TAYYİP, Türkiye'nin ‘‘kurtarıcısı’’ olarak ortaya çıktı! Bizi o kurtaracak.
Tayyip'i en iyi tanıyanlardan biri Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan. Onunla yaptığımız söyleşide sordum:
- ‘‘Tayyip'i nasıl değerlendiriyorsunuz?..’’
Verdiği yanıt yabana atılacak gibi değildi:
- ‘‘Bilgi ve birikimi yoktur. Böyle kritik bir dönemde Türkiye'yi yönetecek birikim ve tecrübeye sahip olmadığı endişesini taşıyorum. Türkiye'nin yönetimi büyük sıkıntı içine düşer. Kimi boyuna bosuna, kimi kabadayı tavırlarına bakıyor, işler böyle yürüyor! Meseleleri halletme şansı son derece zayıftır.’’
Burada Kutan doğru söylüyor. O, Tayyip'i en iyi tanıyanlardan biri. Tayyip'in gerçekten de hiçbir birikimi, hiçbir deneyimi yok. Sadece ağzı çok iyi laf yapıyor. Bir de ‘‘ben artık değiştim, eski Tayyip değilim’’ diyor! Değiştiğini iddia ediyor ama dinci basın bütün gücüyle Tayyip'e destek veriyor. Oysa geçmişini bir tarafa bırakan (!) bir şahıs, dinci basın tarafından tu kaka ilan edilir, kendisine veryansın edilir.
Tayyip'in ne ölçüde ‘‘değiştiğinin’’ gerçek barometresi, işte bu dinci basındır!
***
Tayyip ve ekibi hakkında açılmış çok sayıda yolsuzluk, usulsüzlük davası var. Tayyip işine gelen savcılık iddianamelerini, davaları ve yargı kararlarını referans gösteriyor, işine gelmeyenleri ise ‘‘iftira’’ olarak niteliyor. İşin kolayını böyle bulmuş!
Tayyip'in aday listelerinde öyle isimler var ki, en seçilecek yerlerde! Onlar hakkında da dosyalar var, onlar da Tayyip gibi yargılanıyor. İşte aday gösterdiği İstanbul Büyükşehir ekibinden, belediye ve bağlı şirketlerde üst düzey görev yapmış kişilerden birkaç örnek:
Mehmet Mustafa Açıkalın: AKP İstanbul 3. bölge adayı. İstanbul DGM Başsavcılığı karar no. 2001/644. Sayfa 69: ‘‘Belediye bünyesinde kurulan (suç) teşekkülün tüm eylem ve işlemlerinde birinci derece sorumlu olduğu, irtikap, zimmet, ihalelere fesat karıştırmak, görevi kötüye kullanmak, özel evrakta sahtekárlık ve kamu kurumlarını dolandırma suçu işlediği görülmüştür...’’
İdris Naim Şahin: AKP İstanbul 3. bölge 5. sıra adayı. İstanbul DGM Başsavcılığı karar no. 2001/1644 sayfa 70: ‘‘Teşekkül kurucularından olup irtikap, zimmet, kamu kurumlarını dolandırma suçu işlediği görülmüştür.’’
Dikkat ediniz, yer yokluğu nedeniyle bunları çok kısa yazabiliyorum.
Zülfü Demirbağ: Elazığ 3. sıra adayı. Hüseyin Besli: İstanbul 1. bölge 10. sıra adayı. İsmail Arslan: Muş 4. sıra adayı. Selami Uzun: Sıvas 2. sıra adayı. Mustafa Ilıcalı: Erzurum 4. sıra adayı.
Özür dilerim, çok özetle yazıyorum. Tayyip'le birlikte bunlar ve diğerleri hakkında başlatılmış soruşturmalar, açılan yolsuzluk-usulsüzlük-zimmet davaları var.
Tayyip bunları bir kalemde ‘‘iftira’’ diye geçiştirmeye kalkışıyor.
***
Medya bunları gündeme getirmeli. Tayyip'e arka çıkan ve ‘‘Müslüman’’ geçinen basın, bu dosyaları görmeli.
Halk meydanlarda Tayyip'e bunları sormalı. Kendisiyle söyleşi yapan gazeteciler bu işin üzerine gitmeli.
Türkiye'de ekibiyle birlikte böylesine yolsuzluk dosyalarına sahip olan ikinci bir siyasetçiyi duymadık, görmedik.
Çocuklarını Amerika'da kim okutuyor? Her yıl en az 100 bin dolar parayı kim sağlıyor?
Servetini Ülker bayiliğinden elde ettiğini söylemişti, Ülker bunu yalanladı. Sonra servetini şöyle açıkladı:
‘‘Oğlum düğününde gelen altınları bozdurup bana borç verdi.’’
Eğer bu aile yapısı içerisinde oğlu babasına borç veriyorsa çok ayıp!
Unutmayalım, hakkında mal varlığı konusunda açılmış dava da sürüyor. Ama gelin görün ki, köhnemiş yargı sisteminde bu davalar kolay bitmiyor.
***
Türkiye'de kendisi ve ekibi hakkında bunca dava açılan bir başka kimse olsa, inanın sokağa çıkarmazlar. Ama iş kendilerine gelince ‘‘iftira’’ oluyor.
Tayyip ülkesini AB'ye şikáyet ediyor, kendi ülkesinden 2 milyon Euro (3.5 trilyon) tazminat istiyor.
İşte bu Tayyip, Türkiye'yi kurtarmaya talip! Ah Türkiye, vah Türkiye!