında "Sayın" sözcüğünü kullanıyor.
Fakat bunların hemen altında sıra Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri ile Yaşar Büyükanıt’a geldiğinde, bu "Sayın" sözcüğü savcı bey tarafından her nedense kaldırılıyor!
Bunlar küçücük ve önemsiz örnekler!
Şimdi AKP iktidarı tarafından Türkiye’de bir mekanizma çalıştırılmak isteniyor.(Bunun ilk somut örneği, aynı savcının açtığı Yücel Aşkın davası idi.)
30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturacak olan Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı yıpratmak, mümkünse her yolu ve yöntemi kullanarak harcamak ve o makama gelmesini önlemek.
İktidarın işine gelmeyen bir yargı kararı çıkınca hepsi birlikte havaya zıplıyor: "Olmaz böyle şey, böyle karar olmaz!.."
Ama ortaya kendi işlerine gelen, hoşlandıkları bir yargı belgesi çıkınca her biri masum çocuk rolüne bürünüyor:
"O yargının işidir, bize karışamayız ki!.. Bize yorum yapmak düşmez ki!.."
Dün de aynen böyle oluverdi sevgili okuyucularım!
Onlar bu işlere hiç karışmıyor!
TSK’ya doğrudan müdahale edemeyenler, bunu dolaylı yollardan yapmaya yelteniyor. TSK, kendi üzerinde oynanmak istenilen bu çirkin oyunun mutlaka bilincindedir.